0.5

7.9K 395 105
                                    

Selamunaleyküümm! Yine biz yine biz ve yine biz!

Böyle giderse ramazanın sonunda otuz bölüm olur herhalde. Tabii sınav haftası zorlamazsa...

Uzatmadan bölüme geçelim, iyi okumalar dilerim efenim ✨

________________________

Zehra ile vedalaşıp bahçeden içeri girdim. Kapını tokmağını iki kete sertçe vurduğum an kapı açıldı.

"Hoşgeldin," dedi annem beni içeri çekerken. Arkamdan kapıyı kapattı. Üzerimdeki yeşil yağmurluğu ve küçük çantamı portmantoya bıraktım.

"N'oldu? Nasıl geçti?" Salona doğru ilerlerken omuz silktim. Kendimi koltuğa bıraktım, annem başımda bekliyordu. "Tahmin ettiğim gibi, oluru yok. O da böyle düşünüyordur bence, umutlanmayın." Annemin yüzü saniyeler içinde düşerken, gözlerimi kaçırmak istesem de anlayacağı için bakmaya devam ettim.

"Hiç mi?" Bir umut sorduğu soruya başımı iki yana sallayarak cevap verdim.

"Cık," diye bir ses çıkarttım.

"Müberra ile konuşayım ben o zaman," Sessiz mırıltısının ardından salondan çıktı. Derin bir nefes verip telefonumu elime aldım.

Siz: Annenizle konuşacak. Ben olmayacağını söyledim

Hayırlı Doktor Kısmet: Ben de şimdi söyledim

Siz: Peki

Hayırlı Doktor Kısmet: Peki

Siz: O zaman teşekkür ederim bana uyduğunuz için, tanıştığıma da tekrardan memnun oldum.

Hayırlı Doktor Kısmet: Ben teşekkür ederim, ben de çok memnun oldum.

Siz: Allah'a emanet olun o zaman, hayırlı sahurlar.

Hayırlı Doktor Kısmet: Siz de, hayırlı sahurlar.

Çevrimdışı olmadığını görünce ben çıktım sohbetten. Üç gündür tanışıyor olsak da böyle vedalaşmak tuhaf gelmişti. Biraz çabuk alışan bir insan olmamından etkisi vardı mutlaka. Gerçi komşuyduk, illa ki karşılaşırdık.

Düşüncelerimi dağıtmak için başımı iki yana salladım hızlıca. "Ne saçmalıyorsun Mahi? Karşılaşmaya pek meraklısın herhalde, salak..." Oturduğum koltuktan kalkıp odama ilerledim. Bedenimi yatağıma yüzüstü attım. Kolumu, yatağımda duran ayıcığıma sardım.

Saçma bir şekilde bugünğn heyecanı olduğundan dün gece uyıyamamıştım. Bu yüzden oldukça uykum vardı. Başımdaki şalı bile çıkarmaya üşenerek gözlerimi kapattım.

🌙

Kulağıma dolan seslerle gözlerimi araladım. Avuç içlerini yatağa yaslayarak belimi doğrulttum. Kısık gözlerimle karanlık çöken odama bakarken bilincim tam açılmadığı için bir süre etrafıma bakınarak bekledim. Sonra sırt üstü dönerek tavanla bakıştım bir süre de. Ellerimle gözlerimi çıkaracakmış gibi ovuşturuken yataktan kalkıp terliklerimi giydim. Başımdaki şal şekilden şekile girmişti ama umursamayarak odamın kapısını açıp koridora çıktım. Elime aldığım telefonumdan da saate bakıyordum.

Sahur saati gelmişti. Ondan kalkmışlardı. Mutfağa doğru hâlâ gözlerimi ovuştururken ilerledim, kapıdan içeri girdim. Sohbetin gürültülğ uğultusu kesildi.

"Beni niye uyandırmadınız hainler? Bayılmışım kalmışım zaten," Söylenerek ellerimi gözlerimden çektiğimde büyük mutfak masasında gördüğüm kişiler, asla beklediğim kişiler değildi.

"Kızım, gel otur sen de." Annem gergince bana bakarak yanındaki boş sandalyeyi gösterdi. Ellerimi tekrar gözlerime çıkarıp sertçe kaşıdım. Açtığımda ise görüntü değişmedi. Karşımda Feza, annesi ve muhtemelen babası oturuyordu. Ayağımın dibinde bir şey hissedince başımı eğdim. Yerde küçük bir şey geziniyordu. Bir bebek.

"N'oluyor bu aşağılık yerde?" Masadakiler bana bakmaya devam ederken annem kaş göz yapıyordu.

"Abi?" Abim sırıtarak bana baktı. "Beni bi' çimdiklesene." Abim hafifçe kolumu sıktı. "Gerçek mi?" diye fısıldadım gözlerim hâlâ masadayken ona doğru eğilerek. Başını salladı.

"Gerçek."

Masadakilere gülümseyerek koşar adımlarla mutfağı terk edip odama girerken, kapıyı sertçe kapatıp sırtımı yasladım. Karşımdaki aynadan derbeder halim ile bakışırken derin nefesler alıyordum. Aşırı saçma bir durumun içindeydim.

"İçerideler," dedim yanısmama bakarak. "Bizim mutfakta, bizim masada komşular oturuyor," İdrak etmeye çalışıyordum. "Yerde de küçük bir şey var." Başımı iki yana salladım. Aslında o kadar tuhaf bir durum değildi ama ben yeni uyanmıştım, beynim algılayamıyordu ve daha yeni tanıştığımız komşuları evde beklemiyordum. Mesela Zehralar olsa bu kadar şaşırmazdım.

Üzerimde zaten rahat bir elbise olduğundan değiştirmeden ellerimle kırışan tarafları biraz düzelttim. Başımdaki yeşil şalı açarak yerine evde taktığım penye şalı doladım. Uykudan sersene dönmüş yüzüme de iki tokat atarak renk verdiğimde hazırdım.

Odadan çıkıp mutfağa ilerlerken utanıyordum çünkü az önce fazlaca saçmalamıştım. Kapıdan içeri girince gözler tekrar bana dönünce gerildim.

"Hoşgeldiniz," dedim hafif bir tebessümle. "Az önce için kusura bakmayın," dedim elbisenin kollarını çekiştirip avuç içimde sıkarken. "Yeni uyanmıştım, onun sersemlği vardı üzerimde."

"Yok kızım ne kusuru, şaşırmam normal." Müberra teyzeye gülümsedim. Abimin yanındaki sandalyeye oturunca tam karşımda Feza oturuyordu.

Babamlar kendi aralarında konuşurken abim de Feza ile konuşuyordu. Abim de eczacılık bitirmişti ve biraz ileride eczanesi vardı. Bir yandan onları dinlerken bir yandan tabağıma aldığım peynirleri ağzıma tıkıştırıyordum. Abim de babamın dediği bir şey ile onlara katılınca üzerimde bir çift göz hissettim. Anlık bir refleksle dolu ağzımşa başımı kaldırınca göz göze geldik.

"Tekrar karşılaştığımıza sevindim," dedi ben hâlâ ona bakarken. Güldü. "Bu aşağılık yerde."

______________________________________________________

Bitti!

Tekrar karşılaştılar, evet ve çokça da karşılaşacaklar. Öyle formaliteden bir şeyler yapıp yolları ayırmakla olmuyor, sonuçta komşular.

Bugün iki bölüm attığım için tekrar atar mıyım bilmiyorum. Muhtemelen altıncı bölüm yarın akşam saatlerinde gelir.

Hayırlı geceler, Allah'a emanet olun 💛🌙✨

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin