21. Yetersiz Kız

32.4K 3K 342
                                    

Farklı karakterlerin anlatıldığı bölümlerdeki başlık (Yetersiz Kız) karakteri tanımlarken alttaki başlık (Yetersizlik Abidesi) bölüm adıdır.

Deniz'i merak edenler için minik bir Deniz bölümü ♥

21. Yetersizlik Abidesi

Deniz

Pazartesi, Salı, Çarşamba.

Tam üç gün boyunca Açelya'yla iki yabancı gibi geçirmiştik günlerimizi. Ona çok kırılmıştım. Ayrıca onu kırdığım için kendime daha da çok kırılmıştım.

Açi, sevdiğim insanları ne kadar sahiplendiğimi biliyordu. Kendimi dışlanmış hissettiğimi, bunun için kırgın olduğumu, kırgınlığımı da sadece agresiflikle dışarı vurabildiğimi biliyordu. Sadece kötü hissettiğimi anlamak neden bu kadar zordu? Değiştiremeyeceğim bir karakter özelliğim nedeniyle yargılanmak bana çok koyuyordu.

Salon kapısının açıldığını duyduğumda saçma sapan karalamalar yaptığım defterimi kapatıp, açık duran test kitabımda soru çözüyormuş gibi yaptım. Annem kapımı açtığında dönüp ona baktım.

"Çalmana gerek yok anneciğim, burası kamusal alan ne de olsa."

Benimkisi boşa verilen bir savaştı çünkü annemle bu tartışmayı daha önce defalarca kez yapmış olmamıza rağmen asla umursamıyordu. Odamın kapısını çalmaya bile tenezzül etmiyordu çünkü beni bir birey olarak görmüyordu.

"Ne yapıyorsun diye bakmaya geldim," dedi odama girerken. Odama girip kapıyı arkasından kapattığına göre bakmaya değil bir şeyler söylemeye gelmişti. Bakalım bu sefer ne çıkacaktı altından.

"Ders çalışıyordum." Kalemi bırakıp sandalyemi ona doğru çevirdim.

"Aslında Açelya'yı soracaktım," diye yumurtladı sonunda. Eninde sonunda anlayacaktı ama bu kadar çabuk anlamasını beklemiyordum.

Anlamazlıktan geldim. "Nesini soracaksın Açelya'nın?"

"Küs müsünüz?"

"Bu aralar aramız biraz bozuk diyebiliriz."

"Neden?"

"İkimizin araındaki özel bir mesele."

"Neymiş o mesele?"

Annemin şu burnunu hayatıma sokma merakını anlayamıyordum bir türlü. Ben büyüdükçe değişeceğini düşünüyordum ama hayatımın her alanına müdahale etme sevdası bitmiyordu. "Her şeyi öğrenmek zorunda değilsin anneciğim," dedim, yapmacık bir sevimlilikle. "Kızlar arasında olan tipik şeyler. Yakında aşarız, önemsiz bir konu." Tartışmak istemiyordum. Tüm olanlardan sonra bir de annemle gireceğim tartışma en son isteyeceğim şeydi.

"Öyleyse en kısa zamanda özür dile."

Annemin söylediği şeye bir süre ağzım açık kaldı. "Benim suçlu olduğumu nereden biliyorsun?"

"Seni de Açelya'yı da biliyoruz Deniz. Eminim sen bir şey yapmışsındır." Söyledikleri kadar sesindeki bıkkınlık da canımı yakmıştı.

Ona hak veriyormuş gibi kafamı salladım. "Ah doğru," dedim ayağa kalkarken. "Ben her zaman suçluyumdur zaten. Derslerine bile kafası basmayan yetersiz bir insanım ben ne de olsa. Kesin ben bir şey yapmışımdır, değil mi?"

Annem sert bir şekilde cevapladı. "Olayı dramatize etme Deniz."

"Etmiyorum. Sen de söyledin ya beni de Açelya'yı da biliyoruz. Gerçekler bunlar."

"Kabul ediyorsan ne âlâ. Şimdi değişim aşamasına geçebilirsin. Kendine Açelya'yı örnek al biraz."

Gözyaşlarım anında gözlerime tırmandı. Duygularını uçlarda yaşayan insanların en muzdarip olduğu şeydi bu; asla duygularımızı gizleyemezdik. Annemin yanında ağlamamak için hızla yanından geçip giderken, "Bunları kızına söylerken hiç üzülmüyor musun acaba?" dedim sertçe. Beni yetersiz hissettirmek konusunda üstüne yoktu. Kapıya doğru gittiğimi gördüğünde, peşimden geldi.

"Nereye gidiyorsun?"

O sırada babam seslerimizi duymuş, koridora çıkmıştı. "Ne oluyorsunuz yine yahu!"

Ceketimi hızlıca üzerime geçirdiğimde annem bu sefer sesini yükselterek sordu. "Sana soru sordum Deniz! Saygısızlık yapma!"

"Hava almaya!"

Biliyordum işte. Konuştuğum anda ağlamaya başlayacağımı biliyordum. Yaşlar yağmur gibi döküldüler gözlerimden.

"Gidemezsin." Sesini alçaltmıştı ama tonu hâlâ keskindi. "Saatin kaç olduğunun farkında mısın?"

Ayakkabımı alıp kapıyı açtım. "Akşam dışarı çıkanlar kötü yola düşmüyor! Aş artık şunları!"

Ayakkabımı giymek için eğildim ama annem beni kolumdan tutup eve geri çekti. Kapıyı sert bir şekilde kapattığında sesi tüm apartmanda yankılandı. "Hemen odana gidiyorsun Deniz Karhan! Cuma günkü sınavın sonucu bir gelsin hele, o zaman göstereceğim ben sana asiliği!"

Öfkeli adımlarla odama giderken bağırdım. "Keşke beni biraz rahat bıraksan!"

"Deniz!"

Annemin arkamdan geldiğini bildiğimden, kapımı kilitledim. Kendimi ağlayarak yatağa attığımda açmam için bağırıp kapıya vuruyordu. Beni boğuyordu artık!

Babam gelip annemi odamın kapısından ayırmayı başardığında son kez bağırdı. "Şu ergenlikten çık artık da hepimiz kurtulalım."

Ne sanıyordu ki? Bir sabah uyanıp bambaşka bir insan olacağımı mı? Böyle mucizevi değişimler gerçekleşecek olsa önce kendisi değişirdi. Dışarı çıkamazsın Deniz! Bu notlar ne Deniz! Ne zaman büyüyeceksin Deniz! Neden öyle yaptın Deniz! Neden böyle yapmadın Deniz! Onun yüzünden artık her hareketim izleniyormuş gibi hissediyordum. Bana baktığında kızını değil de bir yetersizlik abidesi gördüğünden emindim. Boğuluyordum. 

Dur! Oy vermeden geçme ♥

İLHAM PERİSİWhere stories live. Discover now