serenity» 24

6.5K 655 466
                                    

Titreyen parmaklarım,ekose motifli halı üzerinde dolanırken akıl sağlığımı yitirmemek için derin bir nefes aldım.

Kendimi aptal gibi hissediyordum.

Yakamı sımsıkı kavrayan tırtıklı anılar şahdamarım üzerinde merhametsizce geziniyor ve biraz daha aleyhime yelken açıyordu.Yıllardır koca bir yalanın gerçekliğinde boğulduğum gerçeği damarlarımda toprağa karışmış bir plastik gibi ölümsüzce dolanıyordu.

Her şey,yalan mıydı?

Her gün içime akıttığım ve koca bir çınar ağacının dalına astığım özlemim yalan mıydı?Ya da her zaman göz çukurlarıma kadar işlediğim parlak yıldızın babam olduğu yalan mıydı?

"Ne-neden?"

Onlarca soru bütün benliğimi işgal etmişken tek bir kelimeyi akıtmakta bile zorluk çekiyordum.Neden hayatımın engebeli yolunda her seferinde bir heyelanın akıbetine kapılıyor ve tepetaklak oluyordum?

Neden nefes aldığım her an özlem yağmurlarına yakalanmışken,bunun kışın açan bir güneş kadar yalan olduğunu anlamak bana bu kadar boş hissettiriyordu?

Bedenime sımsıkı sarılan güçlü kollar sayesinde zeminle olan bütünleşmem ittifakını bozarken bu kokuyu tekrar alabilmek titrememe neden olmuştu.

Babamı özlemiştim.

Kesik kesik atıştıran hıçkırıklarım bu anın tanıklığını üstlenmiş mum alevlerini titreştirirken fazlasıyla mayhoş hissediyordum.

Olmam gereken o güven hissinin doruklarındaydım ve bu bölgenin bir daha fethedilmesini kesinlikle istemiyordum.

"Seni özledim,Yuwi."

Babamın titrek ses tonu zihnimde bir karıncalanmaya neden olduğunda gülümsememe engel olamamıştım.Belki de nedenlerin kancasına takılmak yerine,o anın mutluluğuyla sarhoş olmalıydım.

İki yanımdan sarkan kollarımı babamın omuzlarına doladığımda,başparmağıyla gözyaşlarımı sildi ve yanağıma duygu yüklü bir öpücük kondurdu.

"Yanında olamadığım için çok üzgünüm,kızım."

Buğu sinmiş gözlerim babamın ak düşmüş saçlarında gezinirken cevap veremeyecek kadar yorgun ve huzurlu hissediyordum.Kafamı belli belirsiz sallayarak kolunun altına girdim ve yaşlanmış bedeninin ardından bedenimi sürüklemesine izin verdim.

Bu sefer içimde yeşerttiğim hislerim yerine kelimelerimin çoraklaşmasını tercih edebilirdim.

"Siz de peşimden gelin,genç adamlar."

Babamın kadifemsi sesi geniş koridorda yankılandığında yılların birçok ayrıntıya cila çektiğini henüz farketmiştim.Sesi o eski gürlüğünün himayesinden çıkmış ve çatallaşmıştı.Şuan kafamı yasladığım omuzunun içe çöktüğünü kafatasıma basınç uygulayan kemiklerinden anlayabiliyordum.

Zaman bize,gölgesindeki rüzgarından sakınamayan bir çöl iklimi yaşatmıştı.Toprak attığımız geçmişin,her defasında inşa ettiğimiz güneşin ışınlarıyla can bulmasını umut ederek aslında bizi biraz daha kurutmasına izin vermiştik belki de,her kurtuluş yolu için diktiğimiz çiçeklerin sonunda bir kaktüs olup,bizi kanatacağını hesaba katmadan.

Fakat artık bitmişti.

Her gece kum fırtınasıyla gözlerimizi kör eden bu iklime itaat etme devri artık bitmişti.

killer melody » ji min ✅Where stories live. Discover now