9. Neden Biraz Eğlenmiyoruz?

43.9K 3K 1K
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen ♥ 

Desteklemek için tek yapmanız gereken yıldıza tıklamak :)


♫  ♫  


9. Neden Biraz Eğlenmiyoruz?

Elimi göğsümün üstüne koyup, kalp atışlarımı hissettim. Sanki orada kalbim değil, her şeyi birbirine katan bir fırtına vardı. Korkuyu, heyecanı, mutluluğu, üzüntüyü... Hepsini birbirine katıyordu.

Bir süre içimde bir fırtınayla o şekilde kaldıktan sonra yere bıraktığım kutuyu alıp odama gittim. Masamın üstünde Kaan'ın şapkasını gördüğümde fırtına iki katı şiddetlendi. Şapkayı takıp kendimi yatağıma bıraktım. Yatağımın üstünde unuttuğum telefonumu alıp bir sürü fotoğraf çekildikten sonra anneme yazdım.

Bana yiyecek bir şeyler gönderir misin?

Sonra Deniz'e yazdım.

'Yarın kafan kopsa bile kafanı kucağına alıp bize geliyorsun!'

Anında cevapladı.

İz: 'Emrin olur Açilatam.

Deniz'i İz olarak kaydetmem aramızdaki çok kötü bir espriydi. 'Deniz, sen bir densizsin o yüzden sadece iz'sin' gibi iğrenç bir espri. Kelime şakalarından ikimiz de hoşlanmazdık aslında. Sonra o İz, hayatımda bıraktığı İz'e, hayatımın en güzel İz'i anlamına dönüştü.

Annem yazdı.

Anneciğim: "Bu saate kadar yemedin mi? Ayrıca evde ev yemeği var!"

Anneme cevap yazarken bir numaradan fotoğraf geldi. Kaan! İkimizin fotoğrafını atmıştı. Hemen numarasını kaydedip profil fotoğrafına baktım. Yüzünün neredeyse yarısını kaplayan kırmızı bir kupadan bir şey içerken çekilmişti. Saçları daha kısa olmasına rağmen aynı dağınıklıktaydı. Eski bir fotoğraftı ve net değildi. Hem kalitesi kötüydü, hem de arka tarafındaki pencereden gelen ışık patlamıştı. Nerede olduğu bile belli olmuyordu.

Fotoğrafımızı gönderdikten sonra yazdı.

Kaan: Ne düşünüyorum biliyor musun? Bence kendimize bir isim bulmalıyız.

Biz? Nasıl yani? Ne demek istiyordu?

Ayağa kalkıp odayı turladım. Sanki yararı olacaktı. Keşke Deniz de burada olsaydı, ona sorabilirdim. Bir süre odanın içinde panikle turlayıp ne demek istediğinden emin olamayınca esprili bir cevap vermeye çalıştım.

'Biz kimiz peki? Artık bir çete falan mı olduk? :)'

Gönderir göndermez gördü ve ben görür görmez yazdığımdan pişman oldum. Ah! Kaan ya! Aklımın çalışmasını kesinlikle engelliyordu. Aklımı başımdan alıyor desem daha doğru olurdu... Keşke esprili bir cevap vermeye çalışmasaydım.

Kaan: Sayılır. Biz, hani şu gizli öyküleri okuyabilen, o öykülerin içindeki şarkıları duyabilen insanlar.

Pişmanlıkla alnıma vurdum. Harika! Aramızdaki en özel, en bize ait konuşmayı espri yapma uğruna harcamıştım. Rezilsin Açelya! Rezil! Dünyanın en rezil, en aptal insanısın hatta!

O ara annem yazdı.

Anneciğim: Tamam tamam. Gönderiyorum şimdi bir şeyler.

Her zamanki gibi kararlılığını sürdürememişti. Yine ona cevap vermek yerine Kaan'a yazdım.

İLHAM PERİSİWhere stories live. Discover now