YANGIN

572 27 6
                                    

Yeniden merhaba, görüyorum ki okuyanlar hiç vote vermiyor. Sabahın köründe pes etmeden yazıyorum ama en azından bir vote verirseniz belki hevesim artar. Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. İyi okumalar. 

Henüz sakinleşmiştim. Yatağımda öylece yatıyor ve Aden'in saçımı okşamasına izin veriyordum. Onu kovmaya bile enerjim yoktu şuan. Tek isteğim buradan gitmekti ama bu artık imkansızdı. Babam bile beni bırakmışken Semih tek başına beni nasıl kurtarabilirdi ki?

"Daha iyi misin?" dedi kısık bir sesle. Cevap vermedim ve bu onu tatmin etmedi. "Lütfen konuş benimle."

"Buradan gitmem için ne yapmalıyım?" Sesim ağlamaktan çatallaşmıştı ve boğazım bağırmaktan dolayı ağrıyordu.

Elini geri çekti, gözlerinin üzerimde olduğuna emindim ama ona dönmüyordum. "Sana neden burada olduğunu söylemiştim değil mi? Biraz sabretmen yeterli, sonra duygularımızın karşılıklı olduğunu anlayacaksın. Şuan sadece kafan karışık."

Gözümden yeniden bir damla yaş aktı ve Aden parmağıyla sildi. "Sadece sabretmelisin."

Ona doğru döndüm ve kaşlarımı çattım. "Sen hastasın ve ben burada kalıp seninle yaşamayacağım. Bir hayatım ve okulum var."

"Okumak zorunda değilsin, ben sana kolaylıkla bakabilirim."

"Ben sana bakabilirim de ne demek? Hayvan mıyım ben? Çık buradan, senin yüzünü görmek istemiyorum." Doğruldum ve kollarımla onu ittim. Ellerimi tuttu ve sırtına doğru çekip bana sarıldı. 

"Sabrımı zorlama Alya, ne diyorsam o olacak," diye kulağıma fısıldadı ve odadan çıktı.

Delirecek gibi hissediyordum. Ayağı kalktım ve camdan dışarı baktım, korumalar iyice artmıştı. Gerçekten ne yapacaktım ben şimdi? Tam o sırada cebimden bir titreşim geldiğini hissettim, ne olduğunu anlayamadan elimi cebime attım ve bir telefon olduğunu anladım. Semih arıyordu, şok içinde telefonu açtım.

"Nasıl olur?" dedim.

"Bana sarılırken cebine koydum. Sessiz ol Alya, seni kurtaracağım."

"Sen iyi misin Semih?"

"İyiyim, baban beni kovdu ama önemli değil. Bir planım var, iyi dinle."

Yakalanmamak için lavaboya gittim ve kapıyı kilitledim. Sesimin duyulmaması için suyu açtım ve dinlemeye başladım.

"Bu gece o evde bir yangın çıkartacağım, saat tam on ikide ve sen bodruma gideceksin. Yangın başlamadan beş dakika önce gitmelisin. Orada tutulurken bir kapı gördüm, sanırım dışarı açılan bir depo kapısı gibi. Yangından dolayı panik olacaklar ve sen bir fırsatını bulup dışarı çıkacaksın. İyice anladın mı?"

"Anladım, sonra ne yapacağız?"

"Arabamla orada bekliyor olacağım, seni alacağım ve buradan kaçacağız. Trabzon'a bilet aldım, orada dedemlerde kalacağız. Sonra bir çaresini buluruz."

"Teşekkür ederim Semih, seni çok özledim."

"Ben de seni özledim, sakın uyuya kalma."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Sevinçle banyodan çıktım. Kurtulacağımı gerçekten hissediyordum. Bu yüzden Semih'e iyi görünmek için duşa girmeliydim. İyice yıkandım, tenime parfüm sıktım ve dolabımı açıp ne giyinmem gerektiğini düşündüm.

O sırada Aden'in camın ötesinden bana baktığını fark ettim. Hışımla ona döndüm ve bağırmaya başladım. "Sana kaç kere daha söyleyeceğim beni izlememen gerektiğini! Sapığın tekisin. Defol git!"

İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now