APTAL AŞIK

524 26 10
                                    

Semih'i mi daha çok seviyorsunuz yoksa Hasan'ı mı? Yoksaaa Aden'i mi?

Doğum günümde eğlenenler belliydi ama en az eğlenen Semih'ti çünkü Hasan bir an olsun yanımdan ayrılmamıştı ve bana çok güzel bir Trabzon şalı hediye etmişti. Hatta başıma bile bağlamıştı. Sonra da gülümseyerek bana bakıp çok yakıştığını söylemişti.

O sabah dershaneye yazılmak için Hasanla beraber evden çıktık. Israr kıyamet beni kendisinin götüreceğini söyledi, hatta ücreti ödeyeceğimi söylememe rağmen babasının onu tembihlediğini ve ben ödersem çok kızacağını söyledi. Semih sabah kahvaltıda beni Hasan'ın götüreceğini öğrendiğinde çok sinirlendi. Hatta bebek mi bakıyoruz, yengemle gider. Sen okuluna git dedi ama o dersinin olmadığını söyleyip karşı çıktı. Babaları zaten bu tür konularda sinirlendiği için konuyu hemen kapattırdı. Şimdi ise dün ki doğum gününün mutluluğuyla televizyonun karşısına oturmuş çekirdek çitliyordum. Tüm aile bir aradaydı, eski evimde böyle şeyleri hiç yapmazdık. Bu samimiyet son derece hoşuma gidiyordu. Komedi filmi izliyorduk ve tüm aile kahkahalara boğuluyordu. Hasan her kahkahasında benimle göz göze geliyordu. Bir yerde okumuştum, insanlar güldüklerinde en sevdikleri kişiyle göz göze gelirlerdi. 

Açıkçası Hasan çok şirin biriydi, son derece samimi ve içtendi. Onun yanında çok eğlendiğimi hissediyordum. Semih her seferinde göz göze geldiğimizi anlıyordu, en sonunda dayanamayıp ofladı ve odasına çıkmak için kalktı.

"Nereye oğlum?" dedi annesi.

"Yatacağım, yorgunum." Annesi daha çok erken demişti ama cevap vermeden odasına çıktı.

Biz de biraz daha televizyon izledik, saat on bir olduğunda ben de kalktım. Herkese iyi geceler dedim ve Hasan'la son kez göz göze gelip odama gittim. Pijamalarımı giyindim ve saçlarımı açıp taradım. Dişlerimi fırçalamak için lavaboya girdim ve işimi halledip yüzümü yıkadım. Tam çıkacakken kapı açıldı ve Hasan içeri geldi. Burun buruna gelmiştik. Şok içinde gözlerini irileştirdi.

"Çok özür dilerim, kapıyı kilitlememişsin ama çalmam gerekiyordu."

"Önemli değil, zaten tam çıkıyordum.

O da pijamalıydı, elini ensesine attı ve kaşıdı. "Normalde herkes kapıyı kilitler de o yüzden çalmadım."

"Dişlerimi fırçaladım o yüzden kilitlemedim ama bundan sonra kilitlerim."

"İşiniz bitti mi?" dedi kapının önünde dikilen Semih. Onu yeni fark etmiştik. Uyku sersemi gözleri yarı açıktı.

Ben çıkarken Hasan kapıyı araladı. "Bekleyeceksin abi sıra bende," dedi ve sırıtarak yüzüne kapattı.

Semih o sırada odama dönerken kolumdan tuttu ve beni çekti. 

"Ne yapıyorsun be?" Kolumu geri çekmeye çalıştım ama bırakmadı.

"Neden Hasan ile bu kadar ilgilisin? Birkaç gün önce benden hoşlanıyordun, ne oldu bir anda? Ayran gönüllü mü oldun?"

"Saçmalamayı kes, benimle böyle konuşamazsın. Ayrıca sen değil miydin üstü kapalı benden uzak dur diyen. Ne yapsaydım yas mı tutsaydım? Ayrıca bana bu kadar sıcak davranan o, ben gayet mesafeliyim. Hem o da yetişkin ben de, kimseye karışamazsın. Sonuçta istediğin oldu, artık seninle ilgilenmiyorum. Abilikleri git kardeşine tasla, ben senin hiçbir şeyin değilim." Kolumu hışımla geri çektim ve odama girdim. Gece gece beni sinirlendirmişti işte, tam Semih'lik bir hareketti. 

Onu umursamamaya çalışarak yatağa girdim ve yeni aldığım telefonumu açtım. Dershaneye kayıt olmak için giderken almıştım ve bu kez kendim ödemiştim. Hasan çok ısrar etmişti ama onu dinlememiştim. Yine de kart onun üzerineydi çünkü Aden araştırıp numaramı bulabilirdi. İlk işi de kendi numarasını kaydetmekti.

İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin