1.5

2.7K 323 223
                                    

Gözlerim kapalı gördüklerim bir nebze iyi hissettirirken gözlerimi açınca gördüğüm gerçekler bıçak gibi saplanıyordu her bir uzvuma. Beni yaralıyor, ruhumu katlediyordu. Konuşmak istemiyor, etrafımda dönenleri izlemek istiyordum. Bedenimde hissettiğim acıları ikinci plana atmıştım. Ruhumun acısından onları hissetmiyordum bile.

Güvensiz bir yerdeydim. Bu evde kaldığım sürece başıma neler gelebilirdi hiçbir fikrim yoktu. Her şey olabilirdi. Bir gün önce silahlı bir saldırıya uğramıştık. Bunun ilerisini düşünemiyordum. Canım resmen şansa emanetti. Şansım varsa yaşayacak, yoksa gidecektim. Nereye gidecektim ondan bile bi'haberdim.

Yatıyordum, yine. Bu evde yaptığım tek rutin buydu. Başıma sürekli bir şeyler geliyor ve en sonunda kendimi onun odasında, yatağında buluyordum. Bana ait bir oda hazırlatmışken hala daha kendi odasında kalmamı istiyordu. Ben uyuyana kadar ayrılmıyordu da başımdan. Özellikle dün geceden sonra.

Kolumda ki ufak sıyrık sanki büyük bir darbeymiş gibi davranıyordu. Kolumda ki yarayı tedavi edip sarmıştı ve hergün üşenmeden sargıyı değiştiriyordu. Benimle çok özenerek ve yakından ilgileniyordu. Yaşadıklarımdan ötürü bu davranışları iyi hissetmemi sağlıyordu. İnkar edemezdim.

Yataktan kalktım ve o odada yokken bayoya girip işlerimi hallettim. Yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra daha çok kendimde gibiydim. Kolumda ki acı verdiği ilaçlar yüzünden iyice azaltmıştı.

Odadan çıkıp aşağıya inmeyi düşündüm. Mutfaktan sesler geliyordu fakat istemiyordum. O günden sonra salona her girişimde o pencereden yine kurşun gelecekmiş hissi vardı içimde. Durduramadığım, önüne geçemediğim korkularım vardı ve bunlarla uzun süre baş etmek zorundaymış gibi hissediyordum.

Bakışlarımı odanın içine gezdirdiğimde dolabının yanında ki çalışma masasına benzer bir masa çarptı gözüme. Adımlarımı oraya yönlendirince dikkatimi ilk çeken şey masanın üstünde ki çerçeveletilmiş resim olmuştu. Bir kadın gülerek ekrana bakıyor ve adam arkasından kadına sarılmış şekilde poz vermişlerdi. Resime bakmak ister istemez yüzümde bir tebessüm oluşturunca asıl içimi sımsıcak eden şey hemen yanlarında ki sekiz yaşlarında bir çocuğun onları gülerek izlemesiydi. Masum bakışlar, tertemiz gülüşler sığmıştı şu çerçevenin içine.

Aklımda direk annem canlanırken, onun da ailesidir diye düşünmüştüm. Çerçeveyi avuçlarım arasına alıp bir süre daha resmi inceledim. Burada ki küçük çocuk oydu yüksek ihtimalle. Ne kadar temiz ve masum diye düşündüm. Çocukluğunda böylesine güzel gülen bir çocuk nasıl olurda ilerki hayatında böyle kirlenebiliyordu?

Nefesimi verdim. Çerçeveyi masaya geri koyacakken kolumun ani hareketi canımı yakmış ve ellerimin arasından kayıp düşmesine sebep olmuştu. Endişeyle yere eğildiğimde camın kırılmamış olması içime su serpmişti. Ailesi ile ilgili bir detaya zarar vermeyi asla istemezdim.

Çerçeveyi alacakken arkasının açıldığını fark etmiştim. Elime almamla kapağın iç kısmından başka bir kağıt parçası yere düşmüştü. Uzanıp ellerimin arasına aldığım kağıdın aslında bir resim olduğunu fark etmiştim.

Bu oydu.

Yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Gözleri parlıyordu. Kahverengi saçları alnına düşmüş onu güzel gösteriyordu. Sevilmeye değecek birisi gibi. Hemen yanında bal rengi saçlı birisi vardı. Aynı yaşta gibiydiler, onunda yüzünde mutluluk vardı. Bir an imrenmiş ama daha sonra merak etmiştim. Onun yüzünde ki bu temiz gülümsemeyi silip atan şey neydi. Şimdi ki karanlık adama nasıl dönmüştü?

 Şimdi ki karanlık adama nasıl dönmüştü?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mi Piace il SangueWhere stories live. Discover now