GİRİŞ

2.5K 187 71
                                    

ÇOK UZUN BİR ZAMAN SONUNDA DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIYLA SİZLERLE BİRLİKTEYİM ARKADAŞLAR... BU SERİYİ BİTİRMEYİ GEREKTEN ÇOK İSTİYORDUM... SONUNDA BU FIRSATI BULDUM... UZUN SÜRE OLDUĞU İÇİN BİR AÇIKLAMA YAPACAĞIM...

FARK ETTİĞİNİZ ÜZERE BU SERİDEKİ HER KARAKTER VE ZAMAN BİRBİRİNDEN FARKLIDIR...

GLADYATÖR OKULU: GEÇMİŞ ZAMAN

GECEYARISI HAYALETLERİ GELECEK ZAMAN

HÜKÜMSÜZ: GENİŞ ZAMAN

İNTİKAM ARENASI İSE ŞİMDİKİ ZAMAN OLARAK PLANLANMIŞTIR VE BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ GÖRÜNEN BU DÖRT HİKAYENİN ORTAK NOKTASIDIR...

İYİ OKUMALAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Aptal bir hapishaneden başka bir şey değildi. Dört büyük direk dışında hiçbir şey yoktu. Zaten direkler onlar için konulmamıştı ve asıl onları hapseden şeyde bu direkler değildi. Direkler sınırları belirlemek için konulmuştu. Dört direğin arasına serpilmiş onları asıl hapseden şey mor renkli küçük çiçeklerdi.

Mor salkım çiçeğinin doğaüstü yaratıkları hapsetme özelliği vardı. Birisi çemberi bozmadığı sürece oradan çıkamayacaklardı. Genç adam sessiz bir şekilde bir süre kafesine ve onu çevreleyenlere baktı. Kendi türünün binlercesi orada durmuş heyecan içinde ölüm kalım maçını izlemek istiyorlardı. Kana susamışlık o kadar yoğundu ki neredeyse tadını alabiliyordu.

Gözleri bir an için alfasına takıldı. Diğerlerinden farklı olarak hiçbir şey belli etmiyordu. Havadaki bütün duygular birbirine karışmıştı ve hangisinin ona ait olduğunu söylemek zordu. Sadece gözlerindeki küçümseme ve tiksinti dolu ifadeydi. Bugün burada ölmesini istediği belli oluyordu.

Derin bir nefes alıp verdi ve tekrar önüne döndü. Bu sefer onun için seçtikleri rakibi gerçekten de zorlu görünüyordu. İzbandut gibi bir adamdı. Yüzü ve bedeni yara bere içindeydi ancak iyi beslenmiş ve iyi bakılmış gibi görünüyordu kendisinin aksine.

Jace bir süre sessizce durdu. Bu adamlar kendisi gibi omega değillerdi. Onlar sadece aç kurtlardı ve bu dövüşleri sevdikleri için katılıyorlardı. İki klan arasında savaş olsa en ön saflarda dururlardı. Bu adamla kendisi arasındaki fark dağlar kadardı.

Jace, bu savaşlara hayatta kalabilmek için katılıyordu ve işin aslında çok isteksizdi. Kendi klanındaki basit bir omegaydı. Sürünün istenmeyeni ve açıkçası ölmesini umdukları için onu sürekli bu arenaya sürüklüyorlardı çünkü birebirde kimse ona bir şey yapamazdı.

Sürünün özelliği tamamen dönüşmüşlerden oluşmuş olmasıydı. Bir zamanlar karma olan sürü yeni alfaları Gregor, alfa olduktan sonra değişmişti. Bir gecede büyük bir kıyım yaşanmış ve tüm safkanlar ya ölmüş ya da insanlara esir düşmüşlerdi.

Şans eseri hayatta kalmış olan Jace ise sürü arasında istenmeyen ilan edilmişti. Ancak safkanı onu dönüşmüşlerden üstün tutuyordu. Bu yüzden birebirde ona kimse dövüş talep edemiyordu buna alfaları da dâhildi. Dahası o bu riski alamazdı. Jace, çoktan sınırına gelmişti ve bir alfa öldürürse kendisi de bir alfaya dönüşecekti. Gregor böyle bir riski almaktansa onun gibi kafes dövüşçülerinin Jace'i öldürmesini ummayı tercih ediyordu.

Karşısındaki herif bir dönüşmüştü. Jace, istemsizce dudaklarını büzdü ve başını yana eğdi. İnsanlar, bir şekilde güç kazanınca içlerindeki asıl canavar ortaya çıkıyordu.

