Alya Güçlüsoy'un babası bir mafyaydı. Daha da kötüsü annesini bir çatışmada kaybetmişti ve bu kez çıkan çatışmada birisi başına büyük bela olacaktı. Genç ve yakışıklı bir belalı...
Yeniden merhaba, yorum ve oylarınızı unutmayın. Boşuna yazıyorum aslında ama neysseee :/ Fotodaki kişi Hasan, şimdi bu kim diyebilirsiniz ama okudukça anlayacaksınız. Multimedyada Alya'nın gideceği bağ evi var.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kahvaltımızı yapmıştık ve uzun süredir dışarı çıkmadığım için bahçede geziyordum. Temiz hava almayı özlemiştim, orada haftalarca kalmıştım. Resmen hapis hayatı yaşamıştım ve şimdi ayaklarımın toprağa değmesi çok iyi hissettiriyordu.
Semih'in babaannesi de bostan da çapa yapıyordu ve yanındaki tüfekle beni koruyordu. Burada herkes çok güçlü ve cesaretliydi. Kendimi korkak gibi hissetmeye başlamıştım.
Günün ilerleyen saatlerinde öğle yemeğini de yedik, yemek yapmayı bilmediğim için mutfakta babaannenin yanında öylece dikiliyor ve benden bir şeyler istemesini bekliyordum. Tuz, salça falan istiyordu ve arada tenceredeki yemeği karıştırıyordum. Kuru fasulye yapmayı öğrenmiştim.
Semih çok sessizdi, ben de öyle. Benimle beraber olacağını sanıyordum çünkü beni öpmüştü ve çok özlediğini söylemişti. Gerçekten hoşlandığını düşünmüştüm ve şimdi yaşımın çok küçük olduğunu söyleyerek benden uzak duruyordu. Ona saygı duyuyordum, eğer gerçekten isteseydi bunlar sorun olmazdı.
Gece olduğunda bana boş bir oda verdiler; bir yatak, komodin ve gardırop vardı. Yeni çarşafı geçirdim ve Semih'in verdiği pijamaları giyindim. Yatağa yattım ve telefonuma baktım. Sabahtan beri hiç bakmamıştım.
Aden'den mesaj vardı. 'Bana ihanet ettin' yazıyordu.
Alayla güldüm ve ben de ona yazdım. 'Beni zorla alıkoyan, hatta satın alan sensin. Başından beri seninle olmak istemiyordum zaten.'
Mesajı sabah atmıştı ama sanki başında bekliyormuş gibi anında yanıt gelmişti. 'Karadeniz'de olduğunu biliyorum. Seni bulmaya geliyorum, yakında yine beraber olacağız. Seni seviyorum.'
'Ben Karadeniz'de değilim, öğrendiğinizden ve babamı öldürdüğünden haberim var, bu yüzden başka bir yere geçtik. :D' diye yalan söyledim.
'O zaman neden telefonunun konumu hala orada gösteriyor ;)'
Şokla yatağımdan fırladım. Bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştik. Tam o sırada elinde bir bardak suyla içeri giren Semih beni bu halde görünce donakaldı. "Ne oluyor?"
"Aden telefonumu takip ettiriyor, konumumu görüyor. Sanırım buraya geliyor."
Semih hızla bardağı masaya koydu ve telefonumu alıp yere fırlattı, ayağıyla kırdı. "Burada kalamayız artık, hemen hazırlan."
Hızla kalktım ve üzerimi değiştirdim. "Nereye gideceğiz?"
"Bilmiyorum, bakacağız."
Dışarı çıktık ve sobanın başında Kuran okuyan dedesi ve babaannesine durumu anlattık. Hızla arabaya bindik ve yola koyulduk. Gerçekten nereye gidecektik?
