#20 cm Aşk#

2.3K 155 28
                                    

Bu bölümde olanlar, bir önce ki bölümün yaşandığı günle aynı gündür.

-----

[Sun Hee'nin ağzından]

Jungkook yavaşça yaklaşıp arkamda ki yatağın boş olan kısmına oturdu. Tıpkı az önce Young Jae'nin yaptığı gibi saçlarımı okşamaya başladı.

"Nasılsın?" diye sordu tedirginlikle.

"Git buradan."

Söyleyebildiğim tek şey bu olmuşken, Jungkook dediğimi yapmayı reddetti.

"Zor olmuş olmalı."

Sesi kalbimi uyuşturuyordu ve bu inanılmaz korkunç bir şeydi. En son birine aşık olduğumda aldatıldım. Tekrar aynı şeylerin olmaması adına, aşka tövbe etmiştim. Zaten bu zorlu zamanlarda da öyle şeylerle uğraşamayacak kadar acı çekiyordum.

"Sen hayatımda gördüğüm en güçlü kızsın." diye devam etti mırıldanmalarına. "Seni anneme çok benzetiyorum..."

Bu son sözüyle birlikte ağlamaktan kırmızının en koyu rengini alan gözlerimi açıp arkamda oturan Jungkook'a yarım bir şekilde döndüm.

Benim tepki verdiğimi görünce gülümsedi.

"Ağlama... Seni böyle görmek beni üzüyor."

Bu sözü ise, içimde ki ağlama hissini daha fazla arttırdığında göz yaşlarım da bununla birlikte arttı.

Yattığım yerden kalkıp ayaklarımı kendime çekerek yüzümü dizlerime gömdüm.

Jungkook bu sefer konuşmak yerine sarılmayı seçti ve onunkinin yanında küçücük kalan bedenimi sardı.

Odada oluşan sessizliğin ardından duyulan kapı kapanma sesiyle birlikte Jungkook kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sanırım gittiler."

"Nereye?" diye sordum, Jungkook'un göğsüne yasladığım başımı kaldırarak.

Dudaklarını büzüp omuzlarını silktiğinde bu aşırı dozda ki tatlılığı düşünme yetimi zorlaştırmıştı.

Hızlı bir şekilde Jungkook'un kollarından ayrılıp içine girdiğim ve nedenini bilmediğim garip heyecanla saçlarım üzerinde ellerimi gezdirdim.

"Ş-sey ben... Ben... Sanırım acıktım. Bir şeyler yemeliyim." dedim ve hızlıca oturduğum yerden kalktım.

Jungkook arkamdan gülerek bakarken odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Onun yanımda olmayışından faydalanarak derin bir nefes aldım. Elimi son tempoda atan kalbimin üzerine koyduğum sırada Jungkook'un sesini duymamla birlikte telaşla arkama dönmem bir oldu.

"Jin hyungdan geçenlerde bir tarif öğrendim. İstersen hazırlayabilirim."

Saçımdan önüme gelen bir tutamı alıp kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"O-olur."

Olduğum yerde birkaç adım gerileyip mutfağı Jungkook'a açtım. Jungkook tezgaha doğru ilerleyip bana döndü.

"Tencereler nerede?"

"Ah tencere." dememle birlikte Jungkook'un altında durduğu dolapların yanına giderek kapağı açtım.

Ne ara tencereleri bu kadar yükseğe koymuştuk?!

Parmak uçlarıma çıkıp tüm çabamla tencerelere yetişmeye çalışırken arkamdan, bedenimi yakıp kavuran bir sıcaklıkla vücutlarımızı birleştiren Jungkook, hiç zorlanmadan aldığı tencereyi yavaşça tezgahın üzerine bıraktı. Fakat çekilmek yerine hala aynı şekilde arkamda duruyordu.

WINGS | pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin