VEDA

575 25 6
                                    

Yeniden merhabaaa, iyi okumalar canlarım. Yorum ve voteleri unutmayalım gözünüzü seveyim. <3<3<3

herkesin uyumasını bekledim ve Aden'in odasına gittim. amacım ondaki anahtarı bulmak ve Semih'in yanına inmekti. neyse ki oldukça derin bir uykudaydı, yüzünün yarısını yastığa gömmüş düzenli nefesler alıp veriyordu.

önce dolabını açtım ve pantolonunun ceplerine baktım,; cüzdan, para, araba anahtarı... Başka hiçbir şey yoktu. kıyafetlerin altına da baktım ama yine yoktu. ona doğru yavaş adımlarla ilerledim ve komodinini açıp çekmecelerini sessizce karıştırdım ama orda da yoktu. yalnızca işle alakalı kağıtlar, şarj aleti, powerbank ve ıvır zıvırlar vardı.

durdum ve iyice düşündüm, nerede olabilirdi? belki de kafasını yastığa bu denli gömmesinin nedeni anahtarın orada olmasıdır. elimi oraya doğru uzattım, şanslıydım çünkü küçük bir elim vardı ve tereyağından kıl çeker gibi halletmiştim. üç anahtar vardı, bodrum kapısının, kelepçelerin ve evin kapısının...

sessizce odadan çıktım ve kendi odama gidip üzerimdeki pijamaları değiştirdim. evi kolaçan ederek bodruma ilerledim ve kapıyı açıp aşağı indim. üstelik yanımda su da götürmüştüm, çok susadığına emindim.

"Alya," dedi şaşkınlıkla. suratı gerçekten dağılmış haldeydi.

"Şştt, sessiz ol. seni kaçırmaya geldim. Al, şu suyu içip enerjini topla."

suyun tamamını bir dikişte bitirdi ve derin bir oh çekti. "Bunu nasıl yaptın? başını derde mi sokacaksın?"

"Eğer bunu yapmazsam ölebilirsin." kelepçeyi açtım ve elinden tutup onu kaldırdım. "Gitmeliyiz, acele et ama sessiz ol."

hızla bodrumdan çıktık ve kapıyı kolaçan ettik. koruma uyuyakalmıştı ve şanslıydık. "Mükemmel, hadi gidelim." kapının kilidini sessizce açtım ve Semih'le bahçeye çıktık. neyse ki bahçe kapısının anahtarı yoktu ve kolaylıkla açmıştım fakat kapıyı açar açmaz ev resmen çıldırdı. her yer alarmın ışıkları ve kulak tırmalayan sesiyle dolmuştu. cama baktım ve Aden'in uyku sersemi sıçrayarak cama koştuğunu gördüm. mahmur gözlerle bize bakıyor ve gözlerini kısıyordu. altında yalnızca bir boxer vardı ve gerçekten çok tuhaf görünüyordu.

"Koş," dedim bahçeden fırlarken. "Acele et."

el ele tutuştuk ve koşmaya başladık. adamlar peşimizdeydi ve ben yeterince hızlı değildim. Semih beni bekliyordu ama böyle giderse yakalanacaktık. "Ben durmalıyım, sen devam edeceksin."

"Saçmalama Alya," dedi elimi daha sıkı tutarak.

"DEmek bana artık siz demeyi bıraktın."

"Benim için yaptıklarına minnettarım ama seni bırakamam. bunu benden isteme."

duvarı döndük ve nefes nefese durduk.tam arkamızda demir bir kapı vardı ve şansımıza yol üçe ayrılıyordu. korumaların kafası karışmış orda öylece durmuşlardı. üstelik Aden'in bağırış sesleri geliyordu.

"Bulun onları yoksa hepiniz kovulursunuz!"

"Semih, dinle," dedim yanaklarını ellerimin arasına alarak. yüzünde yara bere varken bile çok yakışıklıydı. "Babamı bul ve onunla kal. belki bana ihanet etti ama şuan sadece seni o koruyabilir. tamam mı?"

"Benimle geleceksin," diye fısıldadı. onu dinlemedim ve uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük yerleştirdim. şok olmuş ve öylece kalmıştı. bunu asla beklemediği kesindi. sonra hafifçe gülümsedi ve kabuk bağlamış dudaklarıyla o da beni öptü. demir kapıyı hızla kapattım ve kilitledim. "Koş," diye fısıldadım ama korumalar çoktan kapının sesini duymuştu.

semih kapıyı açmaya çalıştı. "Yapma bunu, benimle gel."

"Daha fazla koşamam, yakalanırız. koş dedim.!"

arkamdaki korumaları gördüğünde silah doğrulttular, hızla Semih'in önüne geçtim ve ellerimi açtım. "Koş Semih, görmüyor musun ? seni öldürecekler."

"Seni almaya geleceğim." dedi ve koşarak oradan uzaklaştı.

"Onu öptün," dedi Aden kaşlarını çatarak.

"Yani?" 

"Kaçmaya çalışmanızın bir bedeli olacak!"

İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now