Bölüm 5

3 1 0
                                    

Yine saat 7 de kalktık. Bu sefer kuaförümüz gibi kıyafetlerimiz de oradan olacakmış. Bir saat sonra programın yapılacağı yere geldik. Emel Hanımla beraber kızlar giyinme odasına gittik. İçerisi aynı şarkıcı kulisi gibiydi. Bir duvarda yan yana elbiseler vardı. Kısa elbiseler, kombinler, üstler(gömlek çeket vb.) ve alt(etek, pantolon vb) şeyler sıralanmış bir şekilde asılıydı. Hemen yanında 5 katlı içi ayakkabılı kapaksız dolap vardı. Her rafa yan yana 3 ayakkabı sığıyordu. Diğer tarafta aynalı makyaj masası vardı. Dört kişilikti. Çekmecelerin birinde takılar vardı. Üçüncü duvarda ise 3 kişilik biraz küçük koltuk vardı. Emel Hanım içeriye iki kuaför ile iki makyözle beraber girdi.

-Kızlar nasılsınız?

Buse: Ben çok heycanlıyım.

Fulya: Oraya çıktığımızda bize neler soracaklar? Program ne zaman yayınlanacak. Hepimiz heyecanlı olduğumuz için sorunun cevabı dışında her şeyi söylemiştik. Emel Hanım eliyle dur işareti yaparak bizi susturdu.

Emel Hanım: "Heyecanlı olduğunuzun farkındayım ama sakin olmaya çalışın. Daha öne izlediyseniz nasıl olacağını biliyorsunuzdur." Hepimiz izledik diye mırıldandık. "Kıyafetler sponsorlu bu yüzden neyi giyip giymeyeceğinize karar verildi. İlk önce üstünüzü değiştireceksiniz sonra makyajınız yapılacak. Programdan önce de yemek yiyeceksiniz. Sorusu olan. Tamam o zaman başlayalım" Emel Hanım ilk önce kuaför sırasını açıkladı. İlk benim saçım yapıldı. Düz saçım üstten düzleştirildi ve doğal makyaj yapıldı. Emel hanım bana kırmızı askılı çok hafif fılfıllı bir üst ve siyah dar pantolon verdi. Altına siyah topuklu ayakkabı ve küçük bir kolye verdi. Giyinme kabininde üstümü değiştirdim. Diğerlerinin saçı yapılırken Biz Emel hanımla beraber sohbet ediyorduk. Herkesin işi saat 11 gibi bitti. Daha sonra yemekhaneye indik. Erkekler de oradaydı. Herkesin yakışabileceği kıyafetler verilmişti. İster istemez gözüm Rüzgar'a kaydı. Bunun sebebi Kore idollerinin taktığı küpelerden takmasıydı. Sadece o takıyordu ve ona çok yakışmış. Çisil beni dürtüp gülümseyerek baktı. Yemek sırasında bekliyorduk. Kulağıma yaklaşıp

-Dün düşündüm de Rüzgar ile olsanız çok güzel olmaz mı? Yarışmadan doğan aşk Ecgar.

Hafifçe koluna vurarak saçmalama dedim. Çisil bu halime gülmeye başladı. Biz yemek alıp masaya geçesi kadar Bora'yla ilgili konuştu. 12 kişi aynı masaya oturduk. Emel Hanım ve Murat Bey de bizimle oturdu. Muhabbet ederek saat bire kadar oturduk. Programa ilk Kadir ve Orkun çıktı. Kadir'in zeki olduğunu konuşmalarından anlayabiliyordum ancak bana hala daha zayıf bir yarışmacıymış gibi geliyordu. Sonra Buse ve Fulya çıktı. İkisi de tatlı ve eğlenceliydiler. Buse'nin ilgiyi sevdiğini anladım. Biz onları kamera arkasında oturarak izliyorduk. Kenarda 10 kişilik yer vardı. Hobilerinden, kim olduklarından, para avı programı hakkındaki düşüncelerinden filan bahsettiler. Sonra Mete ve Atakan çıktı. Atakan sessiz ve utangaçtı ama Mete onun tam tersiydi. Atakan soru sorulmadıkça muhabbete dahil olmadı ama sorulara da akışkan cevaplar verdi. Sıra bana ve Çisil'e gelmişti. Çalışan yerimize geçmemizi söyledi. Masa yuvarlak açık toprak rengindeydi. Arka plan yeşil- kahverengi-siyah renkleriyle kaplıydı. Renkler birbirine uymuştu ve gözü rahatsız etmiyordu. Tam ortada beyaz ekran vardı. İki yanında da para avı yarışmasının simgesi vardı. Çalışanın söylediğine göre biz yerimize otururken insanlar videomuzu izliyordu. 

PARA AVIWhere stories live. Discover now