Bölüm 8

4 1 0
                                    

Emel Hanım beni takip edin diyerek kalkmamızı işaret etti. Hemen ayağa kalktık. Şuan istediğimiz tek şey dinlemekti. Emel Hanım önde biz arkada spor salonundan çıktık. Murat Bey bizimle gelmedi. Hemen yan taraftaki odaya girdik. Bu oda çok güzeldi. İki koltuk vardı. Bir tane de tekli koltuk vardı. 4-5 tane puf yastıkları vardı ve kare şeklinde dizilmişti. Tam ortada ise küçük bir sehpa vardı. Koltukların karşısındaki masa da yememiz için sandviç ve içecek vardı.

Emel Hanım: Şuan saat 10. İki saat sonra sizi almaya geleceğim o zamana kadar iyice dinlenin.

Emel Hanım bize gülümseyerek odadan çıktı. Bizde yiyeceklerimizi alıp oturduk. Bir süre hiç ses çıkarmadan yemeğimizi yedik. Batu rahatsız edici sessizliği böldü. Konuşmaya başladığı an tekrar enerjisini kazanmıştı. Biz de onunla beraber enerji kazandık.

Batu: Oyun dışarıdan gözüktüğü kadar kolay değildi. Kollarımın ağrısını hala daha hissedebiliyorum. Hele o ipin hareket etmesi neydi. Uff çok korkutucuydu.

Bir saat boyunca oyunlar, ekipmanlar hakkında konuştuk. Geçmiş yarışmalar ve yarışmacılar hakkında da konuştuk. Konuşmalar sırasında gözlem yapmaya çalıştım. Şükür ki kötü diyebileceğim hiç kimse yoktu. Kadir, Atakan, Rüzgar ve ben neredeyse hiç konuşmadık. Ancak onlar da benim gibi yakınlarıyla muhabbet etmekten çekinmiyordu. Bireysel yarışmada kim ne kadar kazabilir diye tahmin yürütmeye çalışıyordum. Sonra karışık gruplar halinde muhabbet ettik. Beraber vakit geçirmek ağrılarımızı unutturdu.

İkinci oyun Nil Hanımın sunumuyla başladı. Bu sefer heyecandan çok gerginlik hissediyordum. Birinci oyunu kaybettiğim için çok üzgün değildim çünkü ekipmanların önemini yeterince düşünmemiştim. En azından bu oyunu kazanmalıyım. Ya kaybedenlere hiç eşya vermezlerse

Nil Hanım: Hepiniz ekipman oyununun 2.turuna hoş geldiniz. 1.turu Çisil, Ateş, Orkun, Rüzgar ve Mete kazandı. Kazananlar tam donanıma sahip olacakken kaybedenlerin malzemeleri eksik olacaktı. Bu oyunda 7 oyuncudan sadece 3 kişi faydalanabilecek. Kazananlar 2 konserve, 2 dolu su matarası, orta boy ilk yardım çantası, çakı, fener ve pusulaya sahip olacak.

Bu malzemeler birinci tur için yeterli 2 konserve sabah ve akşam yiyebilirim. Malzemeler de yeterli, gerçi geçen yıl su ve çamurlu oyunlar vardı o zamanlarda kıyafet işime yarardı ama neyse. Umarım yağmur filan yağmaz. Çoktan kaybettiğim bir şey için üzülmeme gerek yok. Peki kaybedenler ne alacak acaba. Geçen yıl yiyecek ve su dışında hiçbir şey almamışlardı. Umarım biraz malzeme eklemişlerdir kaybedenler için.

Nil Hanım: Kaybedenler ise 1 konserve, 1 dolu su matarası, küçük boy ilk yardım çantası ve bir eşya kazanacaklar. Bu eşya tamamen sizin şansınızın eseri olacak. Şimdi oyuna geçelim.

Bir konserve mi kaybedersem aç kalacağım yani. En azından bir tane bile olsa veriyorlar. Yine de umarım kazanırım.

Nil Hanım: Oyun üç aşamadan oluşmaktadır. İlk başta yedi kişi önündeki taşları kıracaklar. Sonra gerideki denge tahtasından geçip dikili duran 3 bayrağı kapmaya çalışacaklar. Bayrağı kapanlar kazanmış olacak. Kalan dört kişi çamura girip yanında götürecekleri tek nesneyi seçecekler.

Nil Hanım oyunu seyircilere açıkladı, çalışanlar ise etap etap kuralları açıkladı bize. Oyunlar önden geriye doğru ilerliyordu. Kazananlar oyunu izlemek için kendilerine ayrılan yere oturdular. Oyun şu şekildeydi. Herkesin karşısında 9 kiremit vardı. Arkası spor salonunun duvarı vardı. Hemen arkamızda yedi tane denge tahtası vardı. İnce ve yüksekti ama dümdüzdü. Denge tahtasının önünde üç bayrak onun arkasında çamur havuzu vardı.