Artık dövüşün başlamasını isteyen izleyiciler yuhalamaya başlamışlardı. Neden acele ediyorlardı ki? Her halükârda Jace, rakibini öldürecekti. Sırf alfası ya da diğerleri istiyor diye kendi hayatını sonlandıracak değildi. Bu zamana kadar kendi gücüyle hayatta kalmayı başarmıştı.

"Korktun mu seni küçük böcek?"

Hiç şüphesiz ki göz korkutucu bir adamdı. Elinde olmadan gülümsedi. Eğer kalıp her şey olsaydı gerçekten de Jace çoktan ölmüştü. Hafifçe omuz silkti. "Son anlarının tadını çıkar diye sana zaman veriyorum" dedi sakince.

Bu sözleri rakibini sinirlenmişti. Kükreyerek ona doğru atıldı. Çevik değildi. O devasa bedenini hareket ederken çok güç harcıyor olmalıydı. Güçlüydü hiç şüphesiz ama Jace hızlıydı.

Adamın koşmasına karşılık sakince kenara çekildi ve bir ayağını ileri uzattı. Kendisini durduramayan ya da hızlı bir hareketle dönemeyen rakibi ayağına takıldı ve yere düştü. Rezil bir yıkılıştı gerçekten de. Ancak Jace'in hayatta kalma gücü zekâsından geliyordu. Bir dövüşte rakibini izlemek ve onun zayıf yönlerini bulmak onun özel yeteneğiydi.

Kendisini direk adamın üzerine bıraktı ve sırtına oturdu. "Bu kesinlikle hayal kırıklığıydı" diye mırıldandı neşeli bir şekilde ve tırnaklarını adamın ensesinden içeri soktu ve parçaladı. Ölen kurdun gücü bedenine akmaya başladığında gözlerini kapattı. Her dövüşünde bir adım daha güçleniyordu. Bu sefer kaba kuvvetten oluşan bir güçtü ancak her bir damlasına ihtiyacı vardı.

Gözlerini açıp kendisini yuhalayan kalabalığa baktı. Dövüşü bu kadar hızlı ve hiçbir çaba harcamadan bitirdiği için kızgındılar. Dahası hiçbir heyecan emaresi göstermemişti. Onun açısından bakıldığında bir önemi yoktu. Derdi kimseyi eğlendirmek değildi.

Gregor yüzündeki memnuniyetsiz ifadeyle ona bakıyordu. Bir kere daha onu öldürememiş olmanın verdiği o mutsuzluğun kokusunu alabiliyordu neredeyse. Yanında duran diğer alfa ise en güvendiği adamlarından birinin böyle onursuz ve rezil bir şekilde ölmüş olmasına çok sinirlenmişti.

Jace'in gülümsemesi buna karşılık daha da büyüdü. İstedikleri kadar onu öteleyebilirlerdi. Görmezden gelinmek ya da örselenmekle bir sorunu yoktu. Kendi sürüsü onu yok sayabilirdi ama gerçekte Jace, o vücuttaki yaraydı. Kaşınıyordu ama kaşırsanız canınız acır ve yara daha da büyürdü.

Genç adam sessizce ayağa kalktı ve kafesin önünde durdu. Dönüşmüşler, safkanlardan korkuyorlardı. Çünkü asla sahip olamayacakları bir şeye sahiplerdi. Hiçbir dönüşmüş bir safkan kadar güçlü olamazdı. Hiçbir dönüşmüş dolunayda gücünü kontrol edemezdi.

Önündeki kafes açıldı. Biri elindeki bir sopa yardımıyla çemberi bozdu ve Jace'i dışarı çıkardı. Elbette sıradaki dövüş için arenadaki cesedi de çıkarmaları gerekiyordu. Genç adam arkasına bir an bile bakmadı.

Onlardan nefret ediyordu. Her birinden ayrı ayrı ve hepsini ölü olarak istiyordu. Kimsenin onun hayatı hakkında karar vermesine izin veremezdi. Ölmek ya da yaşamak Jace'in kararı olabilirdi sadece. Tek bir kişi sadece kanı saf diye onu öldürmek istiyorsa eğer her seferinde onu hayal kırıklığına uğratmaktan büyük zevk alacaktı.

Bu sürüden gitmeyecekti. Ona istedikleri kadar eziyet edebilirlerdi, aç bırakabilir ve ölmelerini dileyebilirlerdi ancak bunların hiçbiri umurunda değildi. Bir amacı vardı. Gregor'u kendi elleriyle öldürecekti. Bunun için güçlenmekten başka bir şansı yoktu.

İNTİKAM ARENASI- DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن