30| güllerin bezediği

4.6K 190 238
                                    

Selamlar. İki bölüm uzunluğunda bir finalle buradayım, uzun süre sonra. Bilerek bekletmediğimi bilmenizi isterim. Dinlene dinlene ve tabii düşüncelerinizi ve hislerinizi bırakarak okuyun, lütfen. Son söz de yazacağım, orada detaylıca konuşuruz. Uğrarsınız değil mi? İç dökeriz biraz. Keyifli okumalar o vakit. Hoş geldiniz. Ve tabii selametle.🌻

***

Bazı anlar vardır. Bir kartpostal gibi, yıllanmış, fakat baktıkça eskimeyen. Elini uzattığın her anda orada bir köşede bulduğun anlardır bunlar. Şimdi o anlardan birindeyim. Sakin, temiz bir sahile uğramışım da engin denizi izleyip sudaki ayaklarımı yavaşça ileri geri oynatıyorum. Üşümüyorum, aksine içimde müthiş bir dinginlik var.

Değişti bazı şeyler, büyüdüm. Bir nehir aktı, fakat karşı koymadım. Bıraktım kendimi serin sulara. Dalgalarla savaşmak yerine onlarla barışıyorum. Düştüğümde ayağa kalkmak için zorlamıyorum kendimi fakat önümde yürümek var. Ondan da geri kalmıyorum.

Yaşamak şimdi yürümek demek benim için. Kendi ayaklarımla kendi kaderime yürüyorum, önüme çıkan hiçbir şey isyan sebebi değil. Çünkü artık içimde iman adlı bir çınar büyümekte. Tevekkül, katığım. Annelik, yoldaşım. Yaşım ise ellerimden tutan bir haylaz çocuk. Beni nereye sürüklediyse orada nefes nefeseyim.

Yaşamak kucaklamış beni, kanatlarına bindirmiş; özgürleşmişim kimi zaman, kimin de bir sarmaşık gibi gövdeme dolanmış. Özünde kederini de sevincini de yüzüme sürmüş, ben ise kabul etmişim. Esasen hayat tam da burada başlamış. Kabullenerek, kendini ötelemeyerek... O'nun sana vereceklerini almaya gönüllü olduğunda, senden alacaklarına rıza gösterdiğinde özgürlük yeşermiş. Üzüntü ve neşe göğüs kafesinde nefes alıp vermiş, adına da yaşamak denmiş.

Bir Menekşe bir dağda açmış da, rüzgâr onu sinesine sarmış, saklamış. Yumuşaklığını hiç esirgememiş ve yapraklarının büyümesine müsaade etmiş.

Şimdi dört küçük yaprağıyla bir Menekşe'yim ya ben, kim bilir belki bir gün rast geldiğin her menekşe sana beni hatırlatır da sen de güç bulursun kendinde. Yeniden hayata başlamak adına olur bu sefer adımların. Belki ben de böyle böyle nefes alırım. Hiç ölmem sinelerde.

Kapıya yaslanarak onları izledim. Ailemi... Muaz çocuklarımızın omuzlarından tutmuş, onları saf düzenine göre konumlandırmaya çalışıyordu. Ellerinin altında kalan iki çocuğumuz Muaz'ın henüz beline bile gelemiyordu.

Akif Berâ, güzelce aldı safını. Muaz onların sırtından hafifçe iterek biraz daha ilerlemelerini sağladı. Küçük kızımız ise biraz daha nazlıydı. "Kızım, bak burada duracaksın. Abinin hemen arkasında."

"Hayır!" dedi küçük çocuk cesaretiyle. "Siz hep beni geriye atıyorsunuz." Öfkeliydi. Hep abisi ve babası ile olmak, onlar gibi hareket etmek istiyordu. Bazen Muaz sadece Âkif Berâ'yı cuma namazı için alıp götürünce tüm gün kucağımda ağlıyordu onu da götürmüyorlar diye. Gözlerinin dolduğunu ta görmeden anladım. Sesi titriyordu yavrumun. "Ama kızım," dese de Muaz, devam etti sözlerine ağzının içinde yuvarladığı kelimelerinin eşliğinde. Tam söyleyemiyordu her kelimeyi. "Bana ne, ben de aynı anda doğdum onunla. Abim değil o benim."

MenevişWo Geschichten leben. Entdecke jetzt