Sepetlerin yanına geçtik. Çisil'in oturduğu yere baktım. Bana destek vermek için ellerini yumruk yapıp havaya kaldırdı. Gülümseyerek önüme döndüm. Düdük çalar çalmaz elime topu alıp atmaya başladım. Bir attım olmadı, iki attım olmadı, üç attım olmadı.

Nil Hanım: Filiz ve Batu ilk kiremitlerini kırdı.

Nil hanımı duyunca derin bir nefes alıp topu attım ve ilk kiremidimi kırıldı. Sonra bir daha attım olmadı. Artık herkes ilk kiremidini kırmıştı ama kim ne kadar kırdı bilmiyorum. Açıkçası Nil hanımı dinlemiyorum. Etrafıma bakmadan kiremitleri kırmaya çalışıyordum.

Nil Hanım: Şuan Batu, Filiz ve Ecem önde.

Benim üç tane kiremidim vardı. En üstekini hedef alıp topu attım ve kırıldı. Sonra diğerini de kırdım. Geriye bir tane kalmıştı.

Nil Hanım: Batu kiremitlerinin hepsini kırdı. Bayrağa doğru gidiyor. Filiz de kırdı. Evet üç bayrağın ikisi kapıldı. Geriye sadece bir bayrak kaldı.

Son kiremidi de kırdım. Direk arkama dönüp denge tahtasına ilerledim. Lütfen kazanıyım lütfen kazanıyım. Denge tahtasında biraz ilerlemiştim ki düştüm. Geriye döndüğümde Atakan da bitirdi.

Nil Hanım: Atakan mı Ecem mi?

Tahtanın sonuna geldiğim de bayrağa doğru koştum ama Atakan benden önce aldı. Sadece santimlerle bayrağı kaçırdım. Lanet olsun. Yaşadığım şokla dizlerimden destek alarak durdum. Kadir ve Buse tahtanın başına geldiler.

Konserve diye mırıldanarak çamur havuzuna doğru koştum ve havuza girdim. Bu havuzda çakı, fener, çakmak, pusula, poşet içinde kıyafet ve battaniye, konserve ve su matarası vardı. Maalesef ki herkes bir eşya alıyordu ve birisinin aldığını başkası alamıyordu. Yani biri konserveyi alırsa ben alamayacaktım. Bu yüzde mutlaka bulmak zorundayım. İkinci hedefim çakı. Öne arkaya giderek bulmayı denedim. Fulya dahil artık hepimiz Çamur havuzundaydık. Bacaklarım dizime kadar kollarım ise tamamen çamura bulanmıştı. Mecburen yavaş hareket etmek zorunda kalıyordum. Nil hanımda kuralları anlatıyordu. Eşyamızı bulduktan sonra kendi ismimizi ve nesnenin ismini söyleyip havaya kaldırmamız gerekiyor. Bir şey buldum. Çamurdan çıkartıp temizledim. Feneri nolur nolmaz diye düşünerek cebime koydum. Tam aramaya başlamıştım ki bir ses duydum.

Kadir: Konserve Kadir

Tüh be konserve kapıldı. Ne güzel onu bulsaydım birini sabah birini de ikindin yerdim. Oyunların zorluğuna bir de açlık eklenecek. Doğrulmadan diğerlerine baktım. Kadir elinde konserve gülümseyerek havuzdan çıkıyordu. Geriye sadece kızlar kalmıştı. Fulya tamamen çamura bulanmışken Buse oflayarak eşya bulmaya çalışıyordu. Fulya kıyafet çıkardı sonra onu tekrar çamurun altına koydu. Anlaşılan istediği o değil. Bende aramaya devam ettim. Havuzun dibine gelmiştim. Elime sert bir cisim geldi. Çamurunu temizledim. İstemsizce yes diye bağırdım ama sesim çok yüksek çıkmamıştı. Yine de kızların dikkatini çekecek kadar yüksekti. Cebimdeki feneri attım.

-Çakı Ecem

Ben havuzdan çıkarken Fulya'nın of ya dediğini duydum. Diğer sezonlarda izlediğim kadarıyla çakı çok önemli bir araçtı. Fulya feneri attığım tarafa yöneldi buse ise kıyafetin olduğu tarafa. Ben oturan kadirin yanına giderken Busenin sesini duydum.

-Kıyafet Buse. Sonra da Fulya'nın sesini duydum.

-Fener Fulya

Nil Hanım: Evet herkes eşyalarını seçti. Buna göre Kadir konserve, Ecem çakı, Fulya Fener ve Busa kıyafet seçti. Onları tebrik ediyoruz. Ekipman oyunları son buldu. 

PARA AVIWhere stories live. Discover now