Bölüm 26

3 1 0
                                    

Diğer etaba doğru yürürken enerjimiz bitmiş, acıkmaya başlamıştık. Ayrıca suyum dün gece bitmişti. Sürekli yutkunuyordum ve ne zaman konuşmaya çalışsam boğazım acıyordu. Diğerleri de benden farksız sayılmazdı. Çeşme diye bir ses duyunca etrafıma baktım. Kısa mesafede benim bireysel oyunda gördüğüm çeşmeye benzer bir çeşme gördüm. Tuzak değildir değil mi? Batu çeşmenin önüne gidip su içmeye başladı. Herkes çeşmenin etrafına toplanmıştı. En son ben su içtim. Elimi yüzümü yıkayıp su mataramı doldurdum. Herkes ceketini ve ayakkabısını çıkartıp imkan verdikçe vücudunu yıkadı. Kollarını, ayaklarını boyunlarını yıkadılar.  Biz kızlar geri çekilip erkeklerin işini bitirmesini bekledik. Ancak şubat  ayında olduğumuz için üşüyorlardı, yine de değer.

-Çok güzel bir süpriz.

Üstümüzde gezen dronu görünce onu işaret ettim. Buse o kadar mutluydu ki çeşme için teşekkürler diye bağırdı. Bende ellerimi kafama götürüp kocaman bir kalp yaptım. Daha sonra kızlarda bana katıldı. Drona bize odaklanmış şekildeydi. Yarım  saate yakın orada vakit geçirdik. Yarım kavanoz yedik. Geriye sadece bir kavanoz kalmıştı. Valla aç halimizle iyi dayandık. 

Oyun alanına geldiğimizde saat 1'i daha yeni geçiyordu. Oyun tahtası yanında diğer ekip otururken görünce şaşırdım. Rüzgar hızlıca Mete'nin yanına gitti.

-Kanka... Noldu başarısız mı oldunuz?

-Maalesef süreyi geçtik.

Ateş: Neden? Zor muydu?

Orkun: Bazı hesap hataları yaptık. Güç gerektiren yere yanlış kişiyi seçtik. 

Atakan: Demir çok sertti. Gücüm yetmedi.

Mete: Atakan sakin ol. Herkes yavaştı. 

Ateş: Şu oyuna bir de biz bakalım.

Ateş oyun kurallarının yazdığı panele ilerdi. Etrafında toparlandık. Biz bir araya gelirken Orkun'un ekstra oyununu oynama şansını kaybettik dediğini duydum. Eğer bu oyunu ilk oynayışımız da geçebilirsek belki biz oynayabiliriz. Off... O oyunu oynayıp kazanabilirsek hayatım boyunca zengin bir hayat sürerim. Bu yarışma beş kere filan yapıldı ancak sadece iki kere oynandı. Birinde zamanında yetişemedikleri için kazandıkları yarıya indi ama ona rağmen en az 165 bin kazandılar. Ateş'in sesiyle kendime geldim.

-Sevgili oyuncular beşinci oyuna hoş geldiniz.  Bireysel oynansa da bir takım oyunudur. Her oyuncu bir görevde yer almalı ve 60 dakika içinde bütün aşamaları bitirmelisiniz. 

1.Etap: Oyuncu 30 şekli eşleştirdikten sonra taşlarla 1 metre yükseklikte kule yapmalıdır. Ancak yapılan kule oyunun sonuna kadar dayanmalıdır.

2.Etap: Oyuncu çizgiden cam kavanoza basket atmalıdır. 20 kg ağırlığını bulunca teraziye bağlı lamba ışık yanacak. Topların hepsi bitmeden atamadığınız topları toplayamazsınız.

3.Etap: Oyuncu ip merdivenden tırmanıp asılı olan beş iple ağa ulaşmalısınız. Ağın tepesinde duran kazandınız bayrağını alıp havuzun üstündeki arkadaşınıza vermelisiniz.  Oyun bitinceye kadar ağdan inemezsiniz.

4.Etap: Oyuncu  havuzdaki iki tahtayı sürükleyerek diğer uca ulaşmalıdır.  Bayrağı yanındaki oyuncuya verip havuzun tam ortasına geri dönmelidir. Oyun bitmeden tahtadan düşmemelidir.

5.Etap:  Oyuncu ilk önce elindeki bayrağı  kırmızı alana sabitlemelidir. Daha sonra  büyük değirmeni çevirerek merdivenin basamaklarının olduğu bölümü açmalıdır. Daha sonra da bayrağın çubuğunun bulunduğu bölmeyi küçük değirmeni çevirerek açmalıdır.

6.etap:  Oyuncu merdiven basamaklarını tek tek merdivene sabitlemelidir. Daha sonra barağı çubuğa geçirmeli ve basamaklardan tırmanarak çubuğu alana geçirmelidir.

 Ateş bekleyin diyerek uzaktaki oyunları inceleyip geldi. Ben de en iyi yapabileceğim alanı belirlemeye çalışıyordum.

Ateş: Pekela, herkes hangi alanı istediğini iyi düşünsün. Ben güç kısmına geçebilirim. Bu bölümü isteyen başka biri var mı?

Hepimiz hayır anlamında farklı farklı tepkiler gösterdik.

Ateş: Birinci bölümü isteyen var mı?

Ben eşleştirme oyununu uzun zaman önce oynamıştım. Bu oyunu çok sevsem de kule oluşturmada kendime güvenmiyorum. Bu yüzden dudaklarımı sarkıtıp yere baktım. Çisil heyecanla elini havaya kaldırdı.

-Okuldayken sürekli tiyatro oyun metinlerini ezberlerdim ancak kule yapmada kendime güvenmiyorum.

Ateş: Başka aday olmadığı için ilk etap senin. ikinci etabı isteyen?

Rüzgar: Son etabda bölme ile merdiven arasındaki mesafe çok mu?

Ateş: Doğru, son etapdaki kişi sürekli git gel yaptığı için koşmaya alışık olmalı.

Rüzgar: Son etabı ben alabilirim herkese uygunsa?

Batu: O zaman bende basketi alıyorum.

Ateş: Geriye iki etap kaldı. Birisi tırmanma diğeri de havuz...

-Tırmanma...

Buse: Havuz...

İkimizde bağırarak aynı anda söylemiştik.  Daha sonra yine aynı anda söyledik dedik. Şaşırarak Buse'ye baktım. Buse gülünce bende gülmeye başladım. Böyle bir şey herkesin başına gelmez.  Daha fazla vakit kaybetmeden yerlerimize geçtik.


PARA AVIWhere stories live. Discover now