my little girl» 3

11.6K 1K 452
                                    

Yun, başında hissettiği kasvetli ağrı ve acının bütün iliklerinde sismik dalgalar halinde yayılması nedeniyle inleyerek yerinden doğrulurken, bir türlü açılmaya yeltenmeyen mühür sinmiş gözlerini kırpıştırarak araladı. Bulunduğu yerdeki yapay ışık huzmeleri gözlerini huzursuzca taciz ediyordu.

"Ölüm mü bu?" diye sordu Yun içinden.

Herkesin bahsettiği ışık bu mu?

Gözlerini kısıp ışığa yoğunlaştı. Öbür tarafa geçişi aydınlatan ışığın böyle cılız ve loş değil, parlak ve büyük olması gerektiğine inanırdı.

Ölüm bile onu yarı yolda bırakmıştı.

Bacaklarında hissettiği, nükseden ağrısı dudaklarından iniltili bir feryat dökülmesine neden oluyor, bir boşlukta savruluyormuşçasına oradan oraya çarpıyordu.

Görüş açısına giren ahşaptan yapılma krem tonlarındaki koltuk o kuytu yabancılık hissiyle bedenini titretirken dirseklerinden doğrulup bulunduğu loş odada hızla göz gezindirdi.

Genellikle koyu tonlara hakim olan odanın duvarları islenmiş ve dökülmüştü.Odada eski olduğu belli, yıllanmış bir çekyat bütün rahatsızlığıyla inzivaya çekilmiş gibiydi.

Odadaki tek renkli şey yatağın üzerine özensizce atılmış bordo tonlarındaki kırışmış örtüydü.

Burada zaman durmuş, kendini tozlu sarı yapraklar arasına sıkıştırmıştı.

Yun zihnini biraz zorlayarak başına baskı yapan kesik anı parçalarını bir araya getirmeye çalışsa da, bunun başını daha da ağrıtmak dışında bir getirisi olmamıştı.

Derin bir iç çekip parmaklarını genişçe aralayıp soğuk ve renksiz yüzü üzerinde hafifçe gezindirdi.

Yaptığı her dokunuşta acı,bitkin teninde tırtıklı kenarlarıyla yırtarak ve kazıyarak dolaşırken, Yun gidip gelen aklının kontrolünü elinde tutmaya çalıştı.

Sadece biraz daha zorlasa, zihninde oluşturduğu yapbozun eksik parçalarını yerine oturtabilir ve geçici de olsa bir çözüm yolu bulabilirdi.

Kafasını yana doğru
çevirince gözüne çarpan nota kağıtları aklını biraz da olsa yerine getirmiş, bütün gömülmüş arşivini açabilme imkanı bulmuştu.

Aklına gelen her yaşanmışlık iç çekmesine neden olurken elini gözündeki morluk üzerine sabitledi.

Kim Yeon Ha ve aptal sürüsü onu adamakıllı hırpalamış olmalıydı.Bu duruma alışmak onun için zor olmamıştı.

Bütün Kore Cumhuriyeti tarafından "Hain'in kızı" olarak tanınıyordu, bu yüzden kimsenin ona çiçek açmış suratlarla bakmasını beklemiyordu.

Yun, her şeye alışmıştı.

Dayak yemeye, hırpalanmaya, sözlü tacize, tehdit mesajlarına; her şeye alışmıştı.

Hain'in kızı lakabı dışında, her şeye.

Yun babasının suçlu olmadığını biliyordu, hiçbir kanıt veya iddiası olmamasına rağmen öldürülen babasının suçlu olmadığına inanıyordu.

O kaza kesinlikle babasının suçu değildi.

Odanın açılan kapısı Yun'un ani bir refleksle zıplamasına neden olurken karşısında gördüğü kahve saçlı adama endişeyle baktı.

"Hey, uyanmışsın ufaklık."

Karşısında,kendisinden küçük gösteren tavşan dişli çocuğun samimi hareketleri Yun'un yüzünü buruşturmasına neden olmuştu.Omuzlarındaki örtüyü geriye doğru ittirdi ve ağrıyan bacağını hafifçe kaldırarak bütün dengesini diğer bacağına aktardı.

killer melody » ji min ✅Where stories live. Discover now