Bölüm 14

932 180 39
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Çok güzel görünüyordu. Onu görmeyeli sanki yıllar olmuş gibi hissediyordu. Kalbinde ve midesinde tuhaf bir his vardı. Ne yapacağını bilmiyordu. Sarılmak istiyordu galiba. Yine de onu en son gördüğünden bu yana çok değişik görünüyordu.

Uzun dalgalı saçlarını salmıştı ve beline kadar iniyorlardı. Yeşil gözleri parlaktı. Yanakları sağlıklı olduğunu gösterircesine pembeydi. Dudakları gülümsemeyle kıvrılmıştı ve heyecanlı görünüyordu. Üzerini saran kumaş en son gördüğünde temiz ve parlaktı ama şimdi yer yer yırtılmış ve kirlenmişti.

Bacaklarında ve kollarında iyileşmekte olan pençe izleri Fabian'ın ona hiç de nazik davranmadığını görebiliyordu. Gideon'un kendisine davrandığı gibi zorlayıcı olduğu belliydi.

Açıkçası bu konuda hala bazı şüpheleri vardı ama şimdi ona bakarken şu geçen haftaların nasıl geçtiğini anlamadığını fark etmişti. Ne kadar güzel olduğunu sanki yeni fark etmişti. Bu kadın gerçekten onun eşiydi. Ona bakarken bunu fark etmek tokat yemek gibiydi. Böyle bir kadın gerçekten onun karısıydı.

Helena, alt dudağını ısırdı. Gerçekten de iki haftadır onu görmediğini yeni fark etmiş gibiydi. Simsiyah saçları ıslaktı. İşte o mavi gri gözleri tıpkı o gördüğü adamın gözleri gibiydi. Bedeninde iyileşmeye başlamış olan pençe izleri vardı. Göğsünde ve karnındakiler oldukça derin görünüyordu ama çok yakışıklıydı. Beline sarılmış deri kumaş dışında tamamen çıplaktı.

"Ben-"

"Ben-"

Her ikisi de aynı anda konuşmaya başlamıştı ve aynı anda sustular. Tuhaf bir gerginlik oldu birdenbire. Helena, başını çevirip çevresine baktı. Fabian ve Gideon ortalarda yoktu. Son zamanlarda Fabian'a karşı kendisini rahat hissetmeye başlamıştı. Onunla konuşurken eskisi gibi tutuk değildi ama Jace bambaşka bir konuydu.

Ne demeliydi? Ona ne söylemeliydi? Başını öne eğip aşağı baktı. Açık ve net konuşmak onun için her zaman zordu. Bu konuda başına çok iş açmıştı ancak artık öyle olmayacağını idrak etmesi gerekiyordu. Korkmamalıydı. Hayatını korkarak geçirmişti.

Başını kaldırıp Jace'e doğru bir adım attı. "Ben bağımızı tamamlamak istiyorum" dedi.

"Ne?"

Onun şaşkın bakışlarına karşılık daha da cesaretlendi. Hayatı boyunca kendisini hiç bu kadar cesur hissetmemişti belki de. Gözlerin onun gözlerine dikti. "Bana güvenmediğini biliyorum. Bunun için bir nedenin yok ama ben Theo ile evlenmeyi istememiştim. Babamın ayarladığı bir şeydi ve sen aramıza girdiğinde kaçabileceğimi düşünmüştüm. Sonrasında" durdu. Yanakları kızarmıştı. Hızla başını iki yana salladı. "Sonrasında sen peşimden geldin" derken sesi giderek kısılmıştı.

Jace, o gece olanların gerçekten hiçbirini hatırlamıyordu. Sadece Helena'yı düşündüğü zaman onunla beraber olurken yaşadığı hazza dair kırıntılar bedenini sarıyordu. Ancak bunun haricinde hiçbir şeyi bilmiyordu. Genel olarak arsız olmayı öğrenmiş biri için nadir utanırdı. Hatırlamama kısmı utanmasına neden oluyordu. Onun ağzından bir şeyleri dinlemeye çalışmamıştı.

"Babama gidip sana ihanet etmek gibi bir düşüncem yok" dedi Helena en sonunda. "Burada kalmak istiyorum. Fabian bana dövüşmeyi öğretiyor. Güçlü olmak istiyorum çünkü eğer güçlü olabilirsem ileride çocuklarım olabilir ve ben onları koruyabilirim"

İNTİKAM ARENASI- DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin