#Hayatımın Dönüm Noktası#

3.6K 179 43
                                    



 Jimin'den yavaşça ayrılıp gözlerinin içine baktım. Ağlamaktan kızaran gözleriyle yere bakıyordu. Ellerimi onun yüzüne yerleştirip, parmaklarımı gözyaşlarının ıslattığı yerlerden geçirdim. Bakışları bana çıktığında gözlerinde ki acıyı gördüm. 

Şu an ona deli gibi sarılmak, öpmek, koklamak istiyordum ama az önce ki söylediklerimden sonra cesaretim kırılmıştı.

"Bugün..."

Sözümü devam ettirmeye çalışırken zorlansam da devam etti.

"Bugün bizim eve... Gelmek ister misin?"

Söylediğimi anlamaya çalışırcasına bakıyordu ve bu bakışı, ettiğim tekliften dolayı pişman olmama neden oldu. Başımı utançla öne eğip az önce söylediğimi duymamış olmasını dilerken cevabını verdi.

"Olur."

Şaşkınlıkla kafamı kaldırıp Jimin'e baktım. Ağlamaktan kızaran dudaklarını birbirine bastırıp gülümsüyordu. Utandığımı fark edip elimi tuttu ve yürümeye başladı. Siyah bir arabanın yanına geldiğimizde Jimin beni ön koltuğa oturtup kendi de sürücü koltuğuna oturdu.

"Araban olduğunu bilmiyordum." dedim arabanın içine bakarken.

Gülümseyip arabayı çalıştırdı. Daha önceden geldiği için evin adresini biliyordu. Eve geldiğimizde ışıklar açık değildi. Kızların uyudukları fikrini düşünmüştüm fakat saat henüz 9 bile değildi. Sun Hee'yi aramak adına telefonu elime aldığımda bir saat önce bana atmış olduğu mesajı gördüm.

'Hoon Na ile dışarıdayız. Hoon Na okul ile ilgili bir problem yaşamış o yüzden tek başına içmeye gitmiş. Onu buldum ve şimdi onunla birlikteyim. Eve gelemeyebiliriz haberin olsun. Seni seviyorum~'

Telefonu kapatıp geri cebime koydum ve Jimin'le beraber arabadan indim. Neyse ki anahtarı yanıma almıştım.

İçerinin dağınık olmamasına dua ederek kapıyı açtığımda kötü bir manzarayla karşılaşmamıştım.

Ayakkabıları çıkarıp içeri girdiğimizde Jimin oturma odasında ki koltuklardan birine oturdu.

"Eviniz güzelmiş." dedi etrafı incelerken.

"Teşekkürler." dedim mırıltıyla.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Jimin şu an evimdeydi ve ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim yoktu.

"Ben üzerimi değiştireyim." dedim ve bakışları eşliğinde odama gittim.

Odama girip kapıyı kapattım ve duvara yaslanıp derin nefesler aldım.
Tanrım. Jimin evimde!

 Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Fakat gülümsememe hakim olamıyordum. Kalbim benim iradem dışında deli gibi çırpınırken dolabıma koştum ve siyah pijama şortumu ve beyaz tişörtümü giydim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp telefonumu da aldım ve odadan çıktım. Kapının açılmasıyla beraber Jimin'in bakışları tekrar bana döndü. İlk başta gözleriyle beni süzdükten sonra konuştu.

"Evde kaç kişi kalıyorsunuz?"

Jimin'in yanına oturdum.

"3."

"Sanırım sadece birini gördüm." dedi şüpheci tavrıyla.  

"Evet. O gün gördüğün arkadaşımın ismi Sun Hee. Yaklaşık 15 senedir arkadaşız." dedim gülümseyerek.

Jimin'i kızlarla tanıştırmak ve aralarındaki buzları eritmek için sabırsızlanıyordum. Fakat maalesef o gün bugün değildi.

"Sanırım Sun Hee biraz agresif." dedi Jimin yanlış bir şey söylemekten çekinerek.

WINGS | pjmWhere stories live. Discover now