17. Hayal Kırıklığı

72 11 37
                                    

Medya: Arven Ilgın (bridgetsatterlee)

Keyifli okumalarrrrr 😽

Yazım yanlışı var mı diye kontrol ettim fakat gözden kaçırdığım olmuş olabilir varsa eğer kusura bakmayın görürseniz paragrafa yorum bırakırsanız sevinirimm.

!!!15 oy gelmediği sürece yeni bölüm de gelmeyecek!!!

Başlamadan oy vermeyi unutmayın lütfen.
___________________________________________

Kapalı kapıların ardında ne olduğunu bilemeyiz. Öğrenmek istiyorsan durma, yap! Cesaretini topla ve aç o kapıyı. Seni bekleyen fırsatları karşıla ya da üzerine yığılan baskıyı benimse. Eğer yaptığın bir şey varsa sadece onu yapabilmek cesur olduğunu kanıtlamaz. Sonuçlarına dayanabilecek yüreğininde olması lazım. O kapının ardında seni bir çok şey bekliyor; aşk, nefret, mutluluk, korku...

"Asıl mertlik insanın ruhunda gizlidir. Aşk ise kalbin en derin ve ulaşılmaz noktasında pusuya yatmış beklemekte."

Demir Karan

Odamda durmuş yavaş adımlarla dolaşıyordum bir yandan da telefonla Baran ile konuşuyordum.

Gündemde yine aynı konu vardı. Bülent belasını başımızdan attığımız için artık ortam sakindi ve rahat rahat bunu dile getirebiliyordu.

"İtiraf et abi," dedi sondaki harfi kinayeli bir şekilde uzatarak. "Aşıksın işte neyin nazını yapıyorsun? Evet desen ölmezsin."

Sürekli aramızda bunun benzeri konuşmalar geçiyordu. Üç şey söylüyorsa dört tanesi Arven ile ilgiliydi. Sanki her gün söylemezse günü kötü geçiyor gibiydi. Bu artık günlük bir rutun haline gelmişti resmen.

"Oğlum, senin yapacak işin gücün yok mu? Git Sude ile uğraş biraz."

Bir gülme sesi geldi karşı taraftan. "Yok abi, benim işim de gücümde sizsiniz."

La havle... diye mırıldandım içimden. Bu çocuk beni kanser edecekti. Sinir hastası olmayan biri gelsin onu da elinden güzelce geçirirdi, bundan kesinlikle şüphem yoktu.

"Kendine bul birini onun peşinde gez birazda hem yaşın geçiyor bak evde kalacaksın bu gidişle."

"Dedi benden dört yaş büyük olup yakında kartlanacak olan abim."

Dudaklarımın ucuna kadar gelen küfrü yutarak geri yolladım. Bilerek yapıyordu. Sinirlenip itiraf etmemi bekliyordu herhalde.

"Baran, eceline mi susadın sen abiciğim?"

"Hemen kızma sende ciddi bir şey konuşuyoruz şurada. Eğer itiraf etseydin buralara kadar uzamazdı. Neyin inadıysa bu!"

"Ne değişecek lan?" diye benden bağımsız bir soru döküldü dudaklarımdan.

"Aşıksın ama söylemek istemiyorsun çünkü karşılık alamayacaksın. Doğru mu anladım?"

Bu durumdan gerçekten sıkılmaya başladığım için ilk ve son kez konuşmak istedim. Belki o zaman Baran benim peşimi bırakır ve ısrarlarından vazgeçerdi.

"Kadın beni hastası olarak görüyor sadece. Ben bu kızı araştırmadım mı sanıyorsun? Hasta doktor ilişkisi etiğini sonuna kadar destekleyen biri. Benim farkıma mı varacak?"

"Varacak abi, eğer işin içinde aşk varsa etikmiş şuymuş buymuş bilmem ne sik at bir kenara. Boşuna dememişler gönül bu, ota da konar bo-"

"Tamam tamam, sus." Eğer bu atasözünün devamını duyarsam sakin kalamayabilirdim.

Kanlı Geçmiş Where stories live. Discover now