1| kayıp kasaba

14.7K 577 173
                                    


Hikâyem ne zaman başladı bilmiyorum. Taze bir yolculuğa çıkmış değilim. Yıllardır bu ücra kasabada filizlenen bir dal gelinciğim.

Burada tepeler yazın hep gelincikle dolar. Kırmızı, pembe, benekli ve güzel renkli fakat hazin... Yaprakları rüzgârda nazlı bir yârmışçasına salınır, gövdesini rüzgâra eğer ki rüzgârda bu gelinciğin hoyrat yâridir. Hırpalar, bütün kuvvetiyle eser fakat bilmez ki gelincik bir gün kopar toprağından. Buranın rüzgârı serttir, yâri güzel sevmez. Buranın rüzgârı... yâri incitir.

Muhteşem bir hikâyenin baş karakteri değilim. Hikâyem ne zaman başladı, bilmiyorum. Zihnimde tutarsızlıklar var.

Şehre bir adam da gelmedi. Üstelik yabancı sıfatını hiç yakıştıramadım ona. O bizden biriydi sanki, yıllardır içimizdeydi fakat henüz hoyrat bir yel gibi esmemişti.

Burası küçük bir kasaba. Gündüzleri, eğer bahar ayındaysanız, ılık bir meltem eser burada. Her yer yemyeşil. Yer yer gelincikler, papatyalar, unutma beni çiçekleri ve ismini bilmediğim onlarca çiçekle karşılaşırsınız. Havası temiz ve içine çekilesidir. Şehrin esintisini pek taşımaz. Beton binalarda yaşamayız; kerpiç ya da taş evlerin içinde bir sürü hayat yaşar. Kimse bilmez, zamanın uğramadığı kayıp bir kasaba burası.

Henüz insan eli değmedi. Çiçekleri hâlâ nazlı. Kızlarının yüzü makyajsız, yanakları al al. Eşarplarından çıkan bir iki tutam saçları yüzlerine dağılır. Arkadaşlarıma sık sık söylerim fakat beni dinlemezler.

Çeşme başında bazen durup, aslında ailelerinin beş dakikaya su almaya göndermesine rağmen, uzun uzun sohbet ederiz.

Kasabaya yeni bir hanım öğretmen atanmış, öğrenciler çok sevmiş. Çok da kibarmış.

Yanımda suyunu dolduran kız arkadaşımın dayısının oğlu evlenecekmiş birkaç haftaya. Gelin de uzaktan bir tanıdıklarıymış.

Saçlarını özenle yüzüne serpen diğer arkadaşım kardeşlerinden bıkmış. Bütün evin işlerini kız kardeşlerine yaptırıyorlarmış. Babası hep erkek kardeşini kucağına alıp seviyormuş.

Bu nasıl da büyük bir adaletsizlikti kızlar için. Babası böyle davrandığı için çok üzülüyormuş. Ah annesi, neden bir kelime ağzını açıp onu da sevmesini söylemiyormuş?

MenevişWhere stories live. Discover now