9| kalpteki vehm

4.4K 297 196
                                    


"Muaz, Muaz, Muaz?"

İçeriden sesi geldi. "Menekşe, Menekşe, Menekşe?"

Güldüm hafifçe. "Gelir misin bi'?"

Elimi belime koydum onu beklerken. Bir yandan yatağın üzerindeki bavula neler koyabileceğimizi hesaplıyordum. Daha iki gün vardı gitmemize ama yine de önceden hazırlamak istemiştim.

"Geldim," dedi omzuma değerken. "Kaç tane gömlek koyayım senin için?" dedim bilinmezlikle. Elimi tuttu. Beni dolap ve arasına alırken gömleklerine dokundu. "Çok gerek yok aslında. Dönüşümlü giyerim ben."

"Olsun, yine ne olur ne olmaz. Çok koyalım. Çalışırken terlersin durmadan."

"Almaz mısın beni eve kötü kokarsam?" dedi kollarını belime sararken. Sanki kalbime ılık bir şeyler aktı. Çok heyecanlandım. Kesik kesik nefes aldım. Gülümsemeye çalıştım. "Öyle bir ihtimal yok eşim beyefendi."

Muaz'ın burada olduğu günlerde bolca kitap okumuş, bolca susmuş, bolca konuşmuş, bolca gülümsemiştik. Gözlerinin içinde bana doğru kurulan bir köprü vardı. Adım attığım an kalbine ulaşıyordum.

O ilk gördüğüm zamanki adam değildi. Bu Ömer Muaz, oldukça açık ve samimiydi. Bu birkaç gündür de neşesi yerine gelmişti. Hacer teyzeyle Ömer Muaz'ın gelişine ev baklavası ve börek yapmıştık. Akşam uyumadan evvel ellerime sağlık olmasını diledi ve beğendiğini söyledi. Ben heyecanlı heyecanlı konuşurken elini başına yaslayarak ve yatağa dirseğini yaslayarak beni izledi. Arada yüzüne uğrayan gülümsemesi de mevcuttu. Uykusu olmasına rağmen dikkatle dinledi ama bir sürenin ardından odağı kayboldu. Kolunu kırk yıllık evliler gibi dürtünce beni Ankara'ya götürmemekle tehdit etti. Ben de beni ümitlendirip böyle bir şey yapamayacağını söylediğimde üzerimden uzanıp gece lambasını söndürdü. İsmini defaatle seslendim ama gözlerini çoktan kapatmıştı. Beni burada bırakır diye ağlamaya başladığımda o görmese bile iç çekişlerimi anladığında avuç içleri teselli görevini üstlendi. Gece lambasını yeniden yaktı ve latife ettiğini söyledi. Islak gözlerle yüzüne bakarken "Beni bırakırsan küserim sana," dedim.  "Bak sen," deyip kaşlarını kaldırdı. "Kocaya küsülmez. Nereden öğreniyorsun böyle şeyleri..."

MenevişWhere stories live. Discover now