19. Bölüm | AŞK VE KORKU

17.3K 230 69
                                    

AYYY KIZLARRR (VE ERKOLAR) ÇOK ÖZLEDİM SİZİİ ❤️‍🔥

Biliyorum sizde beni özlediniz dkwkdlwldlw

Bölüm sonunda bekliyorum sizii. Medyadaki şarkıyı, açmanız gereken yeri yazdım. İsteyen şarkı ile okuyabilir o sahneyi.

Keyifli okumalar tepkilerinizi okumak için sabırsızlanıyorum!

🌙

19. Bölüm: Aşk ve Korku

İnsan kalbi; iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört odacıklıdır. Sağ kulakçık ve sağ karıncık arasında üçlü kapakçık (triküspit) vardır. Sol kulakçıkla sol karıncık arasında ise, ikili kapakçık (biküspit-mitral) bulunur.

Tıp jargonları bir yana, kalp hep romantize edilen bir organ olmuştur. Kalbi hızlandıran çok güçlü iki duygu vardır.

Aşk ve korku.

Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, göğüs kafesim delinse şaşırmazdım. Korku, içime nüfuz etmişti. İnsan canını önemsizleştirenin, yine insan olduğu bir gezegende yaşıyorduk. Kurşun çıktığı namluyu tanımıyor, akıtacağı kana uçuyordu.

Bir mermi delip geçmişti geceyi. Herşey çok hızlı olmuştu. Üzerime yığılan bedenle, yere düşmüştüm. "Sinem." diyebildim. Korkudan algılarım kapanmıştı. Etrafımdan gelen sesler, bozuk bir uğultu kadardı. "Ah." Acıyla inledi Sinem. Sesini ilk kez duymuştum ve bu acı bir haykırıştı. Sessiz bir inilti. Dikkatlice üzerimden itip, sırtüstü uzanmasını sağladım. Kolundan yaralanmıştı. Kanı elbisenin açıkta bıraktığı koluma ve boynuma bulaşmıştı. Bilinci açıktı. "İyi olacaksın. İyi olacaksın." Uzun eldivenlerimi çıkartıp, koluna turnike yaptım. Sıkıca bağladığım için daha fazla kan kaybını önleyecekti ama hemen hastaneye gitmemiz gerekiyordu. İlk yardım derslerinden aklımda kalan bu kadardı.

Yere düşen silahın kabzasını kavrayıp yerden kalktım. Kızların önümüzde etten duvar ördüğünü, yerden kalkınca farkedebilmiştim. "Hemen çekilin önümden, bi daha tekrar ettirmeyin bana! Kime güveniyorsunuz, iki saattir tanıdığınız o kıza mı? Unutmayın bu saçmalık bitince yine benim elime kalacaksınız nankörler sürüsü sizi!" Kath havaya tehditler savuruyordu. Kızların omuzlarına dokunup, kenara çekişmelerini bekledim. Kızlar isteksizce çekilince, Kath ile yüz yüze gelmiştik. Yine.

Ellerimi arkama koyup, ona doğru bir kaç adım attım. "Ne diyordun tatlım, beni öldürecektin en son sanırım değil mi?" Dudağımı büzüp arkasında duran, korumalara baktım. Hepsinin beli doluydu. Korkuyordum. Korku bir silahtır. Sen kullanmazsan, karşındaki sana doğrultur. Kendi korkunu, kendin dize getireceksin ki, korkularınla vurmasın kimse. Bedenimi gevşetip, küçümseyerek süzdüm karşımdakileri.

"Yalnız ufak bir ayrıntı var bilmediğin." dedim kinayeyle. "Kapa çeneni artık!" Kath yeniden silahını bana doğrulttu.
"Otelin içinde 10 tane uzaktan kumandalı bomba var." deyip bileklik olan elimi kaldırdım. "Bileklik çip ile kontrol ediyor bombaları. Elimi bir kez sıkarsam, bileklik bronz olur ve bombalar aktifleşir, geri sayım başlar. İkinci kez yumruğumu sıkarsam, bileklik kan kırmızısı olur ve bom!" dedim gözlerimi belerterek. Kath alayla beni süzdü. Bana inanmamıştı ama içine kuşku tohumu ektiğimi biliyordum. Korumalar birbirine bakıp, aralarında konuşuyordu.

"Blöf yapıyorsun."

"Hayır." Blöf yapıyorum. Berkan'ı, korkutmak istemiyordum ama şuan buna mecburdum. Kızlar için. Sinem için. Yumruğumu sıktım. Bileğim havada olduğu için, hepsi görüyordu bilekliğin renk değiştirmesini. "Geri sayım başladı. Yarışmacı arkadaşlara bol şans." deyip elimi sallayarak reverans yaptım. Korumalar korkuyla küfür ettiler ve arkalarını dönüp koşmaya başladılar. Korumalardan biri panikle silahını da yere atmıştı. Umarım bir daha silah almazdı eline. "Geri dönün salaklar!" Kath sinirden kırmızıya dönmüştü ama korumalar geri dönmedi.

KAN VE ZEHİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin