YENİ SÜRPRİZ

667 28 6
                                    

merhabalaar canlarııım, hiç yorum veya vote vermiyorsunuz. açıkçası bu böyle devam ederse hikayeyi bırakmayı düşünüyorum. lütfen ben elimden geleni yapıyorum siz de yapın. seviliyorsunuzzz. <3<3<3<3

Akşama kadar diken üstündeydim. Aden gitmişti ve beni burada sıkıcı korumalarla bırakmıştı. üstelik kaçmaya teşebbüs bile edemiyordum çünkü her yeri koruyorlardı. yaptığım tek şey televizyon izleyip bir şeyler izlemekti. 

"Üff yeter, ne sürpriziyse getirsin artık. iyi bir şey olmadığı kesin de neyse!"

"Ne sabırsızsın sen de," dedi gülerek. içeri henüz girmişti ve o kadar çok çalıştığı belliydi ki saçı başı dağılmıştı, gözünde gözlükler vardı ve gözlerinin bozuk olduğunu bilmiyordum. 

"Şu haline bak, anladık kasların var da kendini streçe sarar gibi daracık gömlek giyinmene gerek yoktu."

"En  büyük bedeni bu, ben ne yapayım?" dedi gülerek. onu böyle neşeli görmek beni biraz korkutmuştu. canımı mı yakacaktı? aksi takdirde her zaman ki gibi somurtması gerekiyordu.

"Hadi söyle, bana ne sürprizi yapacaksın?"

"Bir misafirimiz var." yukarı, merdivenlere doğru yöneldi ve hemen peşinden gidip iri bileklerinden yakaladım ve kendime çevirdim. o kadar güzel bir yüzü vardı ki bir anda ne söyleyeceğimi unutmuştum. inci gibi dişleriyle bana gülümsemeye devam ederek güzel gözlerini üzerimden ayırmadı ve ne söyleyeceğimi bekledi. Sahi! ne söyleyecektim ben? kafam karışmıştı, en son ne konuşuyorduk?

 Sahi! ne söyleyecektim ben? kafam karışmıştı, en son ne konuşuyorduk?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Böyle durmaya devam mı edeceğiz?" ufaktan kıkırdıyordu.

"Sadece... en son ne konuştuğumuzu unuttum." parfüm kokusu o kadar güzeldi ki başım dönmüştü. ne diyorum ben! kendine gel Alya! o senin düşmanın.

"Bana sürprizi soruyordun."

"Hah, evet o. hadi şimdi söyle, merak ettim."

"Bekle de şu streçi çıkartayım öyle değil mi?" merdivenlerden çıkarken gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı bile. 

"Çatlayacağım ya!" diye mızmızlandım. korumalara gidip sormayı denedim ama daha onlara yaklaşır yaklaşmaz kapıyı kapatıp kilitlediler. "Salaklar!"

pes edip koltuğa oturdum ve televizyonu açtım. hayatımda hiç izlemediğim kadar televizyon izlemeye başlamıştım ve biraz sıkılmıştım. belki okunacak kitaplar bulabilirdim, odam aşağıda olduğu için yukarıya hiç çıkmamıştım. kalktım ve merdivenlerden çıktım. burası gerçekten mahremiyetten çok uzaktı, her odanın duvarları camdı ve içerisi çok net görünüyordu. köşeyi döner dönmez Aden'i gördüm, kıyafetlerini çıkartmış ve beline bir havlu dolamıştı. utancımdan yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. hızla arkamı döndüm ve gidecektim ama o beni görmüş olacak ki seslenmişti.

"Bu katta ne işin var?"

gözlerimi aşağıda tutarak ona doğru döndüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

gözlerimi aşağıda tutarak ona doğru döndüm. "Sadece oyalanacak bir şeyler arıyordum. hem bu evin mahremiyetten uzak olması benim suçum değil."

"Odan bu katta değil Alya, bu kat bana ait."

"Öyle mi? gör bakalım kime aitmiş! hem beni buraya hapsediyorsun hem de ettiğin şu laflara bak! tek tek bütün odaları gezeceğim!" diye bağırdım ve koridordan ilerlemeye devam ettim. duyduğum kapı sesi nedeniyle peşimden geldiğini anlamıştım. arkama bir göz attım ve havluyu sıkıca tutarak bana doğru sinirle yürüdüğünü gördüm. biraz ürkmüştüm, hızla kütüphane olduğunu anladığım odaya girdim ve kapıyı kilitledim. camdan olduğu için onu net görüyordum, oldukça sinirliydi.

"Aç kapıyı, kıramayacağımı mı sanıyorsun?"

"Amacım sadece kitap okumak, neden sinirleniyorsun?"

"Burası bana ait, eşyalarımı kurcalayıp yerlerini bozmana izin veremem. burada işle alakalı önemli belgeler var. yanlışlıkla yırtmana, kaybetmene izin vermemem. aç kapıyı!" cama yumruk artıyordu ve tüm duvarlar titriyordu.

amacımdan çok saptığımı fark ettim ve kapıyı açtım. hızla içeri girdi ve beni kolumdan tutup dışarı sürükledi. omuzlarımdan tutup duvara çarptı ve bana bağırmaya başladı. "Sorumsuzluğuna katlanamam, ben baban değilim. kendine çekidüzen versen iyi olur!" 

"Çıplak bir halde bana bu kadar yaklaşamazsın." suratımı buruşturarak onu geri ittim.

"Ah," dedi vücuduna bakarak. "Teşekkür edeceğine yüzünü buruşturuyorsun. tam tersine bu kaslı vücudu başka nerede gördün acaba? aşağı in ve beni bekle."

hiçbir şey söylemedim ve sinirle aşağı indim. yeniden koltuğa oturdum ve sıkıntıyla onu bekledim. yeniden geldiğinde saçları ıslaktı ve giyindiği tişört hafif nemlenip üstüne yapışmıştı. tam kurulanmamış gibi görünüyordu. 

"Getirdiniz mi?" dedi korumaya.

"Getirdik patron, kilerde kilitli."

"Kim?" dedim hışımla kalkarak. "Kim kilerde?"

"Semih," dedi sırıtarak. "Biricik korumanı getirttim."

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?" diye çığırdım üstüne saldırırken. hiçbir şey yapamıyordum, gücüm yetmiyordu ama kendimi de durduramıyordum. o kadar çok çırpınıp ona zarar vermeye çalışmıştım ki neredeyse baygın düşecektim. o kollarımı sıkıca tutarken yere yığıldım ve ağzımdan sadece tek bir cümle çıkabildi. "Benden ne istiyorsun?"


evvettt, YORUM VE OYLARINIZI UNUTMAYIN CANLARIIIM." <3<3

İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now