MAFYA BEY -TEXTING +18

fifty-eight

Selamsss azgın tekelerim ajskhdbsgadüLan bir bölüm seks yazmayak dedik ordan burdan yaz diye diye caydırdınız beni, illa sikiş görceksiniz kadbjhgasd

Töbest neyse mecbur(!) yazdık yanmasak bari :D

Milletin 10 bölümde atacağı kelime sayısını ben 1 bölümde atıyom BAKIN DEĞERİMİ BİLİNİZ YOKSA BEN ÇOĞK ÜZÜLÜRÜM

💘OYSU VE YORUMSU O YÜZDEN ÇOK KALPP <31 💘

INSTAGRAM'DAN TAKİP EDİN BARE: @tamamyayazar Çokzel bir hikaye attım zkjdshfgdbdh

DKTT-Aldattım "Aldattım dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım :D Haklıydın, senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım."

🔥

Cuma 15:30

Asansör, Uğur'un odasının katında durduğunda, yaka paça aşağı indik. Neden mi yaka paça, kendimizi asansöre attığımız anda dudaklarımıza saldırdığımız için olabilirdi. Üstelik benim halihazırda açık olan yakalarım da tamamen dağılmıştı. Dudaklarına yetişmek için, kollarımı boynuna doladım. Topuklu ayakkabılarıma rağmen hafifçe yükselmiştim.

Uğur, birazcık geri çekildi. Dudakları hâlâ dudaklarıma çarpıyor, nefesi buhar olup tenime akıyordu. Yarı kapalı gözleriyle asansör kapısının yanındaki bir tuşa bastı. Aynı şekilde hareketlerini takip ettim. Galiba asansörlerin bu kata çalışmaması için aldığı bir önlemdi. Gerçek asistanı da, bu kata çıkmamayı bildiği için sorun yoktu.

Nefes nefese kendimi ondan kopmaya zorladım.

Seker gibi adımlarla odasına yürüdüm. Kapıyı açtım, ardımdan 'patronum' girdi, kapıyı kapattı. Kilitledi. Kilit iyiydi, garantiydi.

"Demek, sen toplantının ortasında beni kışkırtırsın Naz?" dedi, koyulaşan gözleriyle bir avcı gibi avına doğru yürürken. Adımlarımı geriye doğru atmaya başladım. Narin ve ürkek, yeni yetme bir sekreter, halihazırda güzel gözlerimle bir ceylan olduğum için bunu garip bulmadım.

"Uğur Bey, ben çok korkuyorum bu halinizden," dedim. Üzerime doğru yürümeye devam ederken, yarı yolda ceketini çıkarıp, ardında kalan koltuklardan birine fırlattı. Bir adım daha geriledim. Göz ucuyla da arkamda gidebileceğim köşeyi hesaplıyordum. Uygun yer, odadaki masaydı!

Bir masadan kalkıp diğerine oturacaktık. Ya da yatacaktık artık, nasip...

Sağ eliyle, gömleğinin sol kolundaki manşetlerine uzandı. Kol düğmelerini çıkarıp, kollarını özensiz bir şekilde geriye katlarken, ben de üzerimdeki onun gömleğinin yakalarını, onun aksine birleştiriyordum. Aynı işlemi diğer koluna da uyguladı.

"Sen de istiyorsun." dedi aksi mümkün değil der gibi.

Dudaklarımı dişledim. Kalçam nihayet masaya çarptı. Ayağımla sandalyelerden birini kenara ittirdim. Zaten tekerlekliydi fazla zorlanmamıştım.

"Evet ama siz patronumsunuz?"

Patronum şimdi içimden geçecekti, ben hâlâ laga luga yapıyordum.

"Seni çok isteyen bir patron."

Birkaç adım daha atıp aramızdaki mesafeleri tüketti. Sağ elini enseme atıp, başımı sertçe geriye çekti. Saçlarım parmaklarının arasında kalmıştı. "Ahhh," inlemem odaya dağılmıştı. Burnunu boynuma doğru eğdi. "Beni istiyor musun Naz?"