Bölüm 19

819 173 38
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Durumu çok anlayamamışlardı. Helena o kadar şiddetli bir şekilde ağlıyordu ki anlamak oldukça zordu. Jace'in ise nerede olduğu tam bir muammaydı. Gideon ve Fabian, kızı nehir kenarına götürmüşlerdi ki biraz kendisine gelsin diye elini yüzünü yıkayabilsin ama hiç de kolay kolay sakinleşebilecekmiş gibi görünmüyordu.

Fabian, endişeli bir şekilde kızı izliyordu. Gideon ise kollarını göğsünde kavuşturmuş giderek bozulan sinirlerini yatıştırmaya çalışıyordu. "Kavga etmek için çok erken değil mi?" diye sordu en sonunda. Fenalıklar geçirmeye başladığı belli oluyordu. "Bunlar hem genç hem de yeni evli"

Genç kadın buna karşılık sadece ofladı. Gerçekten de düne kadar bir sorun yoktu. Karşılıklı oturmuş birbirlerinin kurtları ile iletişim kurmaya çalışıyorlardı. Şimdi nasıl bir şeyden ötürü kavga etmiş olabilirlerdi ki?

Hazır Helena, Jace'in kurduyla iletişim kurabilmişken biraz daha antrenman yapabileceklerini düşünmüştü. Şimdi ise Helena'yı sakinleştirmeli ve Jace'i aptalca bir şey yapmadan önce bulmaları gerekiyordu.

Tam olarak durumu anlamamıştı ama Fabian'ın Helena'nın bölük pörçük haykırışlarından anladığı kadarıyla yaptığı bir şeyden dolayı Jace'in kızdığını ve o yüzden gittiğini anlayabilmişti. Ya da konu buna benzer bir şeydi.

Derin bir nefes alıp verdi. "Gidip Jace'i bulacağım" dedi en sonunda erkeğe. "Sen Helena ile kal ve sakinleştiğinden emin ol"

Gideon dehşete düşmüş gibi bir süre ona baktı. Belli ki tam tersini yapmayı planlıyordu. Ne yazık ki Fabian, ondan daha hızlıydı ve son derece sessizdi. Jace'i bulması daha kolay olurdu. Ancak Gideon, Helena'yı nasıl sakinleştirebileceğinden emin değildi.

Fabian, hızla arkasını dönüp uzaklaştığında Gideon ne yapacağını bilemez bir şekilde bir süre öylece durdu. Kızı kendi haline bırakmanın mı yoksa onu teselli etmeye çalışmanın mı daha iyi olacağından emin değildi. Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştı ki hiç. Arkasına doğru bir bakış attı. Ancak karısı çoktan gözden kaybolmuştu bile. "Bende olsam Jace'i seçerdim" diye mırıldandı. Korkunun ecele faydası olmayacağını bildiği için öne doğru bir adım attı. "Yine de seçim hakkı verilseydi iyi olurdu"

Fabian, beta kurdun kokusunu alabiliyordu. Ayak izleri çok net belliydi. Kurtlar kendilerini gizlemek konusunda tilkiler kadar başarılı değillerdi ki Jace'in böyle bir derdinin olduğunu da sanmıyordu.

Yaklaştıkça kükremeleri daha net duyuluyordu. Genç kadın bir an durdu. Öfkeli bir kurt adamın yanına yaklaşmayı istemiyordu. İçindeki tilki içgüdüsel olarak bundan kaçma eğilimindeydi. Böyle zamanlardan nefret ediyordu çünkü onu bir şeye zorlamak hiçbir zaman iyi bir sonuç çıkarmazdı.

Derin nefesler alarak kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Jace, bir betaydı. Alfa değildi. Kendisi gibi bir alfaya zarar veremezdi. Kendi kurduyla iletişimi yoktu. Dahası Fabian'a oranla çok yavaştı. Bu tarz düşüncelerle zihnini sakin tutmaya çalışıyordu.

Bir kükreme daha geldiğinde tüyleri diken diken oldu. Genç kadın öfkeli bir şekilde kendi yanağına tokat attı sert bir şekilde. "Güçlü alfalarla karşılaştığında kocanı bırakıp kaçacak mısın?" diye hırladı öfkeyle.

"O, bizim değil. Yardım etmek için bir nedenimiz yok"

Tilkinin sesi zihnine doldu. Fabian, alt dudağını ısırdı sertçe. "O benim betam" dedi. "Helena'ya yardım etmekten yana bir sorunun olmamıştı ona da yardım edebilirsin"

İNTİKAM ARENASI- DÖNÜŞÜM SERİSİ FİNAL KİTABIOnde histórias criam vida. Descubra agora