Bölüm 18

770 168 40
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Jace, bütün gece sadece dönüp durmuştu. Yanındaki kadın son derece derin bir uykudaydı. Helena, bu gece büyük bir iş başarmıştı. Jace'in kurduyla iletişim kurmuştu. Ne yazık ki aynı şey Jace için geçerli değildi. Helena'nın kurdu ile iletişim kurmayı başaramamıştı.

Fabian'ın söylediğine göre kurdu o kadar ürkek ve çekingendi ki Jace ile konuşmaktan bile korkuyordu. Gideon'da bunun iyi bir şey olduğunu söylemişti. Çünkü korkak bir kurt karşısındakine zarar verebilirdi.

Ayrıca bu karısı sayesinde de bir şeyler öğrenmesine sebep olmuştu. Belli ki Helena hayatı boyunca babasından ciddi anlamda dayak yemişti. Kurdunun bu kadar korkak olmasının nedeni de buydu. Bir alfa tarafından çok fazla örselenmiş ve ezilmişti. Bu dişi bir kurt için çok ağır bir durumdu.

En başından beri burada olması ve Jace'e yakın olmayı istemesinin nedeni bu olmalıydı. Babasından uzak olmak istiyordu. Pekâlâ, evlilik için yeterince güçlü bir sebep değil gibiydi. Yine de işe yaramıştı.

Şimdi asıl sorun Jace'in ne yapacağıydı. Onun kurduyla iletişim kuramıyordu. Kendisininkiyle de kuramıyordu. Bir şekilde Helena psişik bir kapı gibiydi. Ne konuştuklarını bilmiyordu ama Helena, geri döndüğünde gayet halinden memnun gibiydi.

Gideon, Jace'in kurdunun Helena'ya düşkün olduğunu söylemişti. En başında onu seçen kişinin de Helena olduğunu söylemişti. Ah, o ikisinin eğlendiğini düşünmek istemiyordu. Kafayı yemek üzereydi. Karısını içindeki kurttan mı kıskanıyordu?

Ya da asıl kıskandığı şey Helena mıydı? Güçleniyordu, değişiyordu hem de gözle görülür bir şekilde ve bunu hızla yapıyordu. Jace güçleniyor muydu? Hiçbir fikri yoktu. Gregor ile yakında karşı karşıya gelmesi için yeterli güce sahip miydi? Theo ile?

Karısını ve kendisini özgürleştirebilmek için her ikisinden de kurtulmaları gerekiyordu. Gregor ile olan bütün o intikam isteğini Gideon'a mı bırakacaktı yani? Ailesi ölmüştü ama Jace'de çok uzun bir zaman eziyet çekmişti. Onu tek başına öldürmesini istemiyordu.

Geri doğru çekildi ve sırtını bir ağaca doğru yaslayarak oturdu. Helena, onu tıpkı ilk kez bulduğu zamanki gibi derin bir uykudaydı. Saçları yüzünü gölgeliyordu. Uykusunda gerçekten savunmasız ve son derece de masum görünüyordu.

Onun içinde yatan o ürkek şeyi nasıl dışarı çıkaramadığına inanamıyordu. Üstelik onu seçen o içindeki ürkek kurt olduğunu söylemişlerdi. Şimdi de onunla karşı karşıya gelmekten mi kaçıyordu? Aklından ne geçiyordu ki? Bunu yapamadığı sürece o savaşa girmeleri zor olacaktı ve geçen her dakika zamanları giderek azalıyordu.

Elleriyle yüzünü sıvazladı. Helena'nın kurdunu bir kere görmüştü. Sevişmelerinden hemen öncesiydi güçlü olmaları gerektiğini söylemişti. Peki, şimdi neden dışarı çıkmıyordu? "Bu işi bitirmek istemiyor musun?" diye sordu fısıldayarak.

Kadına doğru gitti ve yüzündeki saçları geri doğru çekti. Helena'yı uyandırmamak için dikkatli davranıyordu. Başını eğdi. Helena'nın boynunu kokladı dikkatli bir şekilde. Bu koku her zaman onu baştan çıkarıyordu. Kadının kulağına doğru eğildi. "Seninle konuşmak istiyorum. Bana izin ver"

Kadın o kadar ani bir şekilde doğruldu ki Jace istemsizce geri çekildi. Tuhaf bir hareketle Helena, başını kaldırdı ve ona baktı. Gözleri Helena'nın ela gözlerine benzemiyordu. Kurdun mavi gözleri ona bakıyordu. Boğazından bir hırlama yükseldi. Tam anlayamamıştı ama kızgın görünüyordu.

İNTİKAM ARENASI- DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें