8. Bölüm | RUH KATİLİ

29.2K 547 381
                                    

Hellüü!

Bu bölümü, önceki bölüme 'hemen gelsin yeni bölüm' diyen okuyucularıma ithaf ediyorum🤍

Harika bir bölümle geldimm. Bu bölümle bazı taşlar yerine oturacak kafanızda.

Bölüm şarkıları:

Godfather, Walt (Main Title)

KÖFN, Bir Tek Ben Anlarım


8. Bölüm: Ruh Katili

Saat: 04.28

İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.

Gecenin hüküm sürdüğü gökyüzüne kadar ulaşıyordu inleme sesleri.

Zevk değil, acıyla inliyordu yaşlı adam.

Her suçun gölgesinde, saklanan bir suçlu vardır. Cinayet işlemek sadece birini öldürmekle olmaz. Ruhlar da katledilir kirli dokunuşlarla.

O suçlu bir Seri katildi. Saklandığı gölgenin ta kendisi olmuştu genç adam.

Kan kokusu bodrum katını sarmıştı. Akan kan daha başlangıçtı ama yaşlı adamın bundan haberi yoktu.

Tavana monte edilmiş demir kancaya halatla bağlanmıştı adamın elleri. Ayakları yere değmiyor, bedeni havada sallanıyordu. Kanca otomatikti ve uzaktan kumanya basınca, demir gevşeyip uzuyordu. Yaşlı adamın ayak parmaklarından bazıları kerpetenle koparılmıştı. Koparılan kanlı parçalar zeminde duruyordu. Kesilen parmaklarından akan kanlar, zemine damlıyor 'şıp şıp' sesi çıkarıyordu.

"Yalvarırım bırak beni!" diye haykırdı acıyla 54 yaşında olan adam. Kirli sakalı, siyah saçları, sigara ve bira içmekten sararmış dişleri vardı.

Berkan, çalışma masanın sandalyesine oturmuş. Bir elindeki dosyaya bir adama bakıyordu.

Haktan Günay.

Pislik bir kadın tüccarıydı. Elinde her türlü pis iş vardı ama Berkan'ın işi kabul etmesinin sebebi başkaydı. Asıl sebep bu adamın, küçük kız çocuklarını kaçırıp pazarlıyor olmasıydı. Berkan, bu adam için kolay bir ölüm planlamamıştı. Ölümü yavaş olacaktı. Her salise acıyla kavrulacaktı.

Berkan, siyah ciltli dosyayı masaya fırlatıp ayağa kalktı. Üzerindeki beyaz tişörtte kan lekeleri vardı. Eline yeniden siyah deri eldivenlerini giydi.

Adam kan kaybediyordu ama onunla işi daha yeni başladığı için ölmesine izin vermeyecekti. Duvara monte edilmiş tahta raftan siyah bir çanta alıp masaya koydu. Bakışları hissizdi.

"Daha önce dikiş attırmış mıydın Haktan?" derken siyah çantadan çıkardığı, tıbbi poşeti açıyordu. Dikiş iğnesinden ipi geçirdi. "Neden soruyorsun, ne yapacaksın o elindekilerle?! Bırak beni! Kimsin sen?!" Yaşlı adam soğuk soğuk terliyordu korkudan. Berkan, adamın dediklerini umursamadı. "Seninle işim bittiğinde kim olduğumu anlayacaksın." dedi kan kokusunu içine çekerek. Bu kokuyu seviyordu. Terapi gibi geliyordu genç adama.

"Peki ya sen kimsin? Küçük kız çocuklarını acımasızca pazarlayan, biyolojik atık mı?" diye sözlerine devam etti. Yerdeki kesik baş parmağını alıp, adamın etine dikmeye başladı. Adam acıyla çığlık atıyordu ama bu Berkan'a daha çok zevk veriyordu. Diğer parmaklarıda aynı yavaşlıkla dikti etine adamın. Kan kaybından ölmesin diye dikiyordu ama bilerek uyuşturmamıştı. Daha çok acı çeksin istemişti.

KAN VE ZEHİR Where stories live. Discover now