Ay Işığında Dans

188 16 9
                                    

"İşte şimdi oldu."

Elka, küçükken kilden yaptığı çerçeveyi de masaya koyunca iki adım geriye gidip salonuna baktı. Her şey, yeni gibi görünüyordu. Elinde duran temizleme kremini kokladı hafifçe, evi baştan aşağı temizlemek varken terapiye ne gerek vardı? Havada tek bir toz taneciği bile uçuşmuyordu şimdi. Parlayan zemine baktı ve kendini mutlu hissetti. Evini daha sık temizlemeliydi çünkü bu ona huzur veriyordu. Salon, sağlam bir temizlikle şimdi yenilenmiş gibi gözüküyordu.

Şimdi sıra kendini yenilemekteydi. Elka, yaklaşık 5 gündür dışarı çıkmamıştı ve telefonu da kapalıydı. Gerçi, Elka'nın beş gündür ortalıkta olmadığını fark edecek kadar Elka'nın yakın olduğu biri yoktu fakat belki birkaç cevapsız çağrı belirebilirdi ekranında, ya da birkaç mesaj. Uzun süre ortalıktan kaybolup şimdi insanların arasına karışma fikri onu korkutuyordu fakat bir an önce bunu yapmalıydı, şimdi yapmazsa hiçbir zaman yapamazdı. Elindeki temizleme kremini koltuğa bıraktı ve tereddüt ederek kapının yanında bulunan askılığa yöneldi. Hayatını sonlandırmaya karar vermeden önce markete mentollü şeker almaya gitmişti. Elka, o gün giydiği montu hatırlıyordu. Bordo, kalın mı kalın oldukça sıcak tutan bir kaban. Telefonu o kabanın cebinde olmalıydı.

Fakat, kimseye bulaşmadan ve kimseyi aramadan burada böylece durabilirdi. Hayatını, manevi olarak tek başına yaşıyordu; bunu fiziksel olarak da gerçekleştirebilirdi. Birkaç cevapsız aramadan sonra insanlar aramayı bırakır, vazgeçerlerdi. Evine gelen olursa da kapıları kilitler, sanki evde yokmuş gibi davranırdı. Saklanmanın bir yolu her zaman vardı. Ölmemişti, fakat ölmüş gibi davranabilirdi. Sanki hiç varolmamış gibi davranabilirdi. Dünya bir oluk, bizler de su; Elka, kendi yolunda devam edebilirdi. Kimsenin suyuna karışmadan, dağılmadan kendi yolunda akmaya devam edebilirdi; ta ki bir nehre kavuşana kadar.

Fakat nehirler durmazdı ve o da kendi yolunu bulmalıydı, tek başına ilerleyecek kadar gücü kalmamıştı. Hayata karışmayı öğrenmeliydi, sonuçta 5 gün önceye kadar onu öldürecek olan şey intihar değil yalnızlıktı. Derin bir nefes aldı ve paltosunun ceplerini karıştırdı. İşte, telefonu buradaydı. Şarjının dolu olduğunu ve telefonu açar açmaz telefonun parlak ekranıyla karşılaşacağını biliyordu. "Ya şimdi, ya asla." diye mırıldandı ve telefonu açtı. Yaklaşık 10 saniye kadar bekledi, ekranda ne tür bildirimlerle karşılaşacağını tahmin ediyordu. Annesinden 3 cevapsız çağrı, onun kafasında geçen intihar düşüncelerini bilecek/bilmek isteyecek kadar yakın olmadığı ama yine de yakın olduğu arkadaşlarından birkaç çağrı, işyerinden yaklaşık 2 cevapsız çağrı; daha fazlasına gerek yok çünkü zaten işten çıkartacak eleman bulabilmek için fırsat kolluyorlar ve sevgilisinden iki mesaj ki onlar da güzel giyinmesini, akşam ailesiyle buluşmaları gerektiğinden bahsediyor olacaktı.

Telefonun ekranı açıldığında gelen bildirimler tam da bu doğrultudaydı. Sevgilisi gelecek hafta ailesiyle yiyecekleri akşam yemeğinden bahsediyordu. Tarih, saat, yer her şey planlanmıştı. Geriye Elka'ya; dolabının en hanımefendi ve klas görünümlü kıyafetini giymek, dalgalı sarı saçlarını hiç sevmediği bir şekilde fönletmek ve hafif tonlarda bir makyaj yapmak kalıyordu. Elka, bu direktiflerle dolu mesajı okurken sevgilisini düşündü. Adı Erdem'di. Yaklaşık dört sene önce, ortak arkadaş vasıtasıyla tanışmışlardı. Elka ile bu süre zarfında hiç görüşmemişlerdi fakat yaklaşık iki sene sonra bir restaurantta karşılaşmışlardı. Klişe "Görüşelim bir ara." sözü Erdem'in ısrarları ile havada kalmamış ve ikili bir gün oldukça havasız bir kafede buluşmuşlardı. Bu buluşmada, Erdem oldukça gergin bir tavırla ilişki konusunu açmış ve bir kadından beklentilerini ona sıralamıştı. Bu sohbete, o an bir anlam veremeyen Elka ise Erdem'in renkli gözlüğünü incelemek ve yüzündeki çilleri saymakla meşguldü; bir de kafasını sallamakla. O yüzdendir ki, bu sıraladığı uzun kural listesinden hatırladığı tek şey aylık aile yemekleriydi. Erdem, evlenene kadar beraber olacağı kadının her ay ailesiyle yaptıkları akşam yemeklerine katılmasını istiyordu. Elka, sadece bu kuralı hatırlıyor ve bu kurala uymaya çalışıyordu. Fakat, Erdem o havasız kafede buluştukları gün bu kurallar hakkında yaklaşık iki saat konuşmuştu ve Elka'nın kaçırmış olduğu birçok kural vardı. Ve o gün mutlaka gelecekti, Elka'nın bilmediği kurallardan birini atlayıp sevgilisini kızdıracağı gün.

Ruh Eşleri Ölmez (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora