Hayat Bu..

35 3 0
                                    


"Hala giyinmedin mi Elka?" dedi Dante, iki elinde genç kadının bavullarını taşırken. Kapının önünde dikilmiş, salonda dağınık kıyafetleri üzerine oturmuş genç kadını izliyordu. İçeriye doğru adım attığında genç kadının yüzünü daha net fark etti, Elka transa girmiş gibi görünüyordu. Elindeki bavulları yavaşça yere bıraktı Dante ve genç kadına yaklaştı.

"Elka, gitmemiz gerekiyor." diye fısıldadı genç kadının soluk yüzüne dokunurken. Elka tepkisizdi, Dante'nin yüzüne bile bakmıyordu. Saçları dağınık, yüzü makyajsızdı. Bir şeyler düşünüyor, bir yere bakıyordu. Dante, onun bakışlarını takip etti. Genç kadın salon camından ileri doğru bakıyor, ağzını açmamaya devam ediyordu. Dante endişelenmemeye çalışarak onu kollarından tuttu ve yavaşça kaldırmaya çalıştı: "Uçağı kaçıracağız."

Genç kadın ifadesiz bir şekilde önce ona baktı, daha sonra bakışlarını tekrar bahçeye doğru çevirdi. "Ben hiç Finlandiya'ya gitmedim."

Dante güldü, "Ben gittim, merak etme kaybolmayız."

Genç kadının ifadesiz kaşları bir anlığına yukarı yükselir gibi oldu fakat daha sonra yüzü aynı ifadesizliği korudu. "O da ne demek oluyor?" diye mırıldandı.

"Sana anlatacağım çok şey var ve oraya gidince anlatmak istiyorum hepsini." dedi Dante, genç kadını kollarından tutarak: "Şimdi kalkıp giyinmen gerekiyor."

Elka kapının önünde duran bavullara baktı. Bu tatili yaklaşık bir ay önce planlamışlardı, her şey hazırdı. Elka, Finlandiya'ya tek başına gidecek ve Dante ile orada buluşacaklardı. Dante'nin Fin insanlarının bedeninde gezineceği, Elka'nın farklı yerler görüp keşfedeceği beş gün geçireceklerdi. Bileti, bavulları, her şey hazırdı. Genç kadın hariç. Onu bir şeyler burada tutuyordu, gitmemeliydi; gidemezdi. Finlandiya zaten başından beri berbat bir fikirdi. Buradan uzaklaşmaları için illa dünyanın öbür ucuna, Elka'nın hakkında hiçbir şey bilmediği bir yere gitmeleri çok saçmaydı.

"Gidemem."

Dante şaşkınlıkla ona baktı:

"Nasıl gidemezsin?"

"Gidemem işte. Bilmiyorum ki ben orayı, hakkında hiçbir şey bilmiyorum." dedi Elka. "Hiç araştırma yapmamıştım, hem kayboluruz orada."

Dante kapının önünde duran bavullara baktı. Genç kadının dediklerine bir türlü anlam veremiyordu. Ona doğru eğildi:

"Kaybolmayız Elka. Ben biliyorum oraları." diye fısıldadı.

"Biliyormuş.." dedi Elka, Dante ile dalga geçercesine güldü. "Nereden biliyorsun? Ruh değil misin sen?"

"Ruhum ama..." dedi Dante, cümlesini tamamlayamadı.

"Aması ne? Ölüsün sen. Gidip gezdin mi?"

Dante tekrar Elka'yı kollarından tutup kaldırmaya çalıştı, "Bunları sana orada anlatacağım. Farklı yerlere gideceğiz ve hepsini anlatacağım sana."

Genç kadın kollarını hızla geri çekti, daha sonra yaptığı bu hareketten pişman oldu. Elleriyle yüzünü ovuşturdu ve Dante'ye baktı:

"Benim bilmediğim bir şeyi bilemezsin sen Dante." dedi.

Bir şeyler kırıldı, bir şeyler yok oldu. Cam parçaları dört bir yana tekrar saçıldı. Genç kadın daha önce defalarca duyduğu o gürültüyü tekrar duymamak için ellerini hızla kulaklarına götürdü. Kırık cam parçaları havada süzülmeye başladı. Açık pencereden gelen güneş, camdan yansıyıp genç kadının gözlerini yakıyordu. Gözlerini sımsıkı kapadı. Parçalar tekrar birleşecekti, beklemesi gerekiyordu. Biliyordu, tekrar birleşeceklerdi; defalarca olmuştu bu.

Ruh Eşleri Ölmez (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now