Bölüm 6

3 1 0
                                    

Nil Hanım: Hoş geldiniz Çisil ve Ecem...

-Hoş bulduk dedik aynı anda. Emel Hanımla Murat Bey bize bazı öneriler vermişti. Öneriler doğrultusun da gülümseyerek gevşemeye çalıştım. Ellerim masanın üstünde birbirine kenetliydi onları da gevşettim. Ben ne kadar gerginsem Çisil o kadar rahattı. Tiyatrocu olmanın faydaları.

-Siz sınıf arkadaşıymışsınız. Çok şanslısınız. Peki yarışmaya nasıl katılmaya karar verdiniz?

İkimizde bir saniye birbirimize baktık. Sonra ben söze girdim.

-Biz aynı sınıfta olsak da yakınlaşmamız bu yılın başında oldu. Üniversite sınavı için grup kurmuştuk. 5 kişilik bir grup. Bazen canımız sıkıldığında ya da kafamızı dağıtmak istediğimizde beraber para avını izlerdik.

Sunucu çok güzel diye mırıldanarak gülümsedi. Sonra Çisil anlatmaya başladı.

-İkimizin de doğum günü Ocakta. Doğum günümüzden bir hafta sonra bizim yaşıtımız için başvuruların başladığını öğrendik. Dedik ki neden olmasın. Ben beraber olmamızı Ecem'in şansı olduğunu düşünüyorum. Bence bu ay çok şanslı geçirecek diyerek bana göz kırptı. Rüzgar'dan dolayı böyle dediğini biliyordum. Hafifçe elimi omzuna koydum. O uyarı olduğunu biliyordu.

-"Umarım ikimiz içinde güzel geçer" dedim. 10.sınıftayken 4 aylık bir sevgilim vardı. Ailecek şehir dışına taşındıkları için ayrılmak zorunda kalmıştık. Onunla bir daha bir araya gelemeyeceğimi biliyordum artık ondan hoşlanmıyordum da. Ancak o olay ilişkiler konusunda kurallar edinmeme sebep oldu. En önemli kuralım ise üniversiteye geçmeden sevgili yapmamak. Uzak ilişki herkesin yapabileceği bir şey değil.

-Umarım hepiniz için güzel olur. Geçmiş bölümleri izlediğinizi söylediniz. Karşılaşmaktan korktuğunuz bir oyun var mı?

Çisil: Ben oyunlardan değil de daha çok böceklerden çekiniyorum. Sanırım yatağımı çok özleyeceğim.

Hepimiz Çisil'in bu söylediğine mimiklerine güldük. Ben Çisil'in tersine ciddi cevap verdim. Açıkçası bu etap çıkarsa ekip arkadaşlarımı çok zorlayacaktım.

-Yüzme ile ilgili bütün oyunlar. Maalesef yüzme bilmiyorum.

Bir beş dakika daha muhabbet ettikten sonra sıra Filiz ve Ateş'e gelmişti. İddialı iki isim. Normal muhabbetle başladılar. Sonra bize sorduğu sorunun aynısını onlara sordu.

Filiz: Ben en çok sağlık problemi yaşamaktan korkuyorum. Ortaokuldayken karate kursuna gidiyordum. Küçük çaplı yarışmalara katılıyordum. Yarışma sırasında ayağımı sakatladım. Şükür ki şuan iyiyim. Umarım yarışmada sorun olmaz.

Nil Hanım: Çok geçmiş olsun dedi. Filiz'in bacağıyla ilgili sorunlarını bilmiyordum. Bize hiç anlatmamıştı. İnşallah bir daha böyle bir sorun yaşamaz. Onlardan sonra Geriye sadece Rüzgar ve Batu kalmıştı. Onların sohbetleri de bizimkine benzer bir şekilde devam etti.

Nil Hanım: Bu yarışmaya neden katıldınız? Bu soru sorulduğu an istemsiz duruşumu dikleştirdim. Batu çok neşeli bir insandı ancak klibinde çok ciddiydi. O klibi izlediğimden beridir bu sorunun cevabını merak ediyordum. Batu tekrar ciddileşti.

-Biz önceden zengindik. Ancak babam ben liseye yeni geçtiğim sıralarda battı. Şuan durumumuz iyi ama hala daha borçlarımız var.

Nil hanım üzüldüm derken Rüzgar destek verircesine omzunu sıktı.

-Ben çok üzgün değilim. Hayata bakış açımı değiştirdi. Sağ olsun babamın bazı arkadaşları bize destek verdi ancak annem bizi bıraktı.

İşte sözün bittiği yerdi. Ne söylersen söyle acısının geçmeyeceği ve yanında olmak dışında hiçbir şey yapamayacağın yerdeydik. İstemsizce gözlerim sulandı. Bir beş dakika sonra onlarında sohbeti bitti. Çekim neredeyse bir buçuk saat sürmüştü. Televizyonda da bir o kadar sürecek. Bugün garip ve farklı şekilde bitti. Artık onları daha iyi tanıyordum ve az çok yarışmadaki gösterebilecekleri performanslar hakkında bir fikrim vardı. Ne kadarının doğru olduğunu yarın anlayacağım.

PARA AVIWhere stories live. Discover now