EPİLOG

858 174 20
                                    

VE İŞTE GERÇEK SONA GELDİK... YENİ HİKAYELERDE TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE... SİZLERE JACE, HELENA, GİDEON, FABİAN, BEATRİX VE JİAN İLE VEDA EDİYORUM ŞİMDİLİK... 

NOT: YENİ HİKAYELER SİZLERDEN GELEN İSTEKLERLE BELİRLENDİ. ŞİMDİLİK YAZIM AŞAMASINA GİRİŞİYORUZ. ÇÖL GÜLÜNÜN BİTİMİYLE YAYINLANMAYA BAŞLAYACAKLAR...


Çocuk çığlıkları sabahın çok erken saatlerinde küçük köyün içini doldurmuştu. O kadar erkendi ki güneş henüz yeni doğmak üzereydi. Neşeli oyun sesleri ne yazık ki bir yerden sonra atışmalara dönüşmeye başlamıştı.

"BABA!"

"ANNE!"

Helena, tatlı uykusunun ortasında arkasını döndü. Hiç de ayağa kalkıp çocuklarla ilgilenecek gücü yoktu. Şu an yattığı yer o kadar rahattı ki gözlerini bile açamıyordu.

Jace, arkasından ona sıkıca sarıldı ve yüzünü kadının saçlarına gömdü. "Kızın seni çağırıyor" dedi sesindeki gülümseme Helena'nın kulağına geliyordu. Onunda rehaveti belli oluyordu ve kalkmaya hiç de niyeti yok gibi görünüyordu.

Çığlık sesleri yükselirken Helena durumu çok da göz ardı edemeyeceğini fark etmiş gibiydi. Yine de son kozunu oynamadan bırakmaya niyeti yoktu. "Güneş doğana kadar senin kızın" diye mırıldandı.

Buna karşı çıkacak hiçbir şey yoktu. Her ne kadar şu an yattığı yer çok güzel olsa da sözünü yerine getirmek zorundaydı. Kendisini zorlayarak yattığı yerden kalktı ve kulübenin dışına doğru çıktı. Helena, zaferiyle birlikte battaniyesine daha da sıkı sarıldı ve keyifle gülümsedi.

"Elena"

Küçük kız başını çok mutsuz görünüyordu. Daha on beş dakika önce kahkaha seslerini duyduğuna inanmak çok zordu. Henüz bebek tombişliğine sahip olan yanakları kıpkırmızı olmuştu. Gözleri güneşte renk değiştiriyordu. Gölgede maviyken güneşte soluk bir griydi. Annesinden aldığı dalgalı kahverengi saçları omuzlarından aşağı dökülüyordu.

Elena, babasını görünce burnunu çekti ve ona doğru koşarak sımsıkı babasına sarıldı. "Babacığım" dedi hıçkırıklarının arasından. "Brendan ata binmeme izin vermiyor"

Aslında bunun sebebi Brendan değildi. Erkek çocuk dokuz yaşına gelmişti ve oyunculuğu farkında olmadan vahşiliğe gidiyordu. Henüz beş yaşında olan Elena'nın kurt güçleri uyanmadığı için onları birbirinden uzak tutuyorlardı ancak Elena henüz durumu anlamaktan çok uzaktı.

Genç adam, kızını kucağına aldı ve bahsi geçen ata baktı. Gerçek bir at bile değildi. Gideon'un çocuklar oynasın diye ağaçtan oyduğu tahta bir attı. Altı kızaklı olduğu için o ata bindiklerinde sallanabiliyorlardı.

Brendan, her ne kadar suçlu olmadığını bilse de utanmış bir şekilde attan indi. Kendi ailesi Jace'den daha düşük seviye olduğu için içindeki kurt içgüdüsel olarak ona saygı duyması gerektiğini biliyordu.

Sürü içinde omega yoktu. Safkan ya da dönüşmüş ayrımı da yoktu. Buna karşılık Jace, alfalarının sağ kolu olduğu için bu onu diğerlerinden üstün yapıyordu. "Brendan ve sen birbirinizle değişerek oynayabilirsiniz" dedi en sonunda Jace gülümseyerek. Boşta kalan bir eliyle erkek çocuğun başını okşadı sakince. "Bunun için kavga etmeye gerek yok"

Başını çevirip Elena'ya baktı. Nazikçe kızının yüzünü okşadı. "Gideon amcanın sizin için yeni bir at daha oymaya çalıştığınızın farkındasın değil mi? Sabırlı ol ve arkadaşlarınla oyuncaklarını paylaş" dedi gülümseyerek.

İNTİKAM ARENASI- DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIWhere stories live. Discover now