1.2

6.7K 386 126
                                    

Seelamm!

Dün sahurda da bölüm atacaktım normalde ama uyandığımda puf diye hasta olduğumu fark ettim. Boğaz ağrımdan su bile içemedim, öyle bir şey

O yüzden bugün sahurda inşallah gelecek diyeyim. Yine bir şey olmazsa tabii.

Az önce trileçe yaptım ama ben bir türlü şu tatlının karamelini ayarlayamıyorum. Olmuyor yani. Bu sefer de az geldi ve üstündeki şekil istediğim gibi olmadı... Kekimi de ilk defa azıcık yaktım, annem bir ton kızdı. Hasta bir insanım ama ben! Hem bence yanmadı bir tık fazla kızardı 🤏🏻

Neyse, daha fazla uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim ✨

________________________

"Ben öyle bir şey demedim." dedi ellerini iki yana kaldırırken.

"Oha!" Zehra, abartılı bir tepki verirken ben olayın şaşkınlığıyla henüz konuşamamıştım.

"Ay, pardon," dedi Zehra öküzlüğünü fark ederek.

"Ha?" Saniyeler sonra verebildiğim tepkinin saşmalığına Zehra gülerken, Feza da utanarak elini ensesine attı.

"Buraya gelirken kulak misafiri oldum, yanlış anlaşılma olmasın diyede düzeltmek istedim."

"Çok iyi açıklama oldu valla, artık eniştemsin enişte." Zehra'nın kafasına bir tane vurup geriye ittim.

"Kusura bakmayın, ne dediğini bilmiyor o. Oruç kafasına vurmuş." dedim açıklama yaparak.

"İftarın üstünden saatler geçti Mahi." Zehra, yediği dayak yetmemiş gibi devam ederken Feza'ya bakarak tekrar açıklama yaptım.

"İşte saatler sonra vuruyor oruç kafasına, o kadar aklı yerinde değil yani." Feza'nın ifadesi değişti, dudaklarını birbirine bastırarak başını yana çevirdi.

"Anladım."

"Ee, siz şimdi öyle bir şey demediniz. Yani adam akıllı bir görüşmeye de okeysiniz?" Zehra, evlilik programı sunucuları gibi araya girince bu sefer omzuna daha sert vurup sandalyeye düşmesini sağladım.

"Ah! Kafamı vurdum ya!"

"Tekrardan kusuruna bakmayın. Annemlerle çok takılıyor o. Siz ne için gelmiştiniz?" Feza konuyu kapatmaya çalıştığımı anlayarak ayak uydurdu.

"Bir bardak su istediler." Başımı sallayıp dolaptaki sürahiden bir bardak doldurup verdim.

"Teşekkürler." O mutfaktan çıkınca kapıyı kapatıp terliğimi çıkardım.

"Sen dur Zehra, sen dur!" Geri geri kaçarken sırıtıyordu.

"Ya canım arkadaşım, hayırlı bir kısmet bulmaya çalışıyorum ben sana, her arkadaş arkadaşının iyiliğini ister." Terliği kafasına atınca inledi.

"Başlarım kısmetine! Kendine bul çok meraklıysan!" Gözlerini kaçırdı.

"Bana...olmaz." Kaşlarım çatılırken yanına oturdum.

"Ne demek olmaz?" Omuz silkti hâlâ kafasını ovarken.

"Olmaz işte. Aa Mahi, konuyu kaynatıyorsun!" Diğer terlikle de koluna vurdum.

"Asıl sen kaynatıyorsun! Sevdiğin biri falan mı var senin?!" Attığım terlikleri ayağına giydi tekrar vurmamam için.

"Yoo, öyle bir şey mi dedim?"

"İma ettin!"

"Hiç de bile!"

"Öyle olsun Zehra, ama bemden gizlin varsa kötü olur bilesin." Az önceki saçmalığı için tekrar dövecekken annem girdi içeri.

"Ne bağırıyorsunuz öyle? Sesiniz salona kadar geliyor."

"Yok bir şeh Mihri teyze, her zamanki halimiz."

"Kendinizi bilmeniz de iyi bir şey kızım." dedi annem Zehra'ya. Zehra başını salladı tebessüm ederek.

"Çaylara bakın son defa da kalkalım artık." Zehra annemi onaylayıp gidecekken annem onu tuttu.

"Mahinev gitsin kızım, sen otur." Onlara ters ters bakarak erkeklerin odasına girdim. Bütğn bardaklar boştu. Abim köşede olduğu için yanına yanaştım.

"Neden doldurmaya getirmedin?" dedim fısıltıyla.

"İçmiyorlar."

"O zaman babama işaret ver de kalkalım, annem öyle diyor." Başını salladı.

"Baba," dedi sonra seslice. Kolunu dürttüm ama susmadı. "Annem diyormuş ki müsaade isteyelim biz artık." Babam başını sallayıp ayaklandı.

"Öyle mi denilir?" Omuz silkti.

"Git de montunu giy, çıkıyoruz."

Vedalaşma Faslı bitip evlere dağıldığımızda odama geçip başımdaki şalı açtım. Uzun süre boneyle kalınca ağrı yapıyordu. Üzerimi değiştirip klasik yüz bakımını da yaptıktan sonra yatağa atladım. Yatsı namazını erkek kılmak bir nimetti.

Gelen bildirim sesi ile telefonumu elime alırken duvara uzanıp ışığı da kapattım. Mesaj, Feza'dandı.

Hayırlı Doktor Kısmet: Selamünaleyküm Mahinev Hanım, rahatsız ediyorum kusura bakmayın.

Mahinev: Aleykümselam.

Hayırlı Doktor Kısmet: Yarın müsaitseniz iftardan sonra aynı pastanede buluşabilir miyiz?

Hayırlı Doktor Kısmet: Annemler yine bir şeyler konulmuşlar, size de uygunsa tabii

Hayırlı Doktor Kısmet: Ama bir ricam olacak

Hayırlı Doktor Kısmet: Bu sefer formalite olmasın

_______________________________________________________

Var arkadaşlar, bu doktorun bizim kızda gözü var.

Vasatın üstü olan bir tatlı ile günü kapatıyorum ben arkadaşlar. Mutsuzum, hastayım, beceriksizlim (bugün)

Hayırlı akşamlar dilerim, Allah'a emanet olun ✨🌙💛

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin