1.0

7.2K 342 93
                                    

Seelaaamm! Ben geldiiim!

Denemeden çıktım ve asla batırmamışım gibi buradayım... Üstelik sabah okula geç kaldım, annem gelmem için zorladı, yağmurda şemsiyesiz geldim, kronik baş ağrım arttı, sanırım üşütmüşüm yeni ağrıları geliyor falan filan... Kwmqndjekdpwşske

Ama yine de bugün güzel bir gün, güzelleştirmeliyim fjdkwljdlsmwşdkd böyle bitemez

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim ✨

________________________

"Kızım bunu da Müberralara götürüver."

Biten güllaç tepsisini buzdolabına atıp kapağı kapattım. Kalabalık olacağımız için iki tepsi yapmıştım ve annem diğer tepsiden bir tabak almış, bana uzatıyordu.

Başımı sallayıp şerbetten yapış yapış olmuş ellerimi yıkayarak sandalyenin üzerinde gördüğüm eşarbı başıma attım. Saçlarım görünmeyecek şekilde bağlayıp tabağı annemden aldım. Evden çıkıp bir dakika bile sürmeyen yolu aşarak kapıyı tıklattım. Hemen açıldı.

"Merhaba Gökçe." Gülümsedi.

"Merhaba Mahi abla." Diz çöküp onun boyuna geldim.

"Annen yanda abin yok mu evde?" Tabağı ona veremezdim, anca yürüyordu zaten.

"Annem namaz kılıyor, abim de hastaneye gitti." İstemsizce kaşlarım çatıldı. Burnundan dolayı gitmiş olma ihtimali kaçtı?

Yok ya, ondan değildir. Doktor olacak adam sonuçta tabii hastanede olacak.

"Neden gitti?" Fısıltıma güldü. O da eğilerek benim gibi konuştu.

"Çünkü abim doktor." Güldüm.

"Doğru, abin doktor."

"Mahinev, hoşgeldin kızım." Müberra teyze arkada belirince doğruldum.

"Hoşbuldum, güllaç getirmiştim." Tabağı elimden aldı. 

"Ellerine sağlık kızım." Gülümseyip başımı salladım. Gökçe aşağıda kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu ve aşırı tatlıydı. Tekrar eğilip yanaklarından kocaman öpünce gülerek geri çekildi. Bende gülüp doğruldum. 

"Hayırlı iftarlar Müberra teyze, " Evin önündeki basamakları geri geri indim. 

"Size de kızım, Allah'a emanet ol." 

Eve tekrar gelince annem hiç beklemeden hazırlanıp elime güllaç tepsisini tutşturdu. Abim de diğerini aldı. Babamın da eline çorba tenceresini vermişti. Zaten Zehraların evi bizim evin hemen yanı olduğu için birkaç adımda kapıdaydık. Selamlaşma faslı bitince Zehra'yı güllaçların başından çekip odasına ilerlettim. 

"N'oldu ya birden?" Yatağında oturmuş bana bakarken kapıyı kapatıp tepesine dikildim. 

"Bu annemlerle iş birliği olma meselesi kapanmadı Zehra," dediğimde yüz ifadesi değişti ve gözlerini kaçırdı. "Ne bu mesele, adam akıllı anlat." 

"Ya dedim ya sana, Feza ile görüştürmek istediler yok dedim. Sonra sen kendin kabul ettin zaten." Omuz silkti. 

"Sadece bu olmadığına eminim." Yüz ifademi görünce of'ladı. 

"Tamam ya," dedi sıkıntıyla. "Bunlar sizin aranızı yapmaya niyetliler, vazgeçmeyecekler. Beni de yanlarına çekmeye çalıştılar." Kaşlarım çatıldı. 

"Ama sen kabul etmedin..." 

"Yoo," dedi hınzır ifadesi ile. "Kabul ettim. Yardım da ediyorum." Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken Zehra, ayakalanarak kapıya koştu. Hemen arkasından kalksamda o çoktan koridordaydı. Ama bana sırıtarak kaçarken hesap etmediği bir şey olmuş, karşısına çıkan abime çarpmıştı. Abim çarpmanın etkisiyle hiç kıpırdamazken Zehra geri çekildi. Domates gibi olduğunu görebiliyordum. 

"P-pardon Mahir abi, aniden çıkınca şey oldu...şey ettim yani," Elini başına attı. "Görmedim." 

Abim gülmemek için kendini tutarak, "Fark ettim görmediğini, soeun yok." dedi. O kendini tutuyor olabilirdi ama benim kendimi tutmak için bir nedenim yoktu. Yüksek sesle Zehra'nın kızarmış suratına bakarak gülüyordum geri geri giderken. "Nasılda çarptın ama," dedim onu göstererek. "Sümük gibi!" 

Zehra'nın ifadesi keyiflendiğinde anlamasam da sorgulamadan gülmeye devam ettim. Abim de susmamı işaret ediyordu, sanırım o da utanmıştı. Sırtım bir şeye çarpınca durdum. Gülmem de kesildi. Ortam aniden sessizleşince arkama döndüm ama şu an görmek istediğim en son yüz, karşımdaydı. Feza...

Arkadan abimin ve Zehra'nın gülüş sesleri geliyordu. Ama onlara odaklı değildim... Gülmemek için kendini tuttuğu belli olan yüze odaklıydım. 

"Pardon ya," dedim Zehra'nın aksine takılmadan. Deneyimliydim sonuçta rezilliğe. "Sabah burnunuzu kırdım, şimdi de omzunuzda sıra herhalde..." Abim ve Zehra daha sesli gülmeye başlayınca Feza'nın da dudakları kıvrılmıştı. 

Aferin Mahi, aferin! Rezillikte bir numarasın, üstüne yok!

______________________________________________________________________________

Mahi hep rezil olacak, evet xjnxjsxxksdmjx 

Kısa oldu ama anca yazabildim, ders çalışmam gerekiyor biliyorsunuz. O yüzden mazur görün, telafi edeceğim <3

Hayırlı iftarlar dilerim, Allah'a emanet oluun <333

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin