14. İntikam

101 14 145
                                    

Keyifli okumalarrrrr 🩶

Yazım yanlışı var mı diye kontrol ettim fakat gözden kaçırdığım olmuş olabilir. Fark ederseniz o paragrafa yorum bırakın lütfen.

Başlamadan oy vermeyi unutmayınnn.
___________________________________________

Hayat bizim sandığımızdan daha da kısa. Öyle ki bazen bir nefes kadar uzağımızda hissederiz ölümün soğukluğunu. O an tüm hayatımız bir film şeridi gibi geçer gözümüzün önünden. Pişmanlıklarımız, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, heyecanlarımız, geç kaldıklarımız yavaş yavaş öldürür ruhumuzu. Bizden bir parça kalmayana kadar inciterek parçalar kalbimizi.

"Kendimize verdiğimizden daha fazla değer verdiğimiz kişiler bir hiç gibi hissettirir kendimizi."

Ege Baran

1 gün önce...

Abimle konuştuktan sonra telefonu kapatarak araştırmalarıma devam ettim. Kendini oldukça iyi gizliyordu. O izin vermediği sürece ona ulaşamıyorduk.

Bir çok kamera görüntüsü mevcuttu fakat hiç birinde açıkça belli olmuyordu. Her seferinde bir araba vardı. İçindeki kişiler tabii ki belli olmuyordu. Siyah film kaplı camları sayesinde hiç bir şey gözükmüyordu.

Yine de şansımı denemek için videolardan parça parça resim alarak ilgili kişilere gönderdim ve yapabildikleri her şeyi uygulayarak bu resimleri netleştirmelerini ayrıca ayarlarıyla oynayarak görüntü alabilmelerini istediğim hakkında bir mesaj yolladım.

Sıkıntıyla oturduğum yerde dirseklerimi masaya yaslayarak başımı ellerimin arasına aldım. Ne yapabileceğimi bilmiyordum. Her yerden köşeye sıkışmıştık ve çıkmaz bir yola girmiştik.

Bu her kimse abimle büyük bir derdi vardı ve istediğini almadan da vazgeçmeyecek gibi görünüyordu. Her an her şey olabilirdi. Her türlü duruma hazırlıklı olmak zorundaydık. Hastanenin çevresindeki koruma sayısını arttırıp doktorunda peşine bir kaç kişi yollamıştım.

Abim her ne kadar inkar etse de Arven'e karşı bir şeyler hissediyordu. Ne zaman adı geçse gözlerinden çoğu kişinin anlayamayacağı bir parıltı geçiyordu. Bunu gerekirse sert bir cisimle vura vura da olsa kafasına sokmam lazımdı.

Fakat doktorun yanındaki Bengü denen kız sinirimi bozuyordu. Abime dedikleri hiç hoşuma gitmiyordu. Elbet bir gün hesabını sorardım.

"Baran, buraya gel."

Orhan abinin bana seslendiğini duyunca masadan kalkarak yanlarına gittim. "Bir şey mi oldu?" diye sordum. "Bu adamı tanıyor musun?" diyerek bilgisayar ekranını işaret ettiğinde bakışlarımı oraya çevirdim.

Bana gösterdikleri kişi abimin düşmanlarından biriydi. "Tanıyorum, neden sordunuz?"

"Bu adam Demir'i arıyor. İstanbul'da ki istihbarattan bilgi aldık. Her yerde arıyor, sorgulamadığı kişi bakmadığı taşın altı kalmamış."

Oldukça şaşırmıştım çünkü bu adam oldukça korkak biriydi. Ölmemek için abimin ayaklarına kapanıp yalvardığı bile olmuştu. Ona bu cesaret tek bir sebepten dolayı gelmiş olmalıydı.

"İsmi Aydın Sarman, görünüşüne bakmayın oldukça tırsak biridir. Abime bir bok yapamaz. Karşısında karınca görse çığlık atar. Büyük ihtimalle abimin güç kaybettiği ile ilgili söylentilere inanan kişilerden biri. Düşmanının zayıf bir anını bulmuşken kurtulmak istiyordur."

"Tamam, yinede dikkatli olalım bunun icabına bakılmalı. İstanbul'da ki korumalara haber salıyorum yakın takibe alınacak."

Başımı sallayarak onayladım. Elim kolum bağlı hissediyordum ve bu duygudan nefret ediyordum. Eğer bu kişi bize belli etmeden dibimize kadar girebilmişse abime ulaşması an meselesi olabilirdi.

Kanlı Geçmiş Where stories live. Discover now