ÖPÜCÜK

507 25 1
                                    

Merhaba hiç ses çıkartmayan okuyucularım, sağ olun çok iyiyim. Vote ve yorumlarınız da pek bol maşallah var olun. :D

"Derslerin nasıldı?" dedi Aysun abla.

"İyiydi," dedim mutfağa girerek.

"Sana bir şeyler aldım, giyinmen için. Sonra istersen seninle de çıkarız."

"Teşekkür ederim, neden zahmet ettin ki abla?"

"Şimdi derslerin başladı sen yoğun olacaksın. Hem dışarı çıkmadım bayağıdır iyi geldi ama beğenmezsen söyle değiştiririz."

"Tamam, madem ben gideyim de üstümü değiştireyim." Yukarı çıktım ve paketleri yatağa döktüm; gayet güzellerdi. Siyah bir kot ve siyah bir kısa kollu tişört giyindim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Kendi küpelerimden halka altın küpelerimi taktım. Bunları Semih'e süslenmek için takmıştım, beni kaçırırken... Şimdi şu halimize bak, onun yüzünden ne hallerdeyiz.

Hafif bir parfüm sıktım ve aşağı indim. Aysun abla kabak tatlısı yapıyordu, onun en sevdiği şey yemek yapmaktı. Gastronomi okumak istemişti ama puanı yetmemişti. O da başka bir bölüm istemediği için üniversite okumamıştı. Şimdi iki tane dünya güzeli oğlu vardı.

Hasan yeğenleriyle oynuyordu, Semih ve diğer kardeşleri ortada yoktu. Ben de mutfağa gittim ve cevizleri öğütmeye başladım. Üzerine serpecektik.

"Çok güzel görünüyor."

"Benim ayva tatlım da çok güzeldir, bir gün onu da yaparım."

"Olur valla."

Akşam yemeğine daha vardı, benim de mutfakta işim bittiği için odama gidip ödevlerimi yapmaya karar verdim. Masama oturdum ve çantamı açtım, testler de fena değildim. Sonuçlar bile iyi çıkıyordu. O sırada kapım açıldı, içeri Semih girdi. 

"Kolay gelsin."

"Teşekkürler," dedim devamını getirmesini bekleyerek.

Yanıma yaklaştı, masanın hemen yanındaki yatağıma oturdu ve benimle göz göze geldi. Bunun sonu nereye varacaktı anlamamıştım, benimle ne konuşacaktı?

"Alya, sanırım yanlış yaptım. Bana duygularını anlattın ama ben seni reddettim. Oysa ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum, bunu ikimizde biliyoruz."

Semih'in bir anda U dönüşü yapması çok tuhaftı, sanırım kıskançlığına engel olamamıştı. "Yani?" dedim sadece.

"Hasan sana açılacak, bu yüzden duygularını bastırıp onun teklifini kabul etmek zorunda değilsin. Sana karşı huysuz davrandığımı biliyorum ama nedenini de sen biliyorsun." Uzandı ve elimi tuttu.

HASAN'IN BAKIŞ AÇISINDAN

Alya ile konuşmak için hazırdım. Derin bir nefes aldım ve merdivenlerden çıktım, hazır ortalarda kimse yokken onunla rahat rahat konuşacaktım. Aralık kapısından kafamı uzattım ve abim Semih'i yanında otururken gördüm. Tam sesleneceğim sırada abim Alya'nın elini tuttu. Bir adım geri attım, oldukça şaşırmıştım. Alya da çok şaşkındı, suratından okunuyordu.

"Seni seviyorum Alya, duygularıma engel olamıyorum."

Alya'nın ne diyeceğini merak ediyordum, sessizce bekledim ama abim konuşmaya devam ediyordu. "Hasan sana duygularını açacak, bu doğru değil."

"Neden?" dedi Alya elini geri çekerek. "Birinin birinden hoşlanması bence çok doğru, sen bunu ne anlarsın? Ben seni istemiyorum, lütfen odamdan çık. Birine açılman için onu kaybetmeyi beklemen ne acı."

ALYA'NIN BAKIŞ AÇISINDAN

Gerçekten ne acıydı... Beni seviyordu ama elinden kayıp gittiğimi görene kadar umursamamıştı. O gerçekten doğru kişi miydi? Hiç sanmıyordum, öyle olsa beni en başında kabul ederdi. Başkasına aşık olmamdan korktuğu için bunu yapması çok kötüydü.

Yine de Semih'in bakışları acı doldu, bir anda yanaklarımı tuttu ve dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Şok içinde geri çekilmeye çalışırken bizi bir başkası ayırdı. Kafamı kaldırıp baktığımda Hasan'ın Semih'e saldırdığını gördüm. 

"Sana inanmıyorum," diye bağırdı. "Benim duygularımı bile bile bunu nasıl yaparsın? Üstelik seni istemediğini söyledi, onu zorla..."

"Ne oluyor?" diye içeri girdi babaları. Yumruk yumruğa kavga ettiklerini gördüğünde Semih'in bir küçük kardeşi Orhan araya girdi ve onları ayırdı. Semih'in dudağı patlamıştı ve kanıyordu. Dayanamadım ve ağlamaya başladım.

"Sen neden ağlıyorsun? Seni zorla öpen o Alya," dedi Hasan ve babaları kaşlarını çatarak Semih'e baktı.

"Benimle gel," diye bağırdı ve odadan çıktı. Aysun abla da diğerlerini çıkarttı ve kapıyı kapatıp yanıma oturdu.

"Ne oldu Alya? Şu işi bir düzgünce anlat."

"Semih geldi ve öptü beni işte, duydun." Gözyaşlarımı elimle sildim.

"Ama bunu yapacak biri değil. Yanlış anlama sana bir şey demiyorum ama Semih beni çok şaşırttı, normalde böyle biri değildir."

Anlatamıyordum, onu deli gibi seviyordum diyemiyordum. Artık tüm duygularım körelmişti, yok olmuştu. Semih hepsini elleriyle yok etmişti ve bunun pişmanlığını yaşıyordu.

"Ben yemek yemeyeceğim, uyumak istiyorum."

"Olmaz, babam yemekte herkesin tam olmasını ister yoksa çok kızar. Ben Semih'in dudağına pansuman yapayım, sen de yüzünü yıka da sofrayı kurmaya başla."

Kafamı salladım ve lavaboya girip yüzümü yıkadım. Gerçekten çok utanıyordum, aşağı nasıl inecektim ben? Hasan herkesin içinde söylemişti beni öptüğünü, keşke bunu saklasaydı. Kimsenin yüzüne bakamayacaktım.

İstemeye istemeye aşağı indim ve kimseye bakmadan mutfağa girdim. Aysun ablanın yaptığı salatayı tabağa koydum ve çatal kaşıkları hazırladım. Masa örtüsünü de çıkarttım ve hazırladıklarımla içeri gittim. Hasan ayağı kalktı ve örtüyü elimden alıp masaya örttü. Hiç konuşmuyordu, sanırım beni daha fazla bunaltmak istemiyordu. Zaten Semih ve babaları ortada yoktu. Diğer kardeşleri de hala üstlerinden atamadıkları bir şaşkınlıkla bizi izliyorlardı. Tüm evin huzurunu ne güzel kaçırmıştım böyle.

Sofrayı kurduk ve diğerleri de toplanınca masaya oturduk. Ben Aysun ablanın yanına oturdum, diğer yanımda da Semih'in annesi vardı. Kafamı eğdim, hiç kaldırmadan yemeğimi yedim. Kimseden çıt çıkmıyordu, masada sadece televizyon ve çatal bıçak sesleri vardı. 

Yemeğimi bitirdim ve odama çıktım. Bu akşam yeterince uzundu, hızla ödevimi bitirdim ve yatağa girdim. Uyuyup tüm utancımı unutmalıydım ama Hasan mesaj atmıştı.

'İnanamıyorum, gerçekten özür dilerim. Abimi tanıyamıyorum.'

Ona cevap vermedim ve gözlerimi kapattım. En ihtiyacım olan şey buydu.


İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin