2.7

4.9K 324 160
                                    

Selam! Ben geldim!

Annemler düğüne gitti, onlarla gitmediğim için sinirlendiler. Bir de onlar düğündeyken matematik notum e okula girilmiş, bildirim babama gidiyor...

Birazdan eve gelecekler, dua edin bana.

Bu bölüm, fikir sahibi olan gecmiszamaninsani 'na ithaf edilmiştir efenim. Teşekkür ediyoruz 💛

Uzatmadan bölüme geçelim, iyi okumalar dilerim ✨

_______________________________________________________

"Mahinev Gök, Ankara! Emret komutanım!"

Sırayla herkes tekmil verdikten sonra komutanımız konuşmasını yaparak yerlerimize geçmemizi emretti. Hepimiz helikoptere binerek yerlerimize oturduk. Pençe timi yeni operasyon için hazırdı. 

Pilotumuz üsteğmen Göksu Acar uçuşa geçerken sakindik. Alıştığımız gündelik bir şey haline gelmişti artık. 

"Mahi, yiyecek misin?" Önüme uzatılan kiviye baktım. 

"Bari burada tut ağzını Selçuk," dedim gülerek. O da gülerek omuz silkti. Uzattığı kiviyi aldım. 

"Tutamaz ki ağzını, açlıktan ölür falan mazallah," dedi Karaca. 

"Ciddiyetinizi takının, bir saat sonra iniyoruz. Son hazırlıklarınızı yapın." Feza yüzbaşının konuşması ile herkes ciddileşti. Son kontroller yapılıyordu helikopterde. Ama benim aklım kamuflajın içinde ayrı hoş görünen kocamdaydı. Gözleri bana dönünce ciddiyeti yumuşadı, göz kırptı. Sırıttım. 

"Komutanım ama karınıza kıyak geçiyorsunuz." Sızlanarak aramıza giren Gökdeniz'in kafasına Murat vurarak susturdu. 

"Daha yeni cezan bitmedi mi senin oğlum, bu ne rahatlık?"  Onlar kendi aralarında tartışmaya ve hatta dövüşmeye başlayınca umursamadan önümüze döndük. Bu sefer herkes sessizce kontrollerini yapmaya devam etti. 

Bir saatin sonunda helikopter inişe geçince indik. Temkinliydi adımlarımız, her an bir yerlerden birileri çıkabilirdi sonuçta.  Güvenli bir yer bulana kadar yürüdük ıssız görünen ama aslında dolu olan dağda. Bulduğumuz kayalık alana oturdu herkes. 

"Alınan bilgilere göre birazdan burada olurlar. Havadan da destek alacağız ama elinizden geldikçe halletmeye bakın." Başımızı sallayarak onayladık Feza'yı. 

Silahlar hazırlanıp pozisyonlar alındı. İki katım bir kayanın arkasındaydım ve kamuflajdan dolayı fazla görünmüyordum. Ama buna rağmen Feza'nın bir gözü üzerimdeydi. Ona dönmek istesem de yapmadım. İş başka, aşk başka sonuçta. 

Feza'nın telsizi cızırdadı ve Neslihan'ın sesi duyuldu. "Komutanım yaklaşıyorlar." Daha iyi mevzilenip beklemeye devam ettik. Feza da telsizdeki Neslihan'la konuşup yerini aldı. Timin keskin nişancısı olan Cihan bizden daha yukarıda bir yerdeydi. Adım sesleri ve konuşmalar duyulunca heyecanlandım. Birazdan içimdeki bütün enerjiyi atabileceğim bir ortama girecektik. "Unutmayın," dedi Feza sessizce. "Elebaşı sağ lazım." Onu onayladık. Adamlar görününce sessiz kalmaya devam ettik. Ne kadar geç fark edilirsek o kadar iyi olurdu. Bize bildirildiği gibi dokuz kişilerdi üstesinden rahatça gelebilirdik ama arkalarından gelen on kişi daha vardı. 

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin