Çok fazla korkuyordum. Kendim için değil artık etrafım için endişe doluydum bu kadar. Başıma nerden geldiğini anlamadığım bu bela yüzünden günlerdir gözüme doğru düzgün uyku bile girmiyordu. Beni en son ise Jaehyun ile tehdit etmişti.
Cidden yapamazdım, elim kolum bağlı öylece duramazdım. Polisi aramak istesem de bundan kurtulacağının bilincindeydim. Korkmuyordu. O ne olduğunu bilmediğim varlık, hiçbir şeyden korkmuyordu.
Sadece bir hafta öncesine kadar normal bir hayatım varken şimdi bu olanlar neydi? İçimde bütün kemiklerimi kemiren bu korkuyla nereye kadar gidecektim?
Titreyen ellerimi sıkarak önümde duran telefona uzandım. Jaehyun'a bunu yapamazdı. Benim yüzümden ölen bir insana daha katlanamazdım. Mesajı es geçerek direk aramayı başlattım ve kulağıma götürdüm. Bir şeylerin geç olmaması için dua ediyordum.
Lütfen...
Hat meşgule düşmüştü. Tekrar aradım, tekrar tekrar. Belki de yaklaşık yirmi kere aramıştım ama açmıyordu. Şu lanet telefonu açmıyordu!
Aklıma dolan diğer bir ihtimalle koşarak televizyonun önüne vardım. Dizlerimin üzerinde titreyen parmaklarım kumandaya giderken gözümün önünde beliren haberle bir kez daha çakıldım içimde ki derin kuyuya.
Beni artık kimse çıkaramazdı o kuyudan. O adam içimde bir kuyu kazmış ve kendiyle birlikte hapsetmişti oraya beni.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
MEDYAYI SARSACAK ÖLÜM HABERİ!
Ünlü model Park Rosé'nin yakın arkadaşı Model Jung Jaehyun sabah saatlerinde evinde ölü bulundu. Vücudunda ki kesiklerden bedeni tanınmaz hale gelen modelin hayranları büyük bir acı içerisinde. Jung Jaehyun'un arama kayıtlarında en son Park Rosé ile konuştuğu ve kayıtlar üzerine en son onunla görüşmesi dikkat çekti. Medya daha bir kaç gün önceki ölüm haberini atlatamamışken hayranların en büyük hedefi Park Rosé oldu. Herkes bu olayların sebebi için onu suçluyor...
Titreyen parmaklarımdan düşen kumanda sesi aynı zamanda çalan telefon sesi ile karışmıştı. Beynim kaynıyordu. Atlatamıyordum. Jaehyun'u öldürmüş olamazdı! Bunu nasıl yapabilirdi?!
Ulaştığım telefona baktığımda kayıtlı olmayan numaraya karşı derin bir nefes aldım. Yaşlardan önümü bile net göremezken telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.
"Merhaba. Park Rosé ile mi görüşüyorum?"
Duyduğum kalın sese karşılık göremeyeceği halde başımı salladım. Boğazım kurumuştu. Nasıl konuşacaktım? Nefes bile almak istemiyordum artık. Ben bundan sonra nasıl yaşayacaktım ki?
"Evet." diye mırıldandım zorlukla.
"Jung Jaehyun cinayetiyle ilgili polis merkezine gelip ifade vermeniz gerekiyor-"
Gözlerimden durmadan akan yaşlara ek olarak titreyen bedenim daha fazla ayakta duramamıştı. Telefondan kesilen sese karşı anlamsızca bakışlarımı netleştirmeye çalıştım.
Oydu.
O mesaj atmıştı. Polisle olan telefon konuşmamı kesen de oydu. Ne olduğunu bile bilmediğim o cani varlıktı.
ilikeblood: sadece iki saatin var roseanne, hemen hazırlan.
bu gece soul'u terk edeceğiz.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
yemin ederim geriliyorum bu kitabı yazarken, umarım mahvetmem :((
