twenty-one

62.5K 1.7K 599
                                    

Günün ikinci bölümü, öncekini atlamayın sakıııın size kıyamadım hemen yolluyorum bunu da

Ve saatlere dikkat edin Uğur'u öğrendiği andan itibaren geri sardık önceki bölümde, şimdi sonrasına bakıcaz :D

Düz yazmak daha zor inanın, hele bu kafanın içinde o yüzden oy ve yorum atın lüffem :D

Keyifli Okumalar

🖤

Pazartesi 09:30

Nilgün abla, odama girdiğinde kadının aklı çıkmıştı. Telaşla yanıma koşarken, "Ahsen, kızım iyi misin, ne oldu sana?" diye bağırınmayı da kendine huy edinmiş olmalıydı. Huy doğuştan gelir salak!

Sesi, tonu gereği de her zaman fazla yüksek olduğundan, aşağıdan saniyesinde tilki kulaklı annemin, "Nilgün ne oluyor?" sesi geldiği için, elimi pat diye yatakta bana yaklaştığı için ağzına kapadım. Hareketime şaşırmış ve biraz kızmış gibi çatık kaşlarla baktı ama diğer elimi de kendi ağzıma götürüp, sus işareti yapınca başını sallamıştı. Yanağını sıktıktan sonra elimi yüzünden çektim. Kendimce af dilemiştim annemden büyük kadının ağzında vurduğumdan ama ne yapayım? Korku insana her şeyi yaptırıyordu.

"Yok bir şey Peri Hanım, iniyoruz."

Kafamı evet anlamında salladım. Yatakta yanıma çöktü hemen. Zengindik evellallah da insan ayırmazdık şükür. İman time! Yanımdan git bana yaklaşma diyecek biri asla değildim, olmazdım. Egom kendi dişime göre insanlar görünce ortaya çıkıyordu.

Beni ve Aker'i bu yaşa getiren kişiler; canım anne ve babamsa diğer yandan da yıllardır bizimle olan ve bizi kendi çocuklarından bile çok görmüş sayılacak Nilgün ablamdı. 45 yaşında, annemden de babamdan da büyük, teyze desem yeri olan tatlış bir kadındı ama dedikodu seven yanıyla ruhu genç olduğundan ablamdı işte. Annemin magazin programından öğrenemediğim ayrıntıları ondan öğreniyordum öyle söyleyeyim. Kendi, basit sıradan hayatında yaşıyor gibi görünür ama ünlüsünden ünsüzüne çok kişinin yediği naneleri bilirdi. İyi bir gözlem ve tahmin yeteneği de vardı ki sormayın gitsin, söylediği en sonunda gol olurdu. "Ne vuruyon kız ağzıma?"

Şekil 1-A'da görüldüğü gibi de elit bir kesimde yaşasam bile on'lu mon'lu konuşmamı ona borçluydum. Ağaç yaşken eğilir diye boşuna demiyorlardı değil mi? Bana Fransız dadılar bulmak yerine Anadolu'nun yurdum insanını bulurlarsa fazlasını benden bekleyemezlerdi!

"Abla sen de neden gerçekten ölmüşüm gibi yaygara koparıyorsun?"

"Gerçekten ölmediysen neden dilin dışarıda yatıyorsun?"

Haklı! Haklı bu arada!

"Tamam haklısın ya. Uff ama iyiyim. Annemlere bir şey demene gerek yok. Öyle geliyorlar ya bana arada gene geldiler." Gözlerini, dedikodu radarına yakaladığından beni, kocaman kocaman açtı.

"Ne oldu da geldiler Ahsen Naz? Derdin ne kızım? Anlat bana, annenlere demem valla." Ona gözlerim kısık, hiç inanmadığımı belirten bir bakış attım.

"Ya git işine abla ya, aşağı inince annemin kulağına fısır fısır yumurtlayacağını bilmesem sana inanırım."

Koluma bir cimcik attı. "Sus kız! Ne yapayım annen ağzımdan haber almayı iyi bile biriyse?" Ellerimi havaya kaldırıp, iki yana açtım.

"İşi bu!" Yatağımdan kalktı kaşları hâlâ çatıkken. "Aman her şeye de bir lafın var! Cambaz. Kalk zıkkımlan da evden git madem iyisin." Omuz silktim yattığım yerden, yüz üstü döndüm. Kollarımı yastığımın altına sokup, kanmayan uykumla miskin bir poziyon alırken mırıldanıyordum.

MAFYA BEY -TEXTING +18Where stories live. Discover now