2. Bilinmeyen Numara

309 30 265
                                    

|Başlamadan bir oyunuzu alırımm :)|

Her rüya peşinden kabus getirir. Rüyalar sahte kabuslar gerçekçidir. Hangisine inanmamız gerektiğini düşünürken kendimizi bir kaybolmuşluğun içinde hissederiz. Kendimizi kaybetmek yerine her zorluğa göğüs gererek bir şekilde üstesinden gelmek zorundayız.

Neden burada olduğumu bilmiyordum. Hava çoktan kararmıştı. Yürüyüş yaptığım patika yola gelmiştim. Hissediyordum. Peşimde biri vardı. Beynim sanki tehlike sinyalleri veriyormuş gibiydi; vücudum kaskatı kesilmiş, şiddetli bir baş ağrısı bedenimi esir almıştı.

Uzun süre koşmuş olmalıydım. Zar zor nefes alıyordum. Elim şiddetle inip kalkan göğsümü buldu. Biraz dinlenmek zorundaydım, kendimi bayılacak gibi hissediyordum. En son hatırladığım şey hastaneydi. Herkes korkmuştu. Bağıranlar, bir köşeye sinip ağlayanlar... Ordan aceleyle çıkıp bu ormana gelmiştim. Ama neden...

Ani bir titremeyle kendime geldim ve bazı şeyleri idrak etmeye başladım. Burada duramazdım. Tam yeniden koşmaya hazırlanıyordum ki ağaçların arasından gelen sesi duyunca telaşla etrafıma bakmaya başladım. Yer değiştiriyordu, sesin geldiği yer öncekine göre farklı oluyordu. Sağ tarafımdan duyduğum ses şimdi arkamdan geliyordu. Nefesimi tutmuştum sesi takip etmeye çalışıyordum ama imkansız gibiydi. Bir türlü anlamıyordum. Orada durmak yerine kaçmayı tercih ettim. Koşmalıydım. Geldiğim yoldan geri dönmek istiyordum ama ne taraftan geldiğimi bilmiyordum. Yön duygumu kaybetmiştim.

Telaşla bir karar verdim ve rastgele koşmaya başladım. Birden tüm gücüm kesildi, bacaklarım sanki tonlarca yük taşıyormuş gibi titremeye başladı. Daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üzerine çöktüm. Her şey bitmişti. Kurtuluşum yoktu. Arkamdan gelen adım sesleriyle gözlerimi sıkıca kapattım ve yaşlarımın akmasına izin verdim.

İyice yaklaşmıştı. O kalın, gırtlaktan gelen boğuk ve korkutucu sesiyle "kaçacak yerin kalmadı, bana teslim ol" diyen sesini duyunca daha şiddetli ağlamaya başladım. Üzerime eğildi. İğrenç nefesini boynumda hissettim. Ağzımdan ne tek bir kelime çıkıyordu ne de bedenim hareket edebiliyordu. Dudakları boynumu bulduğunda ellerini kollarıma koymuş ve yavaş hareketlerle vücudumda gezdirmeye başlamıştı.

O sırada bir şey oldu. Gökyüzünden kocaman bir ışık parladı. Dudakları boynumdan ayrıldı, kolları bedenimi serbest bıraktı. Kurtulmuştum. Kendimi boşlukta hissediyordum. Bilincim kapanıyordu galiba. Artık heryer karanlıktı, zihnim bile...

Alarmın rahatsız edici sesiyle birlikte sıçrayarak aceleyle doğruldum. Yine aynı şeyi farklı mekanda görmüştüm. Uyurken çarşafımı sıkmış olmalıydım çünkü parmaklarım acıyordu. Nefes nefese kalmıştım. Gece uyumadan önce yatağımın yanında olan komodine su koymuştum. Onu alıp tek yudumda tüm şişeyi bitirdim. Sakinleşmek için kendime biraz zaman tanıdım. Dudaklarının yakıcı hissini hala hissediyordum.

Nihayet sakinleşmeye başlamıştım. Yinede tekrardan uzanıp biraz daha rahatlamaya çalıştım. Bu kabusu uzun süredir görmüyordum. Sanırım yaşadığım değişiklik bende hafif bir stres yapmıştı ve bu da kabus olarak bana geri dönmüştü. Yavaşça doğruldum.

İstemsizce yabancısı olduğum odaya göz gezdirdim. Yerini yadırgayan biriydim. İstanbul'da olan evimdeki yatağıma çok alışmıştım sanırım. Zamanla geçer diyerek artık kalkma vaktimin geldiğini düşündüm ve direkt olarak banyoya gitmek istedim. Normalde bu sabah gelmesi gerek temizlikten sorumlu olan kadın ben uyuduktan yaklaşık bir saat sonra gelmişti. Kapı uzun süre çalmış olmalıydı çünkü nihayet uyanıp kapıyı açtığımda kadın arkasını dönmüş gidiyordu. Seslendiğimde geri geldi. Uyandırdığı için özür diledi ve sabah daha rahat olmam için temizlik yapacağını söyledi. O işini yaparken bende uykuma geri dönmek için yatağıma geri dönmüştüm.

Kanlı Geçmiş Where stories live. Discover now