4. Açelya... Güzel Bir Çiçek...

43.8K 3.2K 1.3K
                                    

Oy vermeden geçmeyin lütfen. Hatta bir geçmiş bölümleri de kontrol edebilirsiniz :)




4. Açelya... Güzel Bir Çiçek...

Kaan...

"Seni korkutan birisi mi var?" diye sordu. Şu an tek korkum heyecandan bayılmaktı. Konuşmak istedim ama dilim tutulduğu için konuşamadım. Kafamı sallamakla yetindim sadece.

Kaan beni bırakıp takip edenin kim olduğunu görebilmek için köşeye doğru hamle yaptığında, onu durdurmak için kolundan tuttum. Durup ne söyleyeceğimi bekleyerek bana baktı. Zorla da olsa, "Boş ver," demeyi başardım. "Başın belaya girmesin."

Kaşları şaşkınlıkla hafifçe yukarı kalktığında, cevap vermek için birkaç saniye bekledi.

Bir şey söylemesine izin vermeden, "Peşimden gelmedi zaten," dedim hemen. "Belki de paranoya yaptım. Hatta kesin öyle yaptım çünkü alt tarafı sabah yanımdan geçip gitmişti. Muhtemelen tesadüftü."

"Başım belaya girmeyecek merak etme," dedikten sonra köşeden diğer yola baktı.

"Kimse yok." Tekrar yanıma geldi. "Hadi gel, seni gideceğin yere bırakayım."

Yüzünde dün akşam yaşanan kavganın izleri vardı. Gözleri kıpkırmızıydı. Dudağı patlamıştı ve gözünün kenarında bir morluk vardı. Onu böyle görmek içimi acıtmıştı. Kaan'ı o eski fotoğrafları dışında kimse böyle görmemişti. Önceden pek çok kavgaya karıştığı bilinse de, albümleri çıktığından beri kavgalarıyla değil, çılgınlıklarıyla anılırdı.

Üstünde hâlâ aynı kıyafetleri duruyordu. Saçları darmadağınıktı ama tuhaf bir şekilde harika görünüyorlardı.

"Ah, bu arada..." Elini uzattı. "Kaan ben."

Dünyadan habersiz yaşayan kabileler dışında herkesin tanıdığı birinin, hem de serseri olarak anılan birinin böyle bir kibarlık yapması beni şaşırtmıştı.

"Biliyorum," dedim gülerek. Elimi ona uzatırken hafifçe titremesi beni utandırdı. Uzattığı elini sıktığımda içimde bir şeyler uçuştu. Kaç kişi hayranı olduğu kişiyle tanışıp onun elini sıkabilirdi ki? Hem de böylesi bir tesadüfle.

Ben de ona adımı söyledim. "Açelya."

Gözlerimin ta içine bakıyordu. Bakışlarında anlamlandıramadığım bir şey vardı. Ne o bahsedilen çılgınlıkları, ne serserilikleri... Bambaşka, anlayamadığım bir şey.

"Açelya... Güzel bir çiçek..."

Ne diyeceğimi bilemedim. Elimi çekemedim. O da çekmedi. Bir süre o şekilde kaldıktan sonra beynim nihayet yeniden çalışabilir duruma geldiğinde beni yanlış anlamaması için hızla çektim elimi. Aslında daha çok ben bir şeyleri yanlış anlayıp, kendimi saçma hayallere sürüklememek için çektim. İnsan kendini saçma hayallere sürüklemekten daha kötü bir şey yapamaz kendisine. Sonra o hayalden uyanmak için gerçek yaşamın kollarına bırakır kendini, yüksekçe bir yerden. Bir nevi intihardır bu da.

Kaan'ın yanında yürürken bunu yaşadığıma inanamıyordum. Acaba beni takip ettiğini sandığım o araba bana çarpmıştı da şu an hastanede rüya mı görüyordum? Tırnağımı etime bastırdım. Acı vardı. O zaman rüya değildi.

Kaan elindeki anahtarı uzattığında, bir arabanın ışıkları yandı. Hep sürdüğü o son model spor arabalardan değildi. Sıradan, eski bir arabaydı.

İLHAM PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin