42

1.6K 124 28
                                    

Burnuma bir çeşit kokular geliyordu, ama böyle aynı şeye benziyordu... 

Küflü peynire.

"Nizo kurbanın olayım giy şu ayakkabıyı."

"Kokudan bayılacağız giy."

"Abart gardaşum abart, az daha abart, en fazla Defne bacum cibi bayilirsinuz."

"Ben,m bayılmam pek işine gelmez Nizo giy şu ayakkabıları."

Bu ses...

BU SES?

SES TELLERİ KOPASICANIN SESİ.

İdrak etiğim şeyle gözlerim bir anda açıldı. Tamda tahmin ettiğim gibi sürücü koltuğun da o vardı.

"Neredeyim lan ben? Siz... siz..." Sağımda Emir solumda Ateş sürücü koltuğunun yanında ki koltukta da Nizo vardı.

Kısacası şerefsizler takımı yine beni bayıltmak için toplanmıştı.

"Ama sizde çok oldunuz ha! Bu ne ya önüne gelen Defneyi bayıltıyor. Yeni aktiviteniz mi? Canımız sıkıldı hop Defneyi bayıltalım, yapacak bir şey kalmadı hop Defneyi bayıltalım, yeter amına koyim. Eter soluya soluya bir hal oldum yapmayın lan bana bunu." Söyleceklerim bitince derin bir nefes verdim.

Ne biriktirmişim içimde bee.

"İçine attıkça atmış, attıkça atmış, en sonunda patladı kız-"

"Hem ben niye bu göt suratlı piçle aynı havayı soluyorum, madem kaçırıyorsunuz daha kaliteli kişilerle arabaya bindirin 5 cümleyle birini terk eden kişilerle değil." Dediğimde Alperen yanında ki Nizoya dönüp "Bana laf mı çarptı o?" Diye sordu.

"Emir birine aynen ondan olduğunu birde benim onunla bir daha en güzel rüyalarında bile iletişim kurmayacağım söyle."

"Alperen Defne aynen onda-"

"Ateş birine söyle, bende zaten onunla çokta iletişim kurmak istemiyorum yani."

"Defne Alperen bende-"

"Emir birine söyle benimle iletişim kurmak istemiyormuşta neden kaçırmış?"

"Onunla iletişim-"

"Ateş birine söyle, mecburiyettenmiş, zaten mümkün olduğunca da az konuşmaya çalışacakmışım."

"Mecburiyet-"

Mecburiyet?

Gözüm seğiriyordur sanırım.

"Lan köpek-" Diye, o araba kullanırken saçına yapışmamın başka bir açıklaması olamazdı.

"MECBURİYETMİŞ, GEL ÖNCE BİR ÖZÜR DİLEGERÇİ AFFETMEYECEĞİM ORASI AYRI DA EN AZINDAN HAYVANLIĞI KENARA BIRAKIP BİR ÖZÜR DİLE." Bağırarak kafasını bir sağa bir sola yatırırken arkamdan biri kolumdan tutup geri oturttu.

"Otur kız bir şuraya adama kaza yaptıracaksın." Diyerek kolumu bırakan Ateşe kötü kötü baktım, onlarda da vardı şerefsizlik. Sakinleşmek için derin derin nefes alıyordum.

Derin nefes al.

Ver.

Al.

Ve-

"Saçım dağıldı senin yüzünden, Allahın manyağı."

Bana manyak mı dedi o? 

Yine gözüm seğiriyordur.

"Çok oldun ama sen." Diyerek öne çıktım ve bu seferde direksiyonun üstünde ki elini ısırdım.

Pardon ısırmadım dişlerimi geçirdim.

Doktorun olarak! {Yarı Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin