1.2

2.4K 330 196
                                    

Sadece nefes seslerimizin konuştuğu on beş dakikalık ölüm gibi bir yolculuğun ardından yine aynı yere getirmişti beni. Hapishaneme. Bazen kendimi zorla alıkoyulmuş bir evcil hayvan gibi hissediyordum. Kaçmaya çalışmış ama ne olursa olsun sahibim yine bulmuştu beni. Ben mi beceriksizdim yoksa o mu bu işin ehliydi bilmiyordum.

Siyahlarla kaplı içimi karartan eve tekrardan girmiştim. Anahtarları çıkarıp gelişigüzel bir şekilde fırlattıktan sonra elini uzatarak bana salonu göstermişti. Tüm hareketleri tıpkı beni buraya getirdiği ilk günkü gibiydi arada ki fark, ben sadece o günkü kadar korkmuş veya endişeli değildim. Nedenini bilmediğim şekilde bana zarar vermeyeceğinden emindim.

Bana zarar vermeyeceği konusunda ona güveniyordum.

Salona geçerek bedenimi koltuğa bıraktığım gibi karşımda ki tekli koltuğa oturarak elini dudaklarına yasladı. Tişörtünden açıkta kalan kolunda ki dövmeleri gözüme çarparken kendimi onu izlemekten alıkoyamamıştım. Görünüş olarak etkileyici bir adam olduğunu kimse inkar edemezdi. Ama bu kadardı işte. Yakışıklı ve etkileyici. İçinde neler döndüğünü, kalbinin nasıl olduğunu bilmiyordum.

Hava hafiften kararmaya başlarken batmakta olan güneşin turuncu ışıkları perdelerin arasından bize çarparak ortama garip bir hava katmıştı. Turuncu ışıkların ardında öylece birbirimize bakıyorduk. Ses yoktu. Yine sadece nefeslerimiz konuşuyordu. Bu ortamı kim bozacaktı?

On dakika geçmişti. İkimizden de ses çıkmıyordu. Gözlerinde ki ifadeden hiçbir şey okunmuyordu. Sanki bakışlarının önüne bir duvar örmüş tüm duygularını o duvarın arkasına gizlemişti. Hiçbir şey okuyamıyordum. Sadece o istediğinde belli ediyordu. Ben onun gibi değildim. Dudaklarımdan dökülmeyen ne varsa gözlerim her şeyi anlatıyordu. Gizleyemiyordum.

"Eğer konuşmaya başlamayacaksan seni burada sabaha kadar izleyebilirim." Sessizliği bozan cümlelerini ilk birkaç saniye idrak edemesem sonra anında kendime gelerek bakışlarımı gözlerinden çektim.

"Neden kaçmaya çalıştın diye sormayacağım çünkü bunu yapacağını biliyordum." Ee tabiki bende yakalanmamayı beklemiyordum zaten. Burası onun alanıydı, onun alanında nereye kadar kaçabilirdim ki? Tüm yollar yine ona çıkıyordu.

"O adam da senin arkadaşın mıydı?" Kısık çıkan sesime aldırmadan gözlerine baktığımda anında bakışlarında ki evet cevabını görmüştüm.

Alayla güldüm ve kafamı salladım. "Pekala, şimdi ne yapacaksın?"

"Seni uyaracağım." dedi ve nefesini verdi. "Sözümü tutmanı isteyeceğim."

Neyden bahsediyordu şu an?

"Dışarı çıkmanı istemiyorum Roseanne. Sana bir defa kaçma fırsatı verdim ama bir daha bu olmayacak. Dışarıda ne gibi tehlikelerin olduğunu farkında değilsin."

Elini dudağının üzerinden çekti ve öne doğru gelerek dirseklerini dizine yasladı. "Eğer onunla karşılaşırsan iş katlanılmaz bir dereceye gider. Ben şu an gördüğün ben olmam. Değişirim." Gözlerini sert bir ifade aldığından bakışları üzerime ok fırlatıyor gibiydi. İrkilmiştim ister istemez.

"Kimden bahsediyorsun?" Duyduğundan emin olamadığım kısık çıkan sesimle başını eğdi ve saniyeler sonra tekrar gözlerime odaklandı.

Kahveleri soğuktu.

"Beni bu hale getiren o adamla karşılaşırsan seni ister. Sırf benim yüzümden seni ister. Senin benim zaafım olduğunun farkında."

Senin benim zaafım olduğunun farkında.

Benim zaafım.

Yutkunma sesim aramızda gezdiğinde gözlerimi çekemedim. O kahveler şu an öyle bir bakıyordu ki ben gözlerimi ondan asla çekemedim. Ne dilimden tek bir kelime dökülüyordu ne de gözlerim ondan ayrılıyordu. Beni her şekilde kafesine almıştı. Bedenimi çoktan alıkoymuşken şimdi ruhumu da çekiyordu ve ben onun karşısında güçsüzdüm.

"Bahsettiğim kişiyi sorma. Merak da etme. Sadece zararlı birisi olduğunu bil. Seni istemesinin tek amacı benim. Bana zarar vermek."

"Neden?"

Dudaklarının iki kenarı yukarı kıvrıldı. Yine alay dolu bir gülümseme sunmuştu bana. Bu tebessümü sevmiyordum, dudaklarına yakışmıyordu.

"Zamanında çok şey yaşadım Roseanne. Sen beni oradan bakınca bir suçlu olarak görüyorsun sadece değil mi?" Başını salladı iki yana.

"Yaşadıklarım beni bu hale getirdi. O adamın bana yaşattıkları. Hayatımı benden çaldı ama bu defa izin vermeyeceğim."

Gözlerime baktı. Çok şey anlatıyordu bakışları ama ben onun gözlerine kördüm.

"Seni benden çalmasına asla izin vermeyeceğim."

×

eveeeet, yavaş yavaş kitaba heyecan geliyor mu dersiniz? bu bölümden duygusal manada onları yakınlaştırdığımı düşünüyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

eveeeet, yavaş yavaş kitaba heyecan geliyor mu dersiniz? bu bölümden duygusal manada onları yakınlaştırdığımı düşünüyorum. en azından roseanne artık jungkook'a eski düşünceleri ile bakmayacak :)

ve jungkook'un bahsettiği şu meşhur adam hakkında fikirlerinizi alayım? sizce kim bu tehlikeli adam?

bölüm için bir emoji bırakmayı unutmayın 💁🏻‍♀️

oy sınırı; +100
yorum sınırı; +105

ig;
kookiloji & rskheart & kookiesloveroses
💘


Mi Piace il SangueWhere stories live. Discover now