cold moon» 11

7.3K 818 442
                                    

Korku.

Pes edilmişlik.

Bitkinlik.

Tıkanmışlık.

Ve korku.

Ve tekrar korku.

Kaçırıldığım günden beri önümde bir fotoğraf galerisi gibi birikmiş tonlarca duygu karesi, her nefes alışımda boğulmama zevkle yardımcı olmuştu.

Her gün aydığında bileklerimde hissettiğim tek şey korkuydu.Damarlarımda gezinen bu hissi dindirmemin tek yolunun onları kesmek olduğunu biliyordum.

Fakat her zaman peşimi bırakmayan,ruhumu kavrayan bu duygu içinde tamamen bana yabancı olan bir duygu tarafından iki gündür perhizleniyor gibiydim.

Tanrı Aşkına, bunca şeye rağmen nasıl kendimi huzurlu hissedebiliyordum?

Huzur.

Sadece beş basit harften oluşan bu kelimenin bana çağrıştırdığı tek şey hissizlikti.

Bana göre asıl huzur hissiz olmaktı, her yıkılmışlığımda boğazıma takılan ve çıkmasına izin vermediğim acı hıçkırıkların özgür kalmasıydı.

Fakat ben neden bu koca hissizlik içinde huzur denilen hissin hiçsizliğinde kaybolmuştum?

"Hey, yaralı kuş."

Jung Kook elindeki çikolatayı yüzüme fırlatıp alayla sırıttığında kendime engel olamadan sitemle bağırdım.

"Jeon Jung Kook, nasıl hasta bir kıza böyle davranabilirsin?"

Jung Kook kendi payına düşen çikolatanın paketini komodine bırakıp kenarımdaki koltuğa oturdu ve kaşlarını çattı.

"Hasta kız? Dün hiç de öyle görünmüyordun Yun."

İmalı bakışları karşısında yattığım koltuğa sindim ve hafifçe iç çektim.

Dün hastanede kimsenin olmayışını fırsat bilip dans etmiştim ve sonunda Jung Kook'un yadırgayan bakışlarıyla karşılaşmıştım.

Hadi ama ben hasta biriydim,ne dersem o olurdu.

"Bugün kendimi kötü hissediyorum, sen vurulmadığın için anlayamazsın Kookie."

Jung Kook ona bu lakapla seslenmemden kesinlikle nefret ediyordu,bu yüzden bunun bana güzel bir dönüşü olacağına emindim.

Yüzümde hissettiğim yastık bunu belli edercesine yere düşerken Jung Kook ayağa kalktı ve saçlarını kaşıdı.

"Ben de sana acıdığım için dışarı çıkaracaktım , hasta olduğun için gidemeyiz o halde?"

Hızla ayağa kalkıp üzerimdeki örtüden kurtuldum ve mutlulukla gülümsememe engel olamadan konuştum.

"Hadi gidelim,ne hastalığından bahsediyorsun gerçekten?"

Jung Kook kafasını sağa sola salladığında duyduğum sesle yerimden sıçradım.

"Bu halde hastaneden çıkamazsın."

Aşinası olduğum ses kulaklarımı uğuldatırken kafamı yana çevirmeme engel olamadan derin bir nefes aldım.

Vurulduğumdan beri görmeyi arzuladığım yüz bütün ruhsuzluğuyla karşımda duruyordu.

Gördüğüm ve hala anlam bulamadığım rüyanın etkisinden henüz çıkamamış olmam ve bunun üzerine rüyalarımı süsleyen (!) başrolle aynı ortamda bulunmam beni büyük bir gerginliğe sokmuştu.

killer melody » ji min ✅Where stories live. Discover now