36

2.2K 134 10
                                    

Oy ve yorumları unutmayalımmm


Yanlış mı okudum diyerek tekrar okudum, ama yanlış falan okumamıştım.

Ciddi ciddi evlenmemiz lazım yazıyordu. Hemde acil.

Kafamı telefondan kaldırıp "Bir kişiye iki kere evlenme teklif ettirmek bir başarı mı?" Diye sorduğumda merdivenlerden abimin sesi duyuldu.

"Adam resmen işini garantiye almış, şuna bak ya." Diyerek yanıma geldi ve mesajı okudu.

...

Ben denizin ağızından...

Kapıdan çıktıktan sonra sıkıntılı bir nefes verdi Alperen. Şu an sadece yatağında Defnesiyle yatmak istiyordu.

Masum olan anlamında, yanlış anlamayalım.

Arabasına bindikten sonra sigara paketini çıkarıp yaktı. Yakar yakmaz aklına yine Defne gelmişti.

Çoğu zaman da aklındaydı zaten.

Hatta bu aralar neredeyse hiç çıkmıyordu denebilirdi.

Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuktan sonra arabasını küçük kafenin önüne park etti ve üşene üşene kapıyı açıp arabadan indi.

Kasa da uyuklayan çocuk Alpereni görür görmez oturuşunu düzeltip çalışıyorum moduna geçti ama yarım saattir etrafa boş boş bakıyor ve neden burada olduğunu sorguluyordu.

Resmen 23 yaşında kendini okulda gibi hissediyordu.

Alperen kafasıyla selam verip arka tarafa, temizlik malzemeleri olan yere geçti. Oradan da gizli bölmeden alt kata indi.

'Ne vardı bu kadar uğraştıracak? Gelip teslim olsalardı ölürler miydi adamı boşu boşuna yoruyorlar' diye düşünmeden edemedi Alperen.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtı ve içeri girdi. Bakışları önce Yağızda sonra Salih'te en sonunda da masanın önünde elleri kolları bağlı şerefsizde.

Gerçi şerefsiz diyemezdi, Halil'e ayıp olurdu.

"O gece ateş edenlerden birisiymiş abi." Salihin bilgilendirmesiyle Alperen sadece kafa salladı.

Geçip tam karşısına oturdu, bakışlarını ondan ayırmayarak Salih ve Yağıza "Sağolun çocuklar çıkabilirsiniz." Dedi.

Teşekkür etmek büyük erdemdi, atlamamak lazımdı.

İki adam başlarıyla ufak bir selam verip çıktılar.

"Eveeet baş başa kaldık. Ne anlatmak istersin neyden başlayalım?" Kendisinden beklenmeyecek şekilde rahat ve sakindi. Aslında doğruyu söylemek gerekirse yorgundu.

Her zamanki gibi.

Ama bu sakinlik daha doğrusu yorgunluk, karşısında ki pezevenk böyle sırıtmaya devam ederse çok uzun sürmeyecekti. 

Gerçi pezevenk diyemezdi, Emre'ye ayıp olurdu.

"Çok basit sorular soracağım, bak bugün gerçekten yorgunum," bunu kanıtlamak istermiş gibi esnedi. "beni uğraştırma evde çocuklar ekmek bekliyor."

Şaka olsun diye değil ciddi söylemişti, Defne gelirken iki ekmek almasını söylemişti.

"Kimin adamısın?"

Adam gevşek gevşek gülümseyerek "Kimsenin." Diye bir şey söyledi.

"Amacınız Ateşi vurmak mıydı?"

Doktorun olarak! {Yarı Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin