6

6.9K 389 66
                                    

Kapı üç kere çalınıp açıldıktan iki dakika sonra herkes burada sağ sağlim oturuyordu ama Alperenin otururken yüzünü buruşturmasın gözümden kaçmamıştı. 

Yaklaşık yarım saat oturup 'görev' in nasıl geçtiğinden bahsettiler ama şifreli gibi konuştukları için hiç bir bok anlamamıştım. 

Yarım saatin sonunda Enisa hariç herkes ayaklanmış ve gitmişti oda zaten çok yorgun olduğunu söyleyip ayaklanmıştı. 

Ben ise burada oturmuş neden yüzünü buruşturduğunu düşünüyordum. 

Sen aşıksın arkadaş. 

Aynen kanka ondan ondan.

Bu gece kan kaybından geberip gitmesin diye yanına gidip. "Tişörtünü çıkarıp şuraya uzan." Dedim.

Neler geçiyor aklımdan tövbe tövbe...

"Çok hızlı gitmiyor muyuz doktor hanım?" Diye sorunca ağzımın içinde 'aynen' diye mırıldandım. Banyoya gidip gerekli aletleri alıp geldiğimde hâlâ üstündeki tişörtü çıkarmadığını görüp kaşlarımı çattım.

"İlla ben mi yapayım?" Diye sorduğumda ciddiyete dönme kararı almış olacak ki. "Senden bir şey istediğimi hatırlamıyorum." Dedi. Düşünmüş gibi yapıp "Bende hatırlamıyorum, şimdi çıkar." Dedim ama hâlâ mal mal suratıma bakıyordu.

Omuz silkip "Sen bilirsin." Diyerek arkamı dönmüştüm ki "Tamam." Dediğinde gülümseyip tekrar ona döndüm.

Bu sefer ikiletmeden tişörtünü çıkardı ve dediğim gibi uzandı. Yarasının durumunu görünce yüzümü buruşturmadan edemedim.

"Aslında bırakacaksın sabaha kadar acı çeksin ama doktor yüreği işte." Dedim kendi kendime.

Eldivenlerimi takıp üzerine tentürdiyot döktüğüm pamuğu yarasının etrafında gezdirmeye başladım. Ben yarasıyla ilgilenirken o bütün dikkatini bana vermişti. İşim bitiğinde eldivenleri çıkarıp kalkıp merdivenlere doğru ilerledim merdivenleri çıkmaya başlamıştım ki "Kapının önünde eşyalar var senin için." Dediğinde durup arkamı döndüm.

Kapının önünde gerçekten bir valiz vardı. "Gerek yoktu gideceğim zaten bir kaç güne." Dediğimde yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu ve "Sen öyle san." Gibi bir şey söyledi. İnşallah ben yanlış duymuşumdur diyerek valizimi alıp odaya çıktım.

Kendimi yatağın üstüne bıraktığım an şimdiden gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu

Uyku galp ben.

1 hafta...

Tam 1 haftadır burada bu lanet insanlarla yaşıyorum.

Neden mi gitmiyorum? Her gitmeye hazırlandığım an ya Ateşin kafası ağrıyor, ya Nizonun güneşli havada romatizması tutuyor, ya Emirin ayağı burkuluyor ya da Alperenin başına güneş geçiyordu.

Peki neden mi lanet dedim? Bence siktiriboktan insanlar daha çok uyuyor ama terbiyem küfür söylememe müsaade etmiyor maalesef.

Dedi soyismi Yavşar olan kız.

Oraları karıştırmayalım. 

Korka korka aşağı indiğimde hepsi burada akıllı akıllı oturuyorlardı ama biri eksikti...

"Selam millet bakın ne aldım." Diyerek yanımdan geçen Ateşle gözlerimi yumup gelecek olan felaketi beklemeye başladım. Bu çocuk var ya çocuktan farksızdı, hayır sadece kendi değil diğerlerini de yanına çekiyordu. 

Hani olur ya bazı çocuklar yaramazlık yaptıklarında ceza alan tek o olmasın diye yanında birini de yakarlar, hah Ateş tam öyle bir insan- pardon çocuktu. 

Doktorun olarak! {Yarı Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin