32

1.6K 97 18
                                    

Arabayı okulun otoparkına park edip arabadan indim. Ata'nın ısrarı üzere gelmiştim aksi halde gelmeseydim beni kolumdan sürükleyerek getireceğini söylemişti ve dediğini yapardı bundan emindim çünkü onun sinirini ona her şeyi yaptırma potansiyeline sahip herkeste olduğu gibi.

Dünkü bar olayını  zar zor hatırlıyordum ama kesintisiz hatırladığım bir kısım vardı oda Aras'ın birden bara gelip etrafta beni araması. Artık ben de nasıl bir şok yarattıysa o kadar içkiye rağmen ayılmıştım direkt ondan hemen sonra barı terk etmiş ve çevirdiğim ilk taksi ile eve gitmiştim hemen.

Diğer bir hatırladığım önemli olduğunu düşündüğüm detay ise bacaklarına bir koala gibi sarıldığım o çocuk ve sanırım onu nereden tanıdığımı hatırlamıştım ve bunu teyit etmek içinde okul sonrasında oraya gitmeyi aklıma not etmiştim.

Güneş gözlüğümü takıp her zaman gidip oturduğumuz kafeye doğru adımlarımı çevirdim. Etrafa bakmamaya çalışıyordum sanki her an bir köşeden Arası ya da Suyu görecekmişim gibi geliyordu ve onları görürsem nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum.

Kafeye yaklaştıkça yükselen tartışma sesleri ve içlerinde duyduğum tanıdık sesler adımlarımı hızlandırmama ve olayı merak etmeme neden olmuştu.

Kafenin hemen yanındaki yeşillik alanda oluşan kalabalık aklıma düşen fikirler ile küfür etmeme neden oldu umarım Nisa gidip Suya dalmamıştır diye geçirdim içimden gerçeği bile bile.

Kalabalığın yanında sandalyelerde oturup oluşan kavgayı izleyen Ata ve Batu düşüncelerimi daha da kuvvetlendiriyordu. Onların yanına hızlı bir şekilde gidip dikildim. "Ne oluyor burada amına koyayım?"

İkisi de bacak bacak üstüne atmış ellerinde kola şişeleri ile film izler gibi tartışan Nisa ile Suyu izliyordu. "Gel gel çok bir şey kaçırmadın yeni başladı sayılır daha kavga kısmına geçmedik otur şöyle."

Bir ikiliye birde sandalyeye bakıp yanına çektiği sandalyeye oturdum. Bir şey yaparlarsa karışmayacağımı söylemiştim ve dediğimi de yapıyordum.

"Ee nasıl başladı bu?" Bakışlarımı çevirip kafamla işaret ettim. Nisa hararetli bir şekilde konuşurken Suyun onu itmesi ve alaylı bir şekilde konuşup gülmesi asıl olayı başlatan nokta olmuştu dedikleri gibi tartışıyorlardı ve kavga kısmına şimdi geçmiştik..

Nisa kaldırdığı elini hızlı bir şekilde Suya geçirip öfkeyle bağırmaya devam ederken en sonunda olayın ciddi bir yere doğru ilerlediğini gören Batu gidip Nisayı baya bir zorlukla ayırmaya çalışıp en sonunda kucaklayarak yanımıza getirmişti..

"Bırak Batu onun o olmayan ağzına sıçayım da yaptığı marifetmiş gibi gülüp beni delirtmek neymiş görsün." O Batu'nun kucağında çırpınıp söylenirken Sudan geri cevaplar gecikmiyordu tabi ki.

"Ne yapmışım ben? Arkadaşın iyi bir sevgili olsaydı da sahip çıksaydı sevgilisine oda gelip soluğu benim yanımda almasaydı. Suç benimmiş gibi konuşmanız yok mu komiksiniz." Söylediği şeyler sinirimi zıplatsa da bir şey dememek için kendimi sıktım hiçbir şey demeye gerek yoktu nasıl olsa boş tenekeden çok ses çıkıyordu.

"Ne diyorsun sen be! Sana attığım dayak az geldi galiba? Ayrıca arkadaşım gayet iyi bir sevgiliydi bunu sende çok iyi biliyorsun ama karşısında iki tane orospu çocuğu varken ki bunlardan biri sensin anlamazsın diye belirteyim onun iyi olması hiçbir anlam ifade etmiyor. " Biz ikisi arasında devam eden atışmayı bir sağ bir sol olarak izliyorduk ve bu hem sinir bozucu hem de eğlenceliydi.

Ortama doğru yaklaşan Aras'ı görmem sinirlerimi bozmuştu. Onun gelişini tek fark eden ben değildim. Ata yanımda gerilmeye başlamıştı bile hatta şu an ona nasıl dalacağının planlarını bile yapıyor olduğuna emindim ve o durumda ya dediğimi yapıp karışmamam gerekiyordu ya da içimdeki acıyan tarafa söz geçiremeyip Atayı durdurmam.

"Geliyor ecdadını siktiğim." Ata'nın sinirli söylenişi beni kendime getirmişti. Aras'ın yanındaki arkadaşı onu kolundan çekip zorla yönünü değiştirmişti. Ata'nın öfkesi yüzüne yansımış olmalıydı ki ona dalacağını önceden anlayıp onu buradan uzaklaştırmıştı. Böylelikle yaptığı iğrençliği arkadaşlarının da bildiğini anlamış oldum ve hâlâ nasıl ona katlanabiliyorlardı hiçbir fikrim yoktu.

Biz diğer tarafla ilgilenirken ortamdaki tartışma çoktan bitmiş kalabalık dağılmaya başlamıştı bile.

Nisa ellerindeki saçları temizler gibi yapıp derin bir nefes aldı. Onun bu hareketi bizi güldürmüştü. "Ne güzel yoldum ama onun o saçlarını? İçimin yağları eridi." Sanırım Batu onu ayırmaya çalıştığı sırada elini onun saçlarına çoktan dolayıp yolmuştu.

Çantamdan kolonya çıkarıp ona uzattım. "Şimdi pis şeylerle temas falan ettin mikrop kapma al şunu." Bu hareketimle hepsi gülerken ben de edindiğim bu dostlara bir kez daha şükrettim. Eğer ileride bir gün onlarda arkamdan iş çevirecek olursalar ne yapacağımı bilmiyordum ama böyle bir şeyi bile düşünmek daha istemiyordum.

"Benim şimdi attığım yüksek dozlu enerji ile derse giresim falan kalmadı ya gidip bir şeyler mi yapsak?" Nisa'nın bu cayma önerisi okula bile gelmek istemeyen benim için mükemmel bir kaçış teklifiydi. 

"Olur hadi gidelim." Çoktan kalkmış başlarında dikiliyordum bile. Hem zaten günlük Arası görme dozumu almış sinirlerim bile tavan yapmıştı. Gün içinde onu tekrar görmeye tahammülüm olduğunu sanmıyordum.

"Ya Efe derslerden kalacaksın amına koyayım hala olur gidelim diyorsun otur şurada delirtme insanı." 

"Ya Ata benim derslerimin hiçbirinin devam zorunluluğu yok ki ben zevkine ortam için geliyordum zaten ve şu an gerçekten buradaki ortamı çekecek değilim. Zaten görmek istemediğim üç insandan ikisini yeterince gördüm." Üçüncü umut oluyordu ve onun o zırvalıklarını hiç çekecek durumda değildim. 

"Zaten bizimde hiç giresimiz yoktu dimi Ata hadi kalk." Batu onu kaldırırken onlara gülümsedim. Acaba birbirlerine olan ilgilerini ne zaman fark edeceklerdi.

Çantadan araba anahtarını ararken Nisa kolunu boşluğuma geçirmesiyle inleyip ona baktım. Bana gözleriyle bir tarafı işaret ederken gördüğüm manzara tekrardan o gün hissettiğim gibi hissetmemi sağlamıştı. 

Su yalandan göz yaşlarını dönerken Aras onu kollarının arasına almış saçlarını okşuyordu. Bu görüntü kalbimin derinliklerine bir hançer saplamıştı aynı o günkü gibi. Hala beni sevdiğini söyleyen, peşimden koşan adam bir köşeye geçmiş beni aldattığı insana teselli veriyordu. Hem de hiçbir bok yokken. 

Göz göze geldiğim adama boş bir şekilde bakıp gözümden akan yaşı hızlıca silip arabaya doğru yürüdüm. İğrençti beni geri kazanmaya çalışırken bile ondan vazgeçmeyişi ekstra iğrençti. 

"Karakterini siktiğimin piçi." Ata kolunu omzuma atıp tekrar arabaya doğru hareket etmemi sağladı. Arkamızda kalan Nisa onlara doğru bağırmakla meşguldü. 

"Ne oldu iki saçını yolunca hemen seni kullanan çocuğun kollarında almışsın soluğu." Arkadan gelen seslere onu yanımıza getirmeye çalışan Batu da eklenmişti. Arabanın yanına geldiğimizde kollarımı arabanın üstüne yaslayıp derin bir nefes aldım.

Onun için bir daha göz yaşı dökmeyeceğim diye kendime söz vermiştim ve sözümü tutmalıydım. Onların geçte olsa nasıl bir insan olduklarını anlamıştım ve yeterince ağlamıştım ve artık göz yaşı dökmek yoktu. Yeni bir sayfa açmanın yeni bir başlangıç yapmanın vakti gelmişti. 

Diğerleri arabalara yerleşirken gideceğimiz yerin adını söyleyip bende sürücü kısmına geçmiştim. 

***

Maraba yazmayı özlemişim ama çok yoğundum yazamadım uzun zamandır.... Bu haftadan sonra eski rutinimize dönmeyi planlıyorum bakalım kısmet 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Öptüm hepinizi gidiyom ben

İZ [bxb]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن