1. Hastane

834 38 364
                                    


|Başlangıç tarihini yazın lütfenn❤️‍🩹|

Arven

Canım sıkkın bir şekilde kafede yalnız başıma oturuyordum. Birazdan en yakın arkadaşım Arya gelecekti. Arya işletme mezunuydu, babasının şirketinde işe başlamıştı. Ailesi oldukça zengindi. Ben psikiyatristtim, Arya kadar olmasada benim ailemin de durumu bir hayli iyiydi.

Etrafıma bakıp sıkıntıdan oflarken karşımda bulunan sandalyenin çekilme sesiyle birlikte o tarafa döndüm. Yine tüm neşesiyle "ne haber kuzum," diyen Arya'ya düz bir ifadeyle baktım. "Kötü, senden ne haber" dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ne oldu sana, ne bu halin?" dediğinde sahte olduğu belli olan bir gülümsemeyle "bil bakalım bu arkadaşının yeni işi nerede?" Arya çalıştığım yerin değişeceğini biliyordu. Ama neresi olduğundan henüz haberi yoktu, onu da birazdan öğrenecekti. Düşünüyormuş gibi elini çenesine koydu ve "hmm" gibi mırıltılar çıkarmaya başladı. İşaret parmağını bana doğrulturken sanki büyük bir şey bulmuş gibi "Bursa" diye bağırınca bir kaç kişi dönüp bize baktı. Ters ters bakmakla yetindim. "Hayır Bursa değil" dedim, aslında tahmini çok mantıklıydı. O şehri sevmiyordum çünkü orada okumuştum ve pek iyi anılarımın olduğu söylenemezdi.

"Bitlis" dediğimde Arya gülmeye başladı. Gözlerimi devirerek "sana da eğlence çıktı tabi gülersin" deyince zor da olsa kendini durdurdu "bol bol tatil yaparsın artık" dediğinde boş bir ifadeyle baktım. "Tamam, şaka bir yana çok uzakmış. İstanbul nerede Bitlis nerede, izin günlerinde buraya gelirsin zaten o kadar yol zor olacak gibi." Arya acı gerçeği söylemişti. "Uçakla gitsem araba lazım olursa ne olacak diye düşünüyorum." Arya bana hak verir gibi kafasını salladı. "ilk önce arabanla git eğer yolculuk zor olursa bir sonrakine uçakla gidersin."

Bu fikir aklıma yatmıştı. "Mantıklı, neyse benim artık gitmem gerek halletmem gereken evrak işleri var." Burayı gerçekten çok özleyecektim. "Tamam canım sonra görüşürüz" diyerek bana sarılan Arya'ya karşılık verdim. Ayrılırken hızlıca yanağından öptüm. "Çok ağlama arkamdan" diyerek şaka yaptığımda hafifçe güldü ve "tamam öyle yaparım" diyerek beni ciddiye almış gibi konuştu.

Daha fazla oyalanmak istemedim. Çok fazla işim vardı üstelik fazla zamanım yoktu. Hem kendim hazırlanmalıydım hem de yeni işim için gerekli olan şeyleri halletmeliydim.

Saat gece yarısını geçmişti ve ben eve yeni geliyordum. Merdiven çıkmaya halim olmadığı için asansör kullanmayı tercih ettim. Asansörü beklerken kapıdan giren kişiyi görünce ister istemez göz devirdim. Onunla konuşmak şuan isteyeceğim en son şeydi.

Benim bir alt katımda oturan Kaan merdivenlere yönelmişti. Rahat bir nefes alarak kurtuldum derken beni fark etti ve sırıtarak yanıma gelmeye başladı. O her zamanki ukâla halleriyle "selam" dedi sondaki harfi uzatarak. Ona hiç bakmadan "selam" diye karşılık verdim ve gelen asansöre bindim.

"Bu saatte nereden geliyorsun sen?" deyince sinirle kaşlarımı çattım ve "seni ilgilendirmez" diyerek umursamaz bir tavır göstermeye çalıştım. Kaan anlamış gibi "yapma ama seni sevdiğimi biliyosun fakat sürekli kaçıyorsun" deyince kahkaha attım ve "acaba sen kovaladığın için kaçıyor olabilir miyim, peşimi bırak! Daha kaç defa seni istemediğimi söylemem lazım?" deyince pes etmiş gibi ellerini havaya kaldırdı ve "tamam nasıl istersen zaten gittiğini duydum istesem de artık seni rahatsız edemem" dediğinde şaşırmıştım. Aslında numaramı bilse çok rahat ulaştırdı ama onu hemen heryerden engellerdim bunu bildiği için istememişti diye düşünüyordum. Asansör onun evinin olduğu katta durunca "iyi geceler yeni işin hayırlı olsun" diyerek çıktığında sadece teşekkür ettim.

Eve girer girmez kendimi banyoya attım. Soğuk duş alarak kendime gelmek istedim.

Duştan çıkınca üzerimi giyinmeden kahve yapmak için ısıtıcıya su koydum. Kaynamasını beklerken odama geri döndüm, saçlarımı kurutup aceleyle topuz yaptım, üzerime rahat olmak için şort ve ince beyaz tişört giydim.

Kanlı Geçmiş Where stories live. Discover now