surprise dinner» 9

7.6K 756 313
                                    

"Şunları dene."

Ji Min'in elime sıkıştırdığı koca bir renk cümbüşünü andıran çeşit çeşit elbiselere bakarken, bu işten yeterince sıkıldığımı belli edercesine tatsız bir nefes bıraktım.

Yaklaşık iki saattir, yeterince saçma ve tehlikeli bulduğum, kaynaşma yemeği olarak adlandırılan etkinliğe hazırlanmak için Park Ji Min'in sinir bozucu hareketleriyle boğuşuyordum.

Cumhurbaşkanı, kızının biricik arkadaşlarıyla tanışmak için lüks olduğuna emin olduğum bir mekan kapattırmıştı.Fakat ben bunun sadece basit bir kaynaşma yemeği olmadığını biliyordum. Büyük ihtimalle Park Ji Min'in süzgecinden geçtiği güvenilirlik testi bu akşam benim üzerimde denenecekti ve bu da ne kadar ciddi bir durum içersinde bulunduğumu yüzüme vurur nitelikteydi.

"Sence de bu verdiklerin aşırı kısa değil mi? Kendimi Victoria's Secret defilesinde gibi hissediyorum."

Elimdeki bir bez parçasını andıran kıyafetlere bakıp konuştuğumda Park Ji Min gözlerini devirip alayla gülümsedi ve kabine doğru itekledi.

"Balkabağı's Secret demek istedin sanırım?"

Sinir bozucu tavrına karşılık son bir kez yüzümü buluşturup kafamı salladım ve krem renkli kabin kapısını kilitledim.

Bu akşam için yeterince gergin olduğum yetmiyormuş gibi bir adet Park Ji Min'le uğraşmak bütün pozitif enerjimin bir vakum misali sömürülmesine neden oluyordu.

Sıkıntılı bir nefes verip elimdeki kıyafetleri askılığa astım ve bordo renkli uzun şifon elbiseyi elime aldım.

Park Ji Min'le yaşadığımız son diyalogtan sonra ona karşı içimde beslediğim,yaprak yaprak biriktiğim sevecen düşünceler, endişe ve korkunun hükmü altına girmiş ve bu yapraklar sararıp kurumuştu.

Önceden kendine bir savunma mekanizması olarak geliştirdiği kötü hal ve tavırları bir süre sonra gerçek kalıbına uymuş, kendinden koparılmayacak tek şey haline gelmişti.

Kötülük soyut bir şey değildi. Kötülük Park Ji Min'in kendisiydi.

Kabin kapısı tıklandığında bir sis bulutu gibi çevreleyen düşüncelerimden ayrıldım ve kapı kulpunun kilidini çevirip sürgülü kapıyı kendime doğru çektim.

"Sadece bir elbise giyeceksin,bekletilmeyi sevmediğimi söylememe gerek yok sanırım?"

Derin bir nefes alıp dakikalardır kemirdiğim parmağımı serbest bıraktım ve üzerimdeki elbiseyi işaret ettim.

"Bu, beni alet ettiğin gereksiz akşam yemeği için uygun bir elbise mi sevgili Park Ji Min?"

Ji Min alay dolu parıltılarla yanıp sönen gözlerini üzerime dikti ve yüzünü buruşturdu.

"1970'li yıllarda değiliz ve sen de bir rahibe değilsin Yun."

Ne demeye çalıştığını idrak etmeye çalışırken uzun elbiselerin arasına sıkıştırdığım siyah kısa elbiseyi elime tutuşturdu ve omzunu kapı kenarına dayayıp kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Bu elbiseyi dene,hemen."

Omzundan hafifçe ittirip kapıyı tuttum ve kapatmak için bir hamlede bulundum.Park Sinir Hastası Ji Min'le uğraşmak yeterince yorucuyken, Park Sapık Ji Min'in devreye girmesine izin veremezdim.

"Çıkar mısın şuradan?"

Titrek çıkmaması için hatrı sayılır bir çaba gösterdiğim sesim bana ihanet edip havada kırılırken,Park Ji Min alayla kıvrılan dudaklarını görmezden gelip kapıyı sertçe kapattım.

killer melody » ji min ✅Where stories live. Discover now