Bölüm 22

7 1 0
                                    

-Sevgili oyuncular  üçüncü etaba hoş geldiniz. Bu etabın ödülü 15.000 TL'dir. Bireysel oyun olduğu kadar takım oyunudur.  Uzun parkur  için bir kadın bir erkek iki temsilci gerekiyor. Her temsilci ilk kendisi sonra iki arkadaşıyla parkuru oynamalı. Geri dönüşte temsilcinin oyunu oynamasına gerek yok. Süreniz 60 dakikadır. Bu oyunu tek takım oynayabilir.

Tabelanın aşağısında küçük bir tablet vardı. Tabi önünde de kırılmaz cam vardı. Oradan oyunun videosunu izleyip tüm detaylarını öğrendik. Bu tablet her oyun tabelasında vardı. Temsilciyi seçmemiz gerektiği için mi bilmiyorum ama hepimiz sessizdik. Erkekler bir araya gelince kızlar olarak biz de bir araya geldik. 

Buse: Valla ben o kadar uzun parkura dayanamam. 

-Bende hiç spor yapmadım. Geriye sadece Çisil kalıyor.

Ç: Benim hiç enerjim. yok. Oyun sonunda bayılıp kalırım.

Üçümüzde birbirimize baktık.  Hep survivor ya da para avı izlerken parkurlarda yarışmak istediğimi söylerdim. Şuan ise kendime hiç güvenim yoktu. Ayrıca neredeyse hiç spor yapmadım.   

Ateş: Kızlar ben temsilci olacağım. Sizden kim olacak?

Birbirimize baktıktan sonra Çisil'i işaret ettim. Çisil beni Buse ise Çisil'i işaret etmişti. 

Buse: 3'e 2... Çisil sen temsilcisin.

-Çisil bir yıldır spor salonuna gidiyor dedim elimi çekmeden. Üçümüzde elimizi indirmemiştik.

Çisil: Parkur oynamakla spor salonuna gitmek aynı şey değil. 

Ateş: 3'e 2 Çisil sen temsilcisin.

Çisil  sert bir şekilde baktı. Ellerimi birleştirip sorry dedim.  Oyunun başlangıç çizgisine geldik. Buradan  parkurları görebiliyordum. İlk biz başlayacaktık. Ateş'in başlamasıyla süremizde başladı. Ateş geri geldikten sonra Çisil gitti. Çisil döndüğünde  Ateş ve ben parkura başladık.  Tahtanın üzerindeki çıkıntılara tutunarak tahtanın üstüne tırmandık sonra da ağa basarak aşağıya indik.  Sonraki engel denge tahtasıydı. Dikkatlice tahtaya basıp yavaşça zikzak çekerek denge tahtasından geçtik. Denge tahtasından inmeden diğer engele geçtik. Yan yana ikili üst üste üç taş vardı. Bir ayağımı birine diğer ayağımı birine atarak bu engeli de geçtik. Diğer engele koşup merdivenden çıktık ve kaydık. Kol gücümüzle demirleri de geçtik. Yerde uzun bir plastikten daire vardı. Dizlerimizin üzerinde daireden geçtikten sonra üç direğin üstünden geçip çizgiyi geçtim. Ateş tek ayağıyla çizgiyi geçip diğerlerinin yanına koştu. Daha sonra Çisil ve Batu, Ateş ve Buse en sonda ise Çisil ve Rüzgar geldi.  Hepimiz çizgiyi geçtikten sonra saniyeler içinde Ateş'in saatine mesaj geldi.

-Tebrik ederim oyunu kazandınız. Diğer etaba geçebilirsiniz.

Hepimiz alkışlayarak kazanmamızı kutladık. Oyun düşündüğüm kadar zor değildi. Hatta basit diyebilirim ama başlamadan önce kendimi gergin hissetmiştim. Doğruyu söylemek gerekirse beni daha çok bu gerginlik yormuştu. Gerçi Çisil ve Ateş benim gibi düşünmeyebilir. 

Batu: Artık yemek yemeğe gidebilir miyiz?

Buse : Eveeet gidelim. 

Ateş saatinden haritayı açıp inceledi. İç çekince kötü bir şey olduğunu anladım.

Ateş: Hamburgerde Pizza da geride kalmış. Dördüncü oyunun üstünde kahve dükkanı var. Başka da yiyecek yer yok.

Rüzgar: O zaman oylama yapalım. Pizza ve kahve dükkanı arasında. Pizzayı seçenler...

Batu, Buse, ben ve Rüzgar pizzayı seçmiştik. Çisil ve Ateş ise elini kaldırmamıştı. Mantıken bakacak olursak kahve dükkanına gitmek daha avantajlı ancak aç olduğum için pizzayı tercih ettim. 

Ateş: Pekala çoğunluğa uyuyoruz.

Çisil: Hm... Canım çok kahve istiyor. Enerji kaynağımı kaybettim.

Canım benim diyerek ona sarıldım. Çisil bana kollarını sarıp sanki dans ediyormuş gibi yerimizde hareket ettik.  

PARA AVIWhere stories live. Discover now