eighty-seven

8.4K 540 631
                                    

Selamsss aşklarım. Nabersiniz? Nasıl gidiyor hayat?

Ara verdik azıcık ama hayat meşgaleleri işte...

Uzun zamandır yoktum biri demiş öldü, şimdi de yazsınlar KRALİÇE geri döndü!!!

INSTAGRAM: @tamamyayazar

Keyifli Okumalar :)

💘OYLAR VE YORUMLAR ŞELALEEEEE💘

Can Koç-Gökyüzünü Tutamam-"Senin de hiç sevmediğin gibi, bıçaklar, silahlar, kanlar ve yaralar... Havalarda uçuşurken... En sevdiğin gibi şaraplar, yataklar, öpüşler ve düşler... Havalarda uçuşurken..."

 🖤

Uğur ÖZKARA namıdiğer Mafya Bey'den

Cumartesi 23:55

Planın ilk ayağı için yine uğursuz bir saatte ayaktaydık. Sabahtan akşama kadar kendi işlerimizde bir açık bırakmamak için çalışmıştık. Bu çalışma güvenlik önlemlerini artırıp, saklı bilgilerin ve kasaların korunması gibi fiziki planları içeriyordu. Normalde babamın korumam gerek diye belirttiği 4 can, bu sefer Lodos ve Ahsen'in ailesi de dahil olmak üzere sayıca artmıştı. Serdar Bey ve Peri Hanım'ın tatillerini huzursuz etmek istemesem de peşlerinden koruma göndermiştim. Gizli takipte olacaklardı.

Aker ve Ahsen'in gitmediğini sabah gelen bilgiden biliyordum.

Biz bunlarla uğraşırken diğerleri de gazabımızdan korkup kendi boklarını temizleyerek, sözde iş adamı kimliklerini yağlayıp ballamış olmalılardı.

Bizim en azından yaşadığımız hayat tarzında, saklamamıza gerek gördüğümüz bir hal yoktu.

Ama Necati piçinin sakladığı boklarının, bomba gibi patlaması diğerlerini tedirgin etmişe benziyordu. Gördükleri görüntülerin sapına kadar gerçek olduğunu aklı olan anlardı çünkü. Böyle olunca da, masada dut yemiş bülbül gibi sesini çıkarmaya korkan acizler, babamın telefonunu gün boyu aramışlardı. Yanımızda durmak, karşı safta yer almak istemediklerini belli etmek istiyorlardı. Oysa adam olan, o anda konuşurdu. Kendilerine mafya diyen ama sikim kadar yürekli olmayan, bu korkak heriflerden tiksiniyordum.

Orman yolunun girişine baktım. Gece öten birkaç kuş sesi hariç, sessiz bir bekleyiş sürüyorduk. Babamın yönlendirmesiyle, bakalım ne boklar ötecek diye, bizimle sakince buluşmak isteyen İbrahim'i dinlemek için gelmiştik. Ulu orta görüşmüyorduk çünkü İbrahim başkanlığının son günlerinde olduğunu bilmeden, çok iyi bir başkanmış gibi rol keseceği için, Özkaraların yanında görünüp, plana dahil edilmiş gibi gözükmek istemezdi.

Ortamı, arabaların açık farları aydınlatıyordu. Işığa gelip uçuşan sinekleri görüyordum. Bir daire çizmiştik arabalarla. Korumaların gözü, onların geleceği yolu ve herhangi bir baskın ihtimaline karşı ormanı gözetliyordu. Kalçamı kaputa dayamış, bir bacağımı titretirken bekliyordum. Babam az ileride telefon görüşmesi yapıyordu. Bize yıkmaya çalıştıkları hain yaftasından, yurt dışındaki ortaklarının da haberi olmalıydı ki gerçek sorgulanırsa; sikikçe cevaplar vermesinler. Alım satımlar da belgeliydi zaten.

Offladım. Sıkılmıştım, bunalmışlık hissinin de üzerimden gittiğini söyleyemezdim. Gün boyu Ahsen'in sesini duymamam da cabasıydı. Beni aramıştı ama aramalarına dönmedim diye ondan sağlam bir trip yiyeceğimi bile bile, telefonlarını açmamıştım.

Bu gerginlik hali, yanımızda gelmekten başka bir ihtimali tek kalemde silen Lodos ve Atlas'ı bile bulmuştu. Lodos, korumalardan çarptığı sigaraya sarmıştı kendini. Genelde aromalı tatları denemek harici, uyduruk sigaralardan içtiğini görmemiştim onun ama beklerken ne yapacağını bilememiş gibiydi. Ben içmiyordum. İçki konusunda taviz vermezdim belki ama üniversitede belli bir dönem merakla yanımda gezdirdiğim paketler harici, sigara kokusundan da nefret ederdim. Tarzım değildi.

MAFYA BEY -TEXTING +18Where stories live. Discover